• maria callas'ın şişman ve zayıf olarak iki dönemi vardır. görüntünün önemli olduğunu düşünüp, kasıp, kısa zamanda bayağı bir killo vermiştir. kritikler de ikiye ayrılır bu konuda şişman callas'ın sesi mi daha iyiydi, zayıf callas'ın mı şeklinde.
    her iki haliyle de gelmiş geçmiş en iyi sopranodur nazarımda..
  • onassis sevgilisi..
  • inanilmaz teknigi ve ustun ajilite ustaligina ragmen bir dramatik sopranoya gore bile kalin kacan ses rengiyle bir turlu isinamadigim ama her kosulda husu ve takdirle andigim sanci..
  • aristotle onassis jackie kennedy'e aşık olup terketmişti kendisini
    sonra da jackie kennedy jackie o. oldu zaten
  • ilahi ses, diva...oyunculuk yapmisligi da vardir. pasolini'nin medea filminde medea'yi oynamistir, cekimlerin bir kismi turkiyede yapilmistir yetmisli yillarin baslarinda...
  • 1977 de kalp krizi geçirip öldükten sonra külleri çalınan, ancak sonra pariste pere lachaise mezarlığında ortaya çıkan, en sonunda ege denizine bırakılan soprano.
  • diger sopranolardan sesi ile ayrildigi kadar, ba$ka sopranolarda kolaylikla bulunmayan dramatik yetenegi ve rol kabiliyeti ile takdir kazanmi$, unutulmaz buyuk ses.
  • esas soyadi kalogeropoulos'tur. amerika'ya gocmus yunanli bir ailenin iki kizindan biridir. annesi, ablasindan da buyuk bir sanatci yaratmaya calismis ama basaramamis, maria'nin basarisini da bir turlu icine sindirememistir ve zaten hic anlasamadiklari icin, maria ilerleyen yaslarinda annesiyle gorusmeyi kesmistir. sahneye ilk kez on bes yasinda, cavalleria rusticana'da koylu kizi santuzza rolu ile cikmistir. kariyerinin baslangicinda, kendisinden epey buyuk, zengin bir italyan isadami olan meneghini ile evlenmis, meneghini ona ve kariyerine buyuk destek olmustur. magazin basini icin cok yakindan takip edilen, hayati didik didik edilne bir celebrity olmustur her zaman. cok titiz ve mukemmeliyetci olmasinin etkisiyle, huysuz ve kaprisli diva olarak nam salmistir.meneghini ile beraberken tanistigi onassis ile iliskisi, hayatini ve kariyerini mahvetmistir. kazma kalantor onassis icin (iddiaya gore biraz da jet sosyetenin kralicesi olma hevesi ile) kariyerini terk etmis, bir turlu mutlu olamamis, onassis ile surekli didisip durmuslardir. onassis kendisini jacqueline kennedy icin terk ettikten sonra iyice kabuguna cekilmis, bir iki basarisiz kariyerine donme girisimi de sonuc vermemistir. onassis oldukten kisa bir sure sonra, paris'teki evinde yalniz ve mutsuz bir sekilde olmustur. paris'te, (bkz: pere lachaise)in krematoryumunda yakilmis ve kulleri vasiyeti uzerine ege denizi'ne serpilmistir. pere lachaise'de bedeninden geriye kalan bir sey yoktur dolayisiyla, ancak krematoryum bolumunde uzerinde adi yazan ufak mermer bir plaka vardir, yanindaki ufak tas vazoya cicek birakmak mumkundur.

    callas'in klasik anlamda guzel denebilecek, kulaga hos gelen bir sesi yoktur bence, ama inanilmaz dramatik yetenegiyle ve muthis teknigiyle cok cok etkileyicidir. sadece sesi degil, goruntusu de (1953-1954 yillari arasında agirliginin ucte birinden kurtulduktan sonraki goruntusu) cok etkileyicidir; narin yapisi, kocaman siyah gozleri, cikik elmacik kemikleri, huzunlu ama magrur ifadesi, kemikli, karakteristik ve son derece teatral o guzel yuzuyle, her biri birbirinden trajik opera kahramanlarini canlandirmak icin yaratilmis gibidir. bir kez sahnede gorebilmis olmayi en cok isteyecegim insandir.
  • ses siniflandirmasinda dramatik ajilite sopranosu kategorisine giren sanatci.
hesabın var mı? giriş yap