• ilkin rebecca solnit'in kullandığı ve feminizm literatürüne eklediği bu kavramın özetleyici nitelikteki tanımı şu: "endlessly pontificating white male syndrome", türkçesiyle "daima kendisini yücelten beyaz erkek sendromu". bire bir karşılığı ise "erkek söylemi/açıklaması" olabilir, zira man ile explain'in birleşiminden oluşmuştur.

    buradaki kritik hususun erkeğin beyazlığı olduğunu düşünüyorum, zira ortodoks feministlerin bu kavram üzerinden getirdikleri eleştiriler daha çok egemen sistemin merkezine dönüktür, o merkezde bulunan da "beyaz erkek"tir. siyah erkekler ise kendi özgürlük mücadelelerini vermiş bir kesimi, yani, ezilen başka bir kesimi temsil eder: ezilenlerin dayanışmasıdır bir nevi.

    bir şeyler yazdım, buyrun:

    (2) patriyarşi öldü mü? (mansplaining kavramı)
    http://jimithekewl.com/…du-mu-mansplaining-kavrami/
  • ya açüklama kadar mükemmel bir çeviri olamaz, bravo 5harfliler! bir kelime başka bir dilde bu kadar mı güzel karşılanır yahu. hadi bir de tanım olsun madem: kadınlar olarak hepimizin her an yaşama sevincini öldüren, ömrümüzü çürüten, yıldıran bilgiç, sevimsiz ve aşırı maço iktidar kurma biçimidir.
  • bedenimi, nasıl yürümem, giyinmem, sevmem gerektiğini erkeklerin benden daha iyi bilip, bana anlatması ve beni aydınlatması durumu.

    açüklamanın ingilizce karşılığı.
  • "açüklama" kadar harika bir çeviri örneği ile dilimize girmiş kelime. bu ceviri baya komik baya eğlenceli görünebilir ve fakat ne yazık ki eğlenceli falan değil.

    bir erkeğin karşısındaki kadın hangi konuda uzman veya o kadının hangi konuda yeterli olup olmadığını dahi bilmeden herhangi bir konu hakkinda kendi söylediklerini sirf karsisindaki insanın cinsiyeti "kadin" oldugu icin manipulalif bir bakış açısıyla doğru kabul etmesi ve bu baglamda aciklamalarda bulunmasi durumu için kullanılmış.

    kadına görev olarak atfettiginiz -yemek yapmak, utu yapmak, ev temizlemek, cocuk dogurmak, cocuk bakmak gibi- işlerde bile erkegin cok bilmesi ve ahkam kesiyor olması da ironiktir.
  • üçüncü dalga feminizmin batışının bir etkeni olan goygoy, kabak tadı veren kimlik siyasetinin kilit kavramlarından biri.
  • (bkz: beygiçlik taslamak)

    tanım gibi tanım. ben yaptım, oldu.
  • pek çok kadın terimle ilk karşılaştığında üzülerek yakınındaki erkekleri hatırlıyordur sanırım. ben içimde bir sızıyla hayran olduğum, aşık olduğum babamın bana bunu yaptığını farkettim, hoşlandığım adamın... hoşlandığınız bir erkeği hayatınızdan çıkarmak çok kolay. peki ya babanız?

    tanım: erkek egemen toplum kadınlarının bir derin yarası.
  • yetersiz erkek yoneticilerin sorunlara cozum bulmak icin ugrasan kadin calisanlara bol bol uyguladigi yontem. sonra hakkinda konusulmadigindan ortada sorun da kalmiyor. cok pratik.
hesabın var mı? giriş yap