• polonyanın ünlü bir şehrinin adidir. özellikle film okulu çok saygındır.
  • dogru yazilisinda sadece o ve z'nin degil, l'nin uzerinde de cizgi oldugu ve harbiden vuc diye okunan sehir. gencler dahil kimsenin ingilizce bilmedigi polonya'da gidip birine lodz loc luc filan derseniz kimse anlamiyor. bu konuda bana varsova-lodz seferini yaparken hayatimi kurtardigi icin sozluk'e tesekkurlerimi sunuyor ve izlenimlerimi aktarmaya geciyorum.

    komik bir yer ve komik insanlar var. sabahtan aksama kadar icen ve tek kelime ingilizce konusamayan insanlarin sehri burasi, diger tum polonya sehirleri gibi. durum o kadar vahim ki, oda numaram olan 8 rakamini ingilizce soyledigimde lodz universitesi'nin yurt gorevlisi kadin anlamiyor. ilk geldigim gun, yani 6 gun once, su istedigimde, "water, water" diye yalvardigimda kelimenin lehcesi woda oldugu ve voda diye okundugu halde beni anlamadi. ayni sekilde alisveris yaparken de anlasabilmek imkansiz. once fisi gostermeyi akil edemeyen super zeka kasiyerler vb.leri olunca ancak elinizde bir tomar para cikartip onun secmesini bekliyorsunuz. en unlu caddeleri, belediye baskanlarinin eswil acilis konusmasinda "dunyanin en guzel caddesi" deme gafletinde bulundugu piotrkowska caddesi uzerindeki mc donald's'da calisan kiz "do you accept credit card?" sorusuna "no" diyebilmisti, cok sasirdim.

    polonya'nin diger her yeri gibi burda da her yer komunist binalariya doludur ve tum gencler bu binalardan utanmakta, nefret etmektelerdir. lodz universitesi'nin management school'u su anda icinde bulundugum bina olmakla beraber lodz'un en modern binasidir ancak ogrencilerin kullanimina acik sayili bilgisayar vardir. bir lablerinde 6 tane vardi, diger lablerinde de yaklasik 15-20 tane var ve bilgi.edu.tr'yi bile acamayacak, yahoo'yu 10' sozluk'u 20 dakikada acabilecek kapasitedeler.

    ama lodz insani her haliyle iyidir, yardimseverdir, yine fazla homojen yapiya sahip diger polonyalilar gibi. sansiniz yaver giderse de cat pat ingilizce konusan bir tanesine denk gelirseniz once utanir sikilir, anlamadiginizi sanar, anladiginizi belirten seyler soylediginizde kendine guveni gelir yuzu guler.

    bu arada buranin en buyuk alisveris merkezi, hatta tek buyuk alisveris merkezi olan galeria'da, ki burasi profilo'nun yaklasik onda biri kadardir, tuvaletler paralidir. dunyanin bir yerinde tuvaletleri parali olan alisveris merkezi var deselerdi yarim saat gulerdim, ama aci gercekler boyle iste.

    evet simdi bu entryi yaziyorum, hislerimi buraya yaziyorum, bunlar burada kalacak. yillar sonra burdaki degisimi gorecegiz. polonyalilar super insanlar oldugu icin degil tabii ki, avrupa birligi'nden milyarlarca dolar aktigi ve world bank'ten inanilmaz destek gordugu icin.

    varsova'dan sonra lodz'da da anliyorum avrupa birligi'nin yalan oldugunu, nasil gotlerinden salladiklarini.

    yasasin papa, yasasin beyinleri zehirlenmis, orumcek aglariyla orulmus katoliklerin lideri ikinci john paul!

    gemini stonehead lodz'dan bildirdi
  • (ara: widzew)
  • barlarını gezeceğime, sinema okulunu gezseydim dediğim, yamulmuyorsam david lynch in de bu sıralar bir film çekimi için bulunduğu şirin polonya kenti.

    edit: gezdim sinema okulunu da gezdim ya gam yemem artık
  • eski ve harap durumdaki binalarıyla 2. dünya savaşı atmosferine sahip olan ama gece hayatının benzerini muhtemelen başka bir yerde göremeyeceğiniz, kalbimi parça parça eden şehir.
  • carnivale 'ın gizemli üyesi, absinth tüketici, ölüm sonrası yaşayan telepatiği.
  • 2016 avrupa kültür başkenti olmaya aday polonya şehri
  • leh dilinde deniz botu anlamına gelen varsovaya 2 saat uzaklıktaki avrupa şehri
  • (bkz: manufaktura)
  • erasmus programı dolayısıyla hali hazırda halen bulunmakta olduğum şehir.

    gelindiği ilk dakikada sıvası dökülmüş ya da aslında sıvası hiç olmamış binalar görülünce komünizmi köküne kadar hissettiren ama vakit geçip de sanatsal aktiviteler takip edilince aslında ankara'dan tek farkının keçiören'in pembe ve mavi mozaikli lüks binaları olduğu farkedilen, rastalı gençlerle dolu, piotrkowska adlı avrupa'nın en uzun caddesine sahip olan, bir çok ikinci el kıyafet satan dükkan bulunduran, ingilizce bilen insan sayısının çok az olduğu ve anlamadığınızı söyleyince konuşmaya devam eden inatçı yaşlılar bulunduran, sinema okulunun yanında çok da güzel bir müzik okuluna ev sahipliği yapan, tüm polonya halkı gibi 80'lerin pop şarkılarını hala çok seven, sadece geceleri çalışan otobüsü beklerken "haydi taksi çevirelim" veryansınları edilen ama türkiyedeki gibi el edince duran taksicilerin aksine illa telefonla ulaşılması gereken taksicileri olan şehir.
hesabın var mı? giriş yap