• 1985 yapımı gus van santtarafından yönetilmiş siyah beyaz film. los angeles film eleştirmenleri birliği'nden en iyi bağımsız film ödülü almışlığı ve bir çok festivale katılmışlığı vardır.
    konusu aşağı yukarı şöyledir: portland'da eski bir içki dükkanı işleten ve gay olan kahramanımız walt, meksikalı yasadışı bir göçmen olan ve tek kelime ingilizce bilmeyen johnny'ye aşık olur. walt'ı hiç de çekici bulmayan johnny yirmibeş dolar karşılığında walt'la birlikte olmayı kabul eder. fakat daha sonra walt'ın kızkardeşi betty'yi görür ve olaylar gelişir.

    film gus van sant 'ın ikinci filmi olup 25.000 dolar gibi çok ucuz bir bütçeyle çekilmiştir. walt curtis 'in aynı adlı otobiyografik romanından uyarlamadır.

    ayrıca mala noche: ispanyolca kötü gece
  • az spoiler

    arada birkac siyah beyaz guzel fotograf iceren bastan sona amator mu amator bir film.my own private idaho ile kalite acisindan karsilastirmak imkansiz.issiz gucsuz kacak birkac meksikali nin takildigi bombos bir amerikan sehrinde,hem sempatik hem yakisikli olan abimiz walt curtis in,bu yanik tenli ufakliklardan biriyle emmeli gommeli takilma istegidir..filmde/ya da hikayede ilginc olan nokta,yalnizca sikisip sokusmak ile ask yapmanin bir escinselin gozunde(en azindan walt curtis in gozunde) ne kadar ayni,birbirinden ayrilmaz seyler olusudur.ozellikle cinsellikle ilgili noktalar gerek gorsel, gerek yazinsal(diyaloglar-monologlar) sakli bir cig lik icermektedir.kapkaranlik bir sahnedirki meksikali genclerden biri,walt a kaydirir/daha dogrusu kaydiramaz ki walt kardesimiz aci ceker..arkasindan gelen plan bize walt un banyodaki dolaptan vazelin kutusunu alisini gosterir..saniyelerce suren anlmasilmaz seks sahnesi pek birsey gozukmediginden kimseye dokunmamistir..ama arkasindan gelen vazelin alis sahnesi ve walt un ispanyolca daha yavas deyisleri,ertesi gun surekli gotundeki acidan bahsetmesi,gus van sant in daha sonraki filmlerinde de kullanacagi direkt bir cinselligin goruntusuz/minimum gortuntu ile anlatiminin ipuclarini 1985 ten vermektedir.. bir de sinanay yavrum sinanay deyisi vardir bu bas karakterin..ne alakadir bilinmez..

    falan filan..
  • bruksel'de promiyerini yaklasik 22 yil rotar ile bu hafta yapmis olan gus van sant filmidir.
  • 1987 los angeles film eleştirmenleri birliği: bağımsız/deneysel film- video ödülü ve 1988 torino gay& lesbian film festival'inde özel ödül alan gus van sant filmi. 26. uluslararası istanbul film festivali'nde gösterime girecektir.
  • türkiye'de 80 sonlarında mastder film festivalinde fantastik film kuşağında "mala vurma" ismiyle gösterilmişti.
  • sonunda neo boys'un "never comes down" parçası çalan film.
  • film waltın ilk görüşte aşık olduğu johnny ve johnny’nin yakın arkadaşı roberto arasında geçiyor.

    --- spoiler ---

    johnny tek kelime ingilizce bilmeyen meksikalı bir göçmendir. walt’ın dükkanı önünde arkadaşlarıyla birlikte takılmakta hayatını yasadışı işlerle özelliklede hırsızlık yaparak kazanmaktadır. hikayemizin asıl kahramanı ve anlatıcısı walt ise sıkıcı ve tekdüze hayatını johnny’e olan aşkı ile renklendirmiş yalnız yaşayan amerikalı bir eşcinseldir.

    walt romantik kişiliğinin yanında aradığı yaşamak istediği hayata duyduğu özlemin yoğunluğunda johnny’e ilk görüşte aşık olur ve onu şiddetle arzulamaya başlar. ona yakınlaşma arzusuyla genç işsiz bir göçmenin en çok ihtiyacı olan şeyi johnny’e teklif eder. bu sayede aşkının şiddetinde duygularını tatmin etme birazda olsa ortaya çıkan yoğun isteklerini bastırmak arzusundadır. ancak para teklifi sonuç vermeyecektir o da sexuel dürtüler ve fizyolojik ihtiyaçlar ekseninde walt’ın kendi tabiriyle o " mala noche" yi teklifi kabul eden johnny’nin en yakın arkadaşı roberto ile geçirir. walt o gecenin sabahında sorgulayıcı ama gerçekçi eleştirel bir bakışla durum değerlendirmesi yapar ve johnny den daha çok uzaklaştığını fark eder. walt’a göre johnny’nin gözünde arkadaşı tarafından kullanılmış alay edilmiş dalga geçilmesi gereken zavallı bir eşcinseldir.

    hayat walt’ı şaşırtacak derecede normal ilerlerken ( johnny ve roberto walt’ın düşündüğü gibi bir davranışa girmemiş tem tersi johnny walt’ın aşkını duygularını iyiden iyiye kullanmaya başlamıştır ) filmimizdeki her karakterin hayatını kalıcı olarak değiştirecek ve etkileyecek bir olaya meydana gelir. johnny aniden ortadan kaybolur. bu kayboluş walt ile roberto’nun yakınlaşmasına, beraber yaşamaya varan bir arkadaşlığı da beraberinde getirecektir. bu aşamadan sonra walt roberto arası diyaloglara aralarındaki ilişkinin detaylarına farklılıklarına özlemlerine ve aştan öte alışkanlıklarına walt’ın anlatımıyla şahitlik edeceğimiz bir süreçte yaşanmaya başlar.
    --- spoiler ---

    seyirciler de aşk kavramı üzerinde düşünmeye, gerçek aşkın cinsellikle bağlantısına, onla veya onsuz etkilerine, aşkın başka bir kişiyle cinsellik yaşamaya engel olup olmadığına, farklılıklarımıza rağmen alışkanlıklarımızın bizi ne kadar etkilediğine dair sorgulayıcı bir yolculuğa çıkar işin içinden çıkmak ne mümkün tabi…

    filmin teknik detaylarına gelirsek film siyah beyaz olarak yer yer renkli kareler eşliğinde 25.000 usd gibi çok küçük bir bütçeyle çekilmiş. bu da film çekmek için çok büyük paralar gerekmediğini yönetmenin yaratıcılığının ve tekniğinin filmi kotarmak için yeterli olacağının da bir kanıtı aynı zamanda. filmdeki oyuncuların seçimi de oldukça başarılı özellikle walt karakterinde tim streeter adeta devleşmiş. bu başarılı oyuncunun başka bir filmde özelliklede başka bir sant filminde neden oynamadığını merak ediyorum çok doğal ve güzel bir iş çıkarmış çokta yetenekli aynı zamanda beyazperdeye yakışan bir yüz gerçekten ilginç bir durum.

    sonuç olarak gus van sant ın en iyi 5 filmi arasına rahatlıkla gireceğini düşündüğüm çok sıkı bir bağımsız çalışma mala noche. bir şekilde bulup seyredin kaçırılmaması gereken bir ilk film. ayrıca eşcinsel sinemanın mihenk taşlarından biri olarak adlandırılan da bir çalışma aynı zamanda
  • gus van sant'ın '85 yapımı filmi. 16 mm'lik lirik bir gay dramı. hikayelerinin çoğunda portland'ı kullanan van sant, bu filminde de aynısını tercih ediyor. skid row 'da geçen filmi yüzeysel olarak incelersek şöyle bir güzellik var: modern anlatı da eşcinseller daha çok 'sapkın', 'ucube', 'bağımlı' olarak tasvir edilirken van sant '85 gibi oldukça erken bir dönemde bu yola girmiyor.

    bir adım ötesi, solcu abiler eşcinselliği suç sayar ve burjuva kültürünün bir ürünü olduğunu söylerler. performatif anlatılarda da eşcinseller genellikle orta ve üst sınıf arasında seçilirken biz van sant sinemasında bunu görmüyoruz. burada bilakis toplumun en altındaki bir eşcinsel kasiyerin, göçmen bir meksikalıya olan aşkını izliyoruz. sınıfsal kabulleri yıkmak anlamında da önemli bir iş, erken dönemde.

    anlatı olarak bakılınca hikayede charles bukowski havası alıyoruz. karanlık bir ortam, basitlik, bayağılık, alt tabaka gibi kavramlar önemli değerler olarak, en azından anlatının oluşturduğu temel bağlamında, karşımıza çıkıyor. aşkı dejeneratif bağlamda ele alıyor; çünkü walt obsesyon hâline getirdiği johnny'yi elde edemeyince onun yakın arkadaşı olan pepper ile son derece bayağı bir ortamda ve basitçe ilişki yaşıyor. o kadar basit, irrite edici bir seks sahnesi ki, sikmek kelimesini tam olarak karşılıyor. zaten sekans da havada kalıyor, tamamlanmıyor. özellikle yakın plan çekimler, çekimlerdeki muğlaklık, şehrin gürültüsü ve bir türlü bulunamayan o erotizm bayağılık düzeyini arttırıyor.

    bunun yanında, çekim teknikleri genel olarak film boyunca etkileyici. zaman zaman tek açılı sekanslar, hareketli sekanslardaki kamera açıları oldukça güzel kurgulanmış.

    ''maybe when they're making love they can think about roberto having fucked me. roberto's cock fucks johnny fucked me. that's about us close to johnny as i'll ever get. unless i had the money. poor boys never win. who fucks whom? mala noche.''
hesabın var mı? giriş yap