• sizofreniye yakalanmış bir ressam. yaptıgı kedi tabloları, bir sizofrenin kediyi hangi sekilde gordugunu belirtmesinden dolayı oldukca ilgi cekici.
  • ingiliz ressam, 1860-1930 yılları arasında yaşamıştır.. kansere yakalanan eşini eğlendirmek için kendi kedilerini resmetmeye başladığı, zamanla ün kazandığı, 1.dünya savaşının ertesinde yaşadığı yoksullukla birlikte ruhsal sorunlarının başladığı, şizofreni teşhisinin ise 57 yaşında konduğu söylenmektedir..

    ilk dönem çalışmalarında, kediseverleri cok memnun edebilecek renkli renkli, sevimli kedilerle dolu tabloları vardır. kedilerin tablolardaki insani davranışları, kuvvetli yüz ifadeleri ise wain'in bugünlerin popüler ismi douglas adams'vari bir yabancılaştırma/yer değiştirme ile kedileri kullanarak insanları yorumladığını düşündürmektedir..

    şizofreni ertesi sanatı ise fantastik kedi biçimlerine dönüşmüştür. tavuskuşu kuyruğu veya kelebek kanadına daha çok benzeyen, rengarenk kaleydoskopik/fraktal desenli kediler resmetmeye başlamıştır.. kesinlikle görülmelidirler..
  • hastalık öncesi yaptığı kedi resimleri de biraz korkunç görünüyor bana. insansı haller, gülen ağızlar, fincan gibi gözler. ressam zaten algıladığı dünyayı kediler üzerinden anlatıyormuş, hastalandıktan sonra da devam etmiş.
    yani, onlar kedi değil. tırsmaya gerek yok.
    http://www.youtube.com/watch?v=p8mie7_u_ta
  • h. g. wells kendisini şöyle yorumlamış; "o, kedileri kendisinin kılmış. bir kedi tarzı, kedilerden oluşan bir toplum, bir dünya yaratmış. o kadar ki, louis wain'in kedilerine benzemeyen ve onlar gibi yaşamayan ingiliz kedileri kendilerinden utanır olmuşlar."
  • (bkz: bruce wayne)
  • yanar dönerli kediler çizmiş olan şizofrenik ressam.
    hastalığın başlangıcından ölümüne dek kedi tasvirlerindeki değişim, duygusal çarpıklığının ve karmaşasının açık bir göstergesi sayılabilir.
  • kedilerinin evrimine bakan birisi şizofreni ve dmt arasındaki bağı rahatça çözebilir. dmt oranı yükseldikçe kedilerin boyutlarını tanımlada farklı yollara girmiş.

    bir dmt transında şu süreç 5 dakika içinde olmaktadır, wain'de ise şizofreni ile senelerce yavaş yavaş ilerlemiştir: http://i.imgur.com/xfaaw.jpg

    biliyorum, kendim gördüm.
    (bkz: dmt)
  • kedilerden oluşan rengarenk bir toplum yaratmış önce, resimde teşhis sanatını kullanmış. kedilere olan algısı insana dair jest, mimik ve durumları, onlara yüklemekmiş. o kadar çok girmiş ki bir süre sonra tablodaki kedilerin dünyasına. sanrılar başlayınca kediler onun dünyasına girmeye başlamış. sonra sulu boya baskılara benzer desenlere dönüşmüşler. rengarenk, alaca bulaca bir karmaşa, kestirelemeyen bir bulanıklık. acaba resmin resmini yapsaydı, sanrılarının tablodaki görünüşünü nasıl çizerdi merak ediyorum.
    resimleri, bardakta duran suda kırılmış bir ışık demetinin ayrışmış renkleri gibi. görüntü ve gerçeklik algısı üstüne muazzam örnekler. kim bilir ? ışık, gerçekleri retinasından ona göstermiştir. bizim gördüğümüz kedilerin gerçek olduğunu nasıl ispatlayabiliriz ? van gogh hastayı , wain hastalığı resmetmiş.
  • beynin beden üzerindeki oyunlarını kalemine yansıtmış sanatçı.
  • çizdiği kedi resimleriyle ünlü ingiliz ressam. ancak bu ününü, çizdiği kocaman gözlü, sevimli ve sıradan görünüşlü kedilerin, kendisine şizofren teşhisi koyulmasıyla birlikte daha ürpertici, daha enteresan ve bana göre kesinlikle sanatsal açıdan daha kuvvetli bir hal almasına borçludur.
    hermann hesse’yi bir noktada doğrulayan insandır, çünkü hesse, der steppenwolf (bozkırkurdu) romanında:
    “nasıl ki delilik derin anlamıyla bilgeliğin başlangıcıysa, şizofreni de tüm sanatın, tüm düşlerin başlangıcıdır.” der.
hesabın var mı? giriş yap