*

  • iyi aile kızı deyimini hak eden kadınlardan birisidir, genç kızlık ismiyle mary worthley. (1689-1762). 18. yy.'in ilk yarısında ne kadar önemli sahsiyet varsa hemen hemen hepsiyle görüsmüs, mektuplasmıstır genç kızlık zamanında. pen friend'inin agabeyi ile evlenip lady montagu olan mary, evlenince kocasının sürekli isleriyle ugrasmasından dolayı çok sıkılmıstır. kocası gerçekten de, amcaoglu john montagu'nun icadı sandviçin patentini alıp bunu heryerde satmak için magazalar zinciri açmak istemekte, icatin sahibi ise "daha zaman erken, daha dondurucular icat edilmedi, satamadıgımız mal elimizde kalırsa ne yaparız" diye itiraz etmekte, lady montagu de bu tarıismalardan çok sıkılmaktaydı gerçekten de. haklıydı da. genç kızken hayal ettigi evlilik bir sandviçe indirgenemezdi dogal olarak. ama illa da evlilikle sandviç arasinda bir ilgi olacaksa, bu uykulu sandviç olmalıdır diye aklından geçirmekteydi. "daha kitle turizmi baslamadan söyle bir doguya dogru geziye çıkayım" diye düsünür sonunda. aslinda niyeti katmandu'ya gitmek olmasina ragmen kocasina ben 'india'ya kadar bir gidip gelecegim demis, kocası da bunu 'italia' anlayip itiraz etmemistir.

    türkiye'ye geldiginde özellikle edirne ve istanbul'da bol bol dolasmıstır. (bazı kaynaklar kocasının istanbul'a elçi olarak gönderildigini, lady montagu'nun de o nedenle istanbul'a geldigini iddia ederlerse de bu, 18. yy.da genç bir kadinin tek basina dolasmasindaki acayipligi ört bas etmek için uydurulmus bir resmi tarih versiyonundan baska birsey degidir). istanbul'da çemberlitas'ta bulunan bir youth hostel'de kalan lady montagu çay ve simitten ibaret kahvaltılarını çorlulu ali pasa medresesinin avlusunda yapıyor, oradan ingilitere'deki tanıdıklarına mektuplar yazıyordu. bu mektuplarinda özellikle 18. yy. türkiye'sindeki kadinlarin durumunu incelemistir. (bu mektuplar modern sosyolojinin ilk önemli eserleri sayılır. daha sonraları, kadin muhabbetlerinin amerikan üniversitelerinde yapilan biçimine verilecek ad olan women studies icat olunmadan, 19.yy'da friedrich engels lady montagu'nün mektuplarini okuyacak, "o zaman türkiye'de kadinlara ne yapiliyorsa simdi de ingiltere'de isçi sinifina o yapiliyor" diyerek bir çırpıda inglitere de emekçi siniflarin durumu'nu yazacaktır).

    sultanahmet camii'ni gezerken, sonradan üçüncü ahmet oldugunu anladıgı, "burayı dedem birinci ahmet yaptırdi, hem de altı minareli yaptırdı, biz altı rakamını pek severiz ailecek"*** diyerek bıyıklarını buran, sonra da "ama cami simdi namaz vakti oldugu için kapalı. istersen benim yakındaki eve gidelim de elmas koleksiyonuma bir göz at" diyen adamdan hiç hoslanmamıs, "sen adresini birak ben sana sonra yazarım" demistir. bıyıklı adamın verdigi adresi görünce, ki "devletlûnun ta kendisi, topkapi sarayi, 34000 istanbul"*** yazıyordu, bozuntuya vermemis, gülümseyerek "...gerçekten yazacagim" diye eklemistir. üçüncü ahmet çok mektup gelecegini umarak bunlari barindirmak için topkapi sarayi'nda simdi adiyla anilan kütüphaneyi yaptıradursun, lady montagu ingiltere'ye dönmüs, türkiye'de gördügü çicek asisi, apartman kapiciligi, patates sogan ve bilumum ihtiyaç malzemelerinin arzini her an saglayan çevik kuvvet gibi ileri uygarlik unsurlarini ülkesinde yaymaya çalismis ve chamber of porters, chamber of mobile services gibi meslek kuruluslarinda örgütlenmelerini ve bu meslek kuruluslarinin da üyelerinin meslek ahlakina uymasini saglamasina dikkat göstermistir. türkiye'de gördügü kadin elbiselerinden esinlenerek londra'yi bir moda merkezi yapmaya çalistiysa da birinci françois'nin destekledigi, fransiz devriminden sonra haute couture diye bilinecek o zamanin couture royale'i ile rekabet edememistir. yüzyıllar sonra, yayınlanan ve hâlâ ilgiyle okunan mektuplarının yanısıra "katmandu'ya kadar söyle bir uzanayım" deyip de sultanahmet'te takılacak gençlere öncülük etmesiyle de anılacaktır.
  • (bkz: montague)
  • çorlulu ali pasa medresesi'inden yazdigi mektuplar ingiltere'ye varmis, türkçe'ye bile çevrilmistir.:

    türkiye mektupları 1717-1718 lady montagu, [çeviren: aysel kurutluoğlu], 208 s., 10 tl, tercüman gazetesi, 1001 temel eser: 12.

    okumak isteyenlerin 10 tl bulmalari gerekmektedir, zira, bilindigi gibi, kitapçiya "üstü kalsin" denmez, çok ayiptir.
  • "iyi bir hiciv keskin bir jilet gibi olmalı, bir dokunuşla, neredeyse görünmeyecek ve hissedilmeyecek şekilde yaralamalıdır." - lady montagu
  • türklerin çiçek hastalığını ceviz ağacı yaprağıyla iyileştirdiğini anlatan, dönemin ingiltere büyükelçisinin eşi olan yazar.
  • osmanlı döneminde eşinin istanbul'a elçi olarak atanmasıyla beraber, iki yılını istanbul'da geçirmiş ve bu arada istanbul'u ve osmanlıyı öven mektuplar yazmış olan ingiliz yazar. bu mektuplar "turkish embassy letters" adıyla toplanmış kitap olmuş, türkçeye de "şark mektupları" olarak çevrilmişler.
  • (bkz: çiçek hastalığı) geçirip,yüzünde hastalığın izleri kalmış olan ve istanbul 'da yaşadığı dönemde çiçek aşısının uygulanmasını hayretle gören kadın. iki çocuğunu istanbul 'da aşılatmıştır. ingiltere'ye dönünce de aşının ingiltere'de kullanılmasına yönelik agresif çalışmalar yapmıştır.
  • "türk kadınlarının en büyük süsü türk oluşlarıdır. onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar. çünkü her türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır." sözlerinin sahibi ingiltere'nin osmanlı elçisinin eşi.
  • (26 mayıs 1689 – 21 ağustos 1762), ingiliz yazar.
hesabın var mı? giriş yap