• yugoslav performans sanatçısı, yazar. bir çok kadın performans sanatçısı gibi kendi bedeni, mistiklik, temizlik konularıyla fazlasıyla iştigal eder.
  • 60larina gelmesine ragmen hala genc ve dinc gozuken sanatci.kendisi 19 mart-26 haziran aylari arasinda amsterdam'daki van gogh muzesindeki egon schiele sergisinde cesitli performanslar yapmistir,belirli gunler dans gosterisi,belirli gunler ise laptop basinda egon'a mektuplar yazmistir.
  • soyadi benzerligi yüzünden "bakin lan roman abramovic'in karisi/kizi yaptirmis bu sandalyeleri salzburg'da meydana" gibi saldirilara maruz kalan sanatci. (bkz: based on a true story)
  • sanatı köküne kadar yapar. performanslarıyla fiziksel ve zihinsel potansiyelin sınırlarını zorlayan ve araştıran bir sanatçıdır. bu yüzden de sahneden çok, ruh hastalıkları hastanesine ait olduğu izlenimini verebilir.

    bir beden sanatçısı (body artist) olarak, kendini kesmiş, parçalara ayırmış, kırbaçlamış, buz kütleleri üzerinde vücudunu dondurmuş, psikoaktif ürünler ve hafıza kaybına uğramasına yol açan kas kontrol ürünleri almış, kendini izleyenlerin vücudu üzerinde istediklerini yapabilmesine müsade etmiştir. performanslarının birinde alev alan bir perdenin altında boğularak ölme tehlikesi atlatmıştır.

    bu eserler, deneyimlerin ve sınırların yeni bir tanımını (vücudunu kontrol edebilme, sanat ve bunun uzantısı olarak toplumu belirleyen kodları) kimliklendirme serileridir. o halde onun sanatsal projesinin temelinde insanları özgürleştirmek adına hırslı ve derin bir niyet beslediğini görebiliriz.

    “tehlikenin tanımını zorlayan ve kurcalayan sanat benim ilgimi çekiyor. ve dahası, izleyenin gözlemi burada ve şimdi olmalı. dikkatini tehlikede toplamak, şimdiki zamanın, şu anın merkezine kurulmaktır. "

    kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/marina_abramović

    allah yardımcısı olsun diyoruz.
  • buyurun kendisi hakkında biraz fikir sahip olmak için şu performansına bakın
    http://de.youtube.com/watch?v=ie5h8k8ve2m

    edit: video uçmuş neydi hatırlamıyorum bile.

    ama şu sıralar walking through walls adlı otobiyografik kitabını okuyorum ve harika.
  • bugune kadar hayatimda gordugum en ilginc ve ciplak sergiye imza atmistir kendisi. bu aralar, new york ta `moma` nin 6. katinda sergileniyor eserleri.
    en ilgincini tarif edeyim size. bir kadin ve bir erkek ( zenci ;-/ ) model anadan dogma ciplak, aralarinda ya 30 ya 35 santim var, yuz yuze bakiyorlar.vatandaslar da sirada durup bu iki modelin arasindan geciyorlar. sanat iste...
  • şol dünyada sıçsa sanat olacak -alay etmiyorum- bildiğim tek insan bu kadındır.

    marina abramovic, çok genel tanımlamak gerekirse, bir vücut sanatçısı. (bkz: body art) onun sanatını seyirciyle birebir iletişim içinde olduğu performansları oluşturuyor diyebliriz. (bkz: performans sanatı) 1970'lerden beri bu işi yapan biri olarak* kendini 'performans sanatının babaannesi' olarak tanımlıyor.

    aslında vücut sanatı marina'nın yaptığını açıklamaya yetmez şahsi kanaatimce. zira her zaman bedenini kullanmıyor; birçok performansında beynin -daha doğrusu aklın ve zihnin- sınırlarını zorluyor.

    ben kendisini birkaç ay evvel new york moma'da şu performansında canlı izledim. 64 yaşında bir kadın için fazla iyi bir vücudu var. hayattaki bütün işinin performans sanatı üstüne olduğu düşünülürse vücudunu neden bu kadar iyi koruduğu anlaşılıyor elbette. ny moma'da bunun dışında marina'nın geçmişte kendisinin sergilemiş olduğu performansları canlı gerçekleştiren başka genç sanatçılarla kendisinin eskiden ulay'la gerçekleştirdiği performanslarının videoları ve performanslarında kullandığı eşyalar vardı. benim aralarında en etkilendiğim kemiklerle olan gösterisiydi.*

    ulay'la gerçekleştirdiği performansların birkaçı şöyle:
    aaa-aaa
    expanding in space -- örneğin bu performansta ulay marina'dan çok önce bırakıyor performansı. marina'nın sanatına olan tutkusunu bu videoda çok net hissedebilirsiniz.
    the other-''rest energy''

    yalnız performanslarından birkaçı da şöyle:
    art must be beautiful, artist must be beautiful
    rhythm 10
  • bu manyak teyzenin bilincinin ve vücudunun sınırlarını zorladığı ve evvelden (bkz: #20103456) aklıma gelmeyen diğer peformanslarına birkaç örnek de şöyle:

    bilincini kaybedene dek ezber yapması
    sesini kaybedene dek çığlık atması
    bilumum işkence aletiyle kendisine izleyiciler tarafından işkence ettirmesi (tabii performansta işkence diye geçmiyor bu.)
    sonra mesela bence en iyilerinden biri bosna savaşı'nı protesto etmek için bildiğin kemiklerden etleri sıyırma gösterisi yapması venedik'te sıcağın ortasında. gösteriye canlı tanık olanlar ortamda dayanılmaz bir koku olduğunu söylüyor.

    son olarak kendisiyle ilgili düşülmesi gereken bir not da tito'nun abramovic'in sanatını icra etmesine büyük ölçüde önayak ve destek olmuş olması zamanında.*
  • performans sanatıyla tiyatronun farkını en hasından kavratan sanatçıdır.

    "bu bir tiyatro değil. oyunu tekrarlarsınız. bir başkası oynayabilir. tiyatroda elinizi bir bıçakla kesebilirsiniz ve kan akar. oysa bıçak da kan da gerçek değildir. performansta ise bıçak da, kan da, sanatçının bedeni de gerçektir."

    "70'lerde gövde sanatı tamamen kayboldu. 80'lerde, piyasa olduğu gibi metaya ve satılabilir şeylere odaklandı ve performansta satılabilir hiçbir şey yoktu, o yalnızca hafızaya dayalıydı."

    şu performansı da izlemeye değer. benzerlerinden bir farkla ki, sert kayaya çarpmışa benziyor.
    http://www.youtube.com/…al72faoqdbw&feature=related

    (bkz: body art)
hesabın var mı? giriş yap