• 1995'te yaslari 18 altinda bir grup liseli gencin yasadisi orgut uyesi olarak goz altina alinmasiyla baslayan surece kamuoyunda verilen isim. gencler gozaltinda tutulduklari sure icinde iskencelere maruz kaldiklarini iddia etmisler ve dava acmislardi. son 7 yil icinde defalarca bozulan kararlar ve yenilenen mahkemeler sonucu, bugun son olarak olaya karisan polis memurlari suclu bulundular. mahkeme iskence yaptiklari tebit edilen cocuk sayisinin 10 kati kadar ay boyunca hapis yatmalarina karar verdi.
    orn
    2 cocuga iskence 20 ay
    13 cocuga iskence 130 ay
    gibi...
  • manisa ağır ceza mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına, sanıklardan levent özvez, musa geçer, ramazan kolat ve başkomiser halil emir katıldı. altı sanık ise duruşmaya gelmedi.
    manisa ağır ceza mahkemesi, 26 aralık 1995’te yasadışı dhkp-c örgütüne yönelik operasyonlarda gözaltına alınan gençlere işkence yaptıkları iddiasıyla yargılanan polis memurları levent özvez’i 12 mağdur için 120 ay, turgut demirel’i 6 mağdur için 60 ay, engin erdoğan’ı 11 mağdur için 110 ay, fevzi aydoğa’yı 11 mağdur için 110 ay, musa geçer’i 11 mağdur için 110 ay, mehmet emin dal’ı 11 mağdur için 110 ay, turgut özcan’ı 7 mağdur için 70 ay, atilla gürbüz’ü 10 mağdur için 100 ay, ramazan kolat’ı 11 mağdur için 110 ay ve başkomiser halil emir’i de 13 mağdur için 130 ay hapse mahkum etti.manisa’da, 26 aralık 1995’te, yasadışı dhkp/c örgütüne yönelik operasyonda gözaltına alınan 16 gence işkence yaptıkları iddiasıyla 10 polis hakkında manisa ağır ceza mahkemesi’nde dava açılmış, yargılama sonunda sanık polisler beraat etmişti.
    yargıtay 8. ceza dairesi, “tüm mağdurların fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kaldıkları” gerekçesiyle beraat kararını bozmuş, tekrar görüşülen davada yerel mahkeme, ikinci beraat kararı vermişti.
    yargıtay ceza genel kurulu tarafından bozulan davada, 10 polis memuru, 1 yıl ile 5 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılmış, bu kararda “son savunma hakkı verilmediği” gerekçesiyle yargıtay 8. ceza dairesi tarafından bozulmuştu.
  • tam olarak nisan 2003'te (zamanasimina ugramasina 2 ay kala) son bulan simgelesen dava. bu tarihte yargitay, daha once sanik polisler hakkinda verilmmis olan hapis cezalarini onaylamis ve dava nihayete ermistir. (bkz: manisali gencler)
  • insanın umudunu kıran bir davaydı. dava şehir şehir gezdirilmişti. bir ara afyon'da spor salonunda görülmüştü. 1997 yılında. o zamanlar eskişehire giderken tesislerde durduğumuz vakit bir kere denk gelmişti bana. bir otobüs insan izmirden afyona gidiyordu. destek amaçlı. parçalanmıtım o vakit. bir otobüs insan adalet için şehir değiştiriyordu. gariban insanlardı üstelik. böyle sol örgütlerden toplanmış insanlar.rahatlarını bozmuşlardı yani. belki de bu dava onların yüzü suyu hürmetine zaman aşımına uğramadan neticeye bağlandı. tabii sonuçlar pek tatmin edici olmasa da. gecikmiş adalet adalet değildir demişer oysa.
  • 26 aralik 1995’te 16 genç, geceyarisi evleri basilarak, aileleri tehdit edilip tartaklanarak gözaltina alindilar ve kapisinda manisa emniyet müdürlügü yazilan iskencehaneye götürüldüler. o kapidan girdikten sonra olanlar ise, yillardir tartisiliyor.
    emniyetin iskence sürecinden önce tutuklama gerekçesi de bir duvara yazdiklari, “demokratik lise istiyoruz...”, “yasasin halklarin kardesligi” sloganlaridir.
    kisa bir yargilama sonucunda, ki mahkeme normal süreçten daha hizli isletilmis suçlu bulunan bu 16 gence 76 yil hapis cezasi verilmisti. sonrasinda temyize gidildi ve yargitay iskence nedeniyle cezayi bozdu. iskencenin çok aleni olmus olmasi ve bir de milletvekili tanigin bulunmasinin bunda büyük etkisi vardir.
    iskenceci polisler hakkinda açilan dava mahkeme 11 mart 1998’de yeterli delil olmadigi gerekçesiyle beraatle sonuçlandi. yargitay bu karari da bozdu ve mahkeme 27 ocak 1999’da ilk kararinda direnerek iskenceden beraat kararinda direndi. bu mahkemenin baskani, daha sonra sami türk’ün ‘cezaevlerinde iskenceyi önlemek için’ olusturdugu manisa cezaevi izleme kurulu’nda yer alacakti.
    yargitay karari yine bozunca mahkeme bu kez iskencecilere ceza vermek zorunda kaldi. yargitay bu defa da davayi “polisler savunma hakkini kullanmadi” diye bozdu; çünkü davayi zaman asimina ugratmak isteyen polisler, savunmalarini yapmaya gelmemisti. dava o gün bugündür sürüyordu. 10 iskenceci polis, 44. durusmada beraat etmeyi veya isin surada az bir sey kalmis olan zaman asimina kadar uzatilmasini bekliyorlardi ki; ab raporu hesabi bozdu.
    bugün bu gençler serbest ve devletten hak ettiklerine karar verilen tazminati aihm araciligiyla aldilar ama yasadiklari acilar o anda oldugu kadar canli olsa gerek.
  • (bkz: bülent kar).
  • manisa ismi ne zaman ve nerede duyulsa o daha cok kucuk feryadını akla getiren, devam ettiği yıllarda (hatta daha sonra da) seyretmekten başka birşey yapamamanın insanı kahrettiği, devlet içindeki devleti derinlerde aramanın gereksizliğini ortaya koyan, işkencecilerin umarsızlık ve pişkinlikleriyle hafızalara yer eden, işkencenin yapanın yanına kar kaldığının ispatı davadır manisa davası.
    özetle insan olan insanın içini acıtan davadır.
  • senelerce süren dava. o şehirden bu şehire sürüklendi aileler davanın peşinde. çocuklar yıllarca psikiyatrik yardım almak zorunda kaldı. gözlerindeki kırgın, üzgün, acılı bakış o günlerde gözlerindeydi. sanırım sonsuza dek gözlerinde o bakış kalacaktır.
    ayıbımızdır, yaramızdır, utanılarak anımsanan olaydır.
    haberlerde, gazetelerde her gördüğümde, aklıma her geldiklerinde, sıkısıkı sarılıp, kulaklarına söylemek istediğim tek şey vardı.

    güzel günler göreceğiz çocuklar
    güneşli günler göreceğiz.
hesabın var mı? giriş yap