• kanuninin eşi
  • i. süleyman'ın * hürrem sultan'dan önceki hasekisi ve sultan olamamış mustafa'nın annesi. hürrem'in entrikaları sonuç verince hem oğlundan olmuş, hem de manisa'da sürgün hayatına mahkum edilmiştir. 82 yaşında öldüğünde kalbi kırık ve beş parasızdır.

    hürrem sultan adlı gudik dizide hatice aslan tarafından canlandırılmıştır.
  • tam adı "mahidevran gülbahar sultan" olan kanuni'nin ilk gözdesidir. daha sonra hürrem sultan'ın kanuni üzerindeki entrikalarının kurbanı olmuş, önce gözdelikten düşmüş, daha sonra oğlunun ölüm haberini almıştır. oğlunun ölümünde sonraki hayatını bursa'da genel olarak fakir bir biçimde sürdürmüştür. hürrem sultanın ölümünden sonra 2. selim mahidevran'a maaş bağlattı. 82 yaşında öldüğünde bursa'da oğlunun kabrine gömülmüştür.
  • muhteşem yüzyıl'da nur aysan tarafından canlandırılan haseki sultan.

    eh ela gözlü kanuni'yi mavi gözlü aktör canlandırırsa bu gece saçlı kömür gözlü sultanı da kumral ve yeşil gözlü oyuncu canlandırır. yine de yakışmış.
  • şehzade mustafa'nın annesi, kanuni'nin eşidir.

    zannedildiği gibi hürrem'e yenilmemiştir. çünkü hürreme yenilen kanuni'nin bizzat kendisidir.
    mahidevran sultan, o gösterişli saray hayatından sonra bir anneye en yakışanı yapıp, babası tarafından öldürtülen oğlunun yasını sessiz sedasız çekerek, fakirlik içinde manisa'da sürgün hayatı yaşamıştır.

    kanuni o kadar yenilmiştir ki hürrem'e; ilk göz ağrısı olan karısına bir maaş bile bağlatmamıştır.
    onu açlığa terk etmiştir.
    kanuni o kadar yenilmiştir ki hürrem'e; kendi oğlunu öldürttüğü yetmezmiş gibi, karısı mahidevran sultan'a bir saraylının başına gelebilecek en kötü şeyi yaşatmış ölmekten beter etmiştir.

    kanuni sözüm ona ''muhteşem yüzyıl'' yaşarken,
    kendi karısına ve öz oğluna aslında hiç de ''muhteşem'' bir baba olmamıştır.
    böyle bir babanın yönettiği o ''muhteşem'' yüzyıl ne ilginçtir ki hürrem'in oğlu tahta geçince bitmiş,
    osmanlı duraklama devrine girmiştir.

    kim bilir belki de kanuni tarafından boğdurulan şehzade mustafa'nın,
    hatta yıllarca sürgün edilip, hürrem'in hırsının ve kininin altında ezilmesine izin verilen mahidevran sultan'ın ahı tutmuştur.
    belki de onun için osmanlı devleti bir daha asla ''muhteşem'' olamamıştır.
  • birçok kaynakta çerkes olduğu belirtilen talihsiz kadın. hikayesinin benzeştiği aragonlu katherine'den en önemli farkı mahidevran sultan'ın doğurduğu şehzade mustafa'nın merhametli, adil, cesur bir insan oluşu ve tahta geçseydi babasından da büyük ve sevilen bir padişah olacağı gerçeğidir, fakat katherine'in doğurduğu bloody mary cani bir ruh hastasıdır ve bütün ingiltere'nin nefretini üzerine çekmiştir.
  • muhteşem yüzyıl dizisinin ardından illaki yazılacak bu entryi yazan kişi olmaktan büyük mutluluk duyuyorum; bir alexandra değil.
  • catherine of aragon ile hikayesi falan benzemez. catherine ile henry "evli" olduklarından bir nevi aldatma, akabinde boşanma -teknik olarak iptal diyelim- sözkonusu. osmanlı padişahının ise emrinde bir haremi bulunur, yasal olarak dilediği kadar kadınla birlikte olabilir. mahidevran bir consort değildir, "osmanlı kraliçesi" tadında bir ünvanı yoktur. sadece padişahın çok sayıda cariyesinden birisidir. oğlu iktidarda olduğu takidrde valide sultan olarak rütbe kazanabilecekti.
  • kanuni sultan süleyman'ın şehzadeyken evlendiği ilk karısı. lamartine'in osmanlı tarihi kitabında çerkez olduğu yazıyor.
  • 'devrinin güzeli', 'zamanın ayı'. nasıl geldim bu başlığın altına bişey yazmaya bilmiyorum. hayatın sanılanın aksine güzel olmadığı bi noktadayım şuan, devam etmem beklenirse, düşmekten korkuyorum.. ara verip kaçarsam da bir daha kendi hayatıma sahip olamamaktan. ama sorumluluğumun altında olan insanlar, onların beklentilerinden ziyade mutlulukları daha çok önemli benim için. her gece koynundan uzakta uyuduğum annem, beni okumak için gönderdi: beklentisi başarım.. sorumluluğum: onun huzuru, mutluluğu.. huzurun evinde olduğundan emin olmadan geceleri uykuya dalmak, yabancılaştırmakta seni geri dönünce yaşayacağın hayata..peki ya kendi umutların?

    mahidevran, devrinin güzeli.. pes edebilmiş miydi?

    gecenin bi yarısı, sertap erener lal dinlerken, gördüğüm isim getirdi beni sana.. savaşan bir kadın vardı karşında, adice belki ama pes etmeyen, sonunda istediğini alan yine adice ama hayatına kavuşan... bi de sen, sorumlulukları altında ezilen, doğruya öğretilenlerle gitmeye çalışan, oyunu kuralına göre oynayan.. senin sonun mağrurluk oldu, kaybettiğin evladının ardından tutmaya maruz kaldığın yasla.. diğerinin ünvanı sultan oldu, namına el değmedi, şanı yüceldi..

    bu gece farkındayım, hayatım bi dönüm noktasında: ya sırf 'hem bir daha onları göremem, gidip bi olaya el atayım, aileyi toparlayayım... hem de içime daha taze konulmuş isimden bir emin olayım' diye çıkacağım bu diyarlardan yola.. ve elime geçen sürekli bir kaçış olacak.. ya da kalıcam, 6 ay görmeyip onlara yabancılaşıp, hayatımı kendi ellerime alacağım.. acı olan ne biliyor musun? öğretilenlerle çıkmak istesem de yola, hiç bir nokta beni bu gece tamamlayamıyor.. tek başımayım.. her türlü hürremim bu gece, her türlü mahidevran..

    iki kadının savaşı içimde. kendini kandıran belkide.. ailesi ve yeni bir isime karşı duran..kapılar açık, rüzgar esmekte.. bir başıma bir ben, her renkten bir elbise üstümde..
hesabın var mı? giriş yap