• 2019/2020 sezonundan bu yana şahtar donetsk kulübünü çalıştıran portekizli teknik adam. şahtar'ın lucescu ile başlattığı futbol devrimini kendisinin de devam ettirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. tabi arada bir dönem fonseca'da yer almıştı bu anlayışa uygun olarak ve daha sonra italya'ya yolcu olmuştu.

    castro ise geçtiğimiz sezon takımını avrupa ligi'nde yarı finale taşımayı başarmıştı. ilk sezonu için gayet tatminkar bir başarıydı zira lucescu dahi bu takımı finale götürebilmek için 5 yıl beklemek zorunda kalmıştı. castro'nun ekibi bu sezona da harika başladı. takımdaki korona vakalarına rağmen, geçen hafta ispanya'da madrid'i devirdiler ki genç takımdan takviyelerde vardı o mücadelede. bu akşam ise, yine bir başka dev inter'e yenilmediler ve grubu ilk ikide bitirebilmek için müthiş bir fırsat yakaladılar.

    şahtar kulübü, lucescu'nun da söylediği gibi müthiş bir anlayışla oluşturulmuş bir takım. takımın geri hattı yerli oyuncular ağırlıklı oluşturulurken, ön hat ise yetenekli brezilyalılara emanet ediliyor. bu kadar brezilyalı oyuncuyu, böylesine kompakt bir oyuna ikna edebilmek büyük bir çaba ister ancak doğru teknik adam tercihleriyle bu konuları kulüp aşmayı başarabiliyor. lucescu bir futbol dehası olduğu kadar bir dil profesörü de aynı zamanda. portekizce konuşabilmesi, 2004 yılında başlanan bu projenin ve brezilyalı akımının kulüpte yer bulabilmesinde ana etmenlerden biriydi. takımın sonraki teknik adam tercihlerinde de ana dil tercihi portekizce oldu elbette.

    bakalım castro, geçen sezon yakaladığı başarıyı tekrar edebilecek mi? bu tarz bir anlayışa sahip takımları ve teknik adamları seyretmek ayrı bir zevk veriyor. sezona yaptıkları başlangıca bakılırsa şahtar, avrupa'nın birinci kupasında da rakiplerine gözdağı vermeye devam edecek gibi görünüyor.
  • medyadaki fenerbahçe'nin hocası kim olacak sorusunun bu günkü talihlilerinden..

    ali koç bizzat görüşmüşmüş te, ya favre ya sen olacaksın demişmiş te.
  • sırf portekizli diye fenerbahçe'ye yazılan teknik direktörlerden biri daha. neyse aklımızdan geçenleri yazalım.

    tıpkı porto b takımında olduğu gibi fonseca'dan devraldığı şaktar ilk sezonunda ligde şampiyon olup şl'de grup 3. lüğü yoluyla devam ettiği avrupa ligi'de yarı final tek maçında inter'e 5-0 kaybetti. ikinci sezonunda daha düşük bir performans sergiledi. ligde 2. olup, şl'de 3. lük yoluyla ancak son 16'ya kalabildi şaktar.

    geçen sezon şampiyonlar ligi'nde kornienko, bondar ve kaleci trubin gibi gençlerle başladığı kadroyla önce real madrid'i 3-2 yenerek sükse yapan, ardından ise yanlış bir ortasaha tercihiyle başladığı maçta marco rose* yönetiminde makine gibi işleyen farklı seviyedeki organize mönchengladbach tarafından 6-0 ve 4-0 gibi sonuçlarla elek gibi delinen şaktar donetsk'in teknik direktörü idi. 6'lık oldukları maçta ilk yarı sonuna kadar değişiklik yapmayarak maçın 4-0'a gelmesini seyretti. değiştirdikten sonra da iş işten geçmişti zaten...

    bahsettiğim maçlarda marco rose'un takımına karşı çaresiz kalmasına rağmen inter'le denk düşüp real'i iki maçta da yenerek grubu 3. tamamladılar ve avrupa ligi'ne devam ettiler. orada da son 16'da fonseca yönetimindeki roma'ya elendiler. tel aviv'i net bir şekilde geçseler de gençlerin başarılı olmasının gazıyla giriştiği takımın yarısının sürekli olarak değiştiği rotasyon durumu nedeniyle roma'ya karşı başarısız olduklarını düşünüyorum. özellikle khocholova ve bondar yerine vitao ve kryvtsov ikilisini tercih etmesi ve vitao dostumuzun kötü performansının da etkili olduğunu düşünüyorum. ancak genel olarak son sezonunda rotasyonun kulağına su kaçırdı castro.

    conte'yi taktiksel olarak kitleyen ve o inter'le başa baş mücadele eden takımın teknik direktörü olarak dikkatimi çekmişti. (bkz: #114836803) ama şaktar'a karşı üstün gelen pres ve fizik gücüne sahip gladbach'a karşı çözüm üretememesi şampiyonlar ligi seviyesinde çeşitli oyunlara karşı yeterli olup olmadığı konusunda şüphe yarattı. yine de ilk sezonda al yarı finalinde inter'e 5-0 kaybettikten sonra geçtiğimiz sezon iki maçta da aynı inter'i kitlemiş olması zamanla bu seviyede tecrübe kazandığını ve çözümler bulabildiğini düşündürüyor. sonuçta bu seviyeler 60 yaşında da olsan doğal gözlem yeteneği olduğu kadar biraz da taktik tecrübe meselesi...

    sosyal bakımdan sarri gibi alt liglerde başarı gösterip yükselerek şaktar'a kadar gelebilmiş olsa da kendisinin otoritesini hafife alabilecek türk oyuncularla ne yapar bilmiyorum. ligimiz için yeterli taktik bilgisine ve tecrübeye sahip olduğunu düşünsem de çapı bakımından uzun vadede ileri seviyeler için dinozor olarak kalabilir gibi geliyor. üst seviyede başarılı olduğu topa hükmeden tür porto b ve şaktar gibi takımların da yıllardır oturmuş düzenleri olan takımlar olduğu da göz önüne alınmalı tabi ki.
  • benfica'daki: (bkz: luis manuel ferreira de castro)
hesabın var mı? giriş yap