• korkulan ile kisinin birden ve yogun olarak karsilasmasi. sistematik duyarsizlastirmanin tam tersidir cunku korkulan ile yavas yavas degil, bir anda karsilasilir. boylece zorda kalan bireyin bundan kurtulacagi dusunulur. ancak, bu kisiyi tehlikeye atabilir. ornegin, yuzme bilmeyen cocuklarin birden denize atilmasi gibi.
  • korku, endişe, stres kaynağı ile kişinin yavaş yavaş yüzleştirilmesi ya da yüzleşmesi; böylece kişinin kaynağa karşı olumsuz tepkilerinin, kötü hislerinin ve kaynağı görünce yaşanan panik ya da acı çekme halinin kırılması beklenir. örneğin toplum içinde konuşmaktan korkan birisinin fazla kalabalık olmayan ve tanıdığı ortamlarda kısa konuşmalar yapması gibi.

    bu yöntemin anıların üzerine yazmakta da kullanılabileceğini düşünüyorum. anıları üzerine yazılabilir bir cd olarak düşünürsek, örneğin bize çok kötü hissettiren bir olayla eşleştirdiğimiz bir kıyafetimizi severek gittiğimiz bir yere giderken giyerek, o kötü eşleşme sebebi anının üzerine bir başka güzel anı koyabiliriz. bizde acı uyandıran bir kıyafetin artık o hissi uyandırmamasını sağlamış oluruz böylece. aynı yöntemi şarkılar için de yapabiliriz. şarkılar geçmiş zamanda yolculuk yapmamızı, müzik olmasa hatırlamayacağımız ayrıntıları hatırlamamızı sağlar. örneğin ben sahilde bisiklet sürerken gönderdiğim bir şarkıyı, tam olarak nereden dönerken, ne amaçla ve kime gönderdiğimi, aldığım cevabı ve o an hissettiklerimi çok net hatırlıyorum ama iki gün önce ne yediğimi hatırlamıyorum. müzik, hafızaya en küçük ayrıntıları bile kazıyabiliyor. işte müzikle birlikte hatırlanan da acı veriyorsa ben o müziği duyarsızlaşana kadar tekrar dinlemeye çalışıyorum, o an hissettiğim acıya katlanıyorum ya da o müziği başka bir yerde, iyi hissettiğim bir yerde açıp tekrar dinliyorum ve anı üzerine başka bir anı yazmış oluyorum.

    bahsettiğim yöntem müzik için, örneğin bir kıyafetteki, kullanılan bir nesnedeki kadar geçerli olmuyor çünkü müzik başka bir şey ama bu "yerler" için de denenebilir. sizde kötü anısı olan yerlere, şehirlere vs. tekrar tekrar giderek o kötü hislere kontrollü olarak kendinizi bırakabilirsiniz. böylece bir süre sonra duyarsızlaşmaya başlarsınız. hı, zor mu? çok zor ama daha sonra istemeden, zorunluluk sebebiyle maruz kalmaktansa kendi kontrolünüzdeyken maruz kalmak daha iyi.
  • bir psikoterapi tekniği olduğu gibi aynı zamanda kişinin güvenli bir ortamda kendi kendine de uygulayarak rahatsız olduğu nesneyle yüzleşmesini onu aşmasını sağlayabilecek yöntemdir. adı üzerinde maruz bırakmada rahatsız olunan uyarıcıyla doğrudan bir karşılaşma gerçekleşir. ancak bu karşılaşma güvenli bir ortamda nispeten düşük şiddetli bir uyarıcıyla geçrekleştiği için büyük oranda başarıyla onun aşılmasını sağlar. örneğin doğada tek başına kalmaktan büyük bir kaygı duyan kişinin kısa bir orman yürüşüyüne çıkması bir tür maruz bırakmadır. böylece birey anksiyete kaynağıyla yüzleşerek onu aşmak için bir adım atmış bulunur.

    bu teknik yaşamda kaygı, stres gibi unsurları tetikleyen -güvenli bir ortamda olması kaydı ile- her şey için uygulanabilir. ve uzun vadede psikolojik dayanıklılığı arttırarak ruh sağlığını korumaya fayda eder.
hesabın var mı? giriş yap