• ilk filistinli kadın hava korsanıdır.1969 yılında twa havayollarına ait bir uçağı kaçıranlar arasındadır.daha sonra bir kaç kez terör eylemlerine katılmıştır. hala yaşamaktadır.
  • bir zamanlar leyla halid yüzükleri vardı.yüzük kaşında bir veya birkaç mermi olurdu.
  • yüzüğüne taş yerine bir mermi çekirdeği takmış kişi. bir alıntıyla hayatı:
    1944 yılında hayfa'da doğdu. israil sınırlarıyla çevrili. 48'de ailesiyle birlikte lübnan'a göçtü. daha dört yaşındayken annesinin portakal kopartmasına izin vermeyişini, meyvelerin onlara değil lübnan'a ait olduğunu söyleyişini hatırlıyor hâlâ. doğduğundan itibaren mülksüzlük hissiyle yoğruldu. beyrut'ta sefalet içinde geçen çocukluğu, akrabaların yanında yakasını bırakmayan sığıntılık hissi onu öfkeyle kavrulmuş bir sıla özlemine gömdü. filistinlilerin acısını, bu acının müsebbibini anlamaya çalıştı. mücadeleye karar verdiğinde henüz 15 yaşındaydı. filistin kurtuluş cephesi'nin eğitim kamplarında hırsı ve yeteneğiyle sivrildi. kadınların hep bir adım geriden yürüdüğü bir kültürde silah, arayı kapatıyordu. leyla silahlanmıştı.
    29 ağustos 1969 günü, kaderiyle yüz yüze geldi. bir twa uçağını kaçırarak şam'a indirdi. filistin halk kurtuluş cephesi'nin uçak kaçırma eylemleriyle amaçladığı, filistin'in sesini duyurmak, umursamaz dünyanın başını filistinlilerin acılarına çevirmesini sağlamak, israil hapishanelerinde yatan arkadaşlarını da ellerindeki rehinelerle takas etmekti. başardılar. artık filistin halk kurtuluş cephesi ve eylemleri dünyanın gündemindeydi. leyla halid'in başarılı uçak kaçırma eyleminden sonra çekilmiş fotografları dolaşıma girdi. o, bir anda dünyanın en ünlü yüzlerinden biri oluvermişti. leyla, doğduğu yerleri bir kez olsun görebilmek için kaçırdığı uçağın pilotunu hayfa üzerinden uçmaya zorlamıştı. 25 yaşındaydı. korkusuzdu.
    işte o alımlı sureti, filistin mücadelesinin simgesi olmuştu. artık bir kenara çekilip giderek şanlı bir tevatüre dönüşmesi beklenirdi. oysa, leyla halid, bir simge olmakla yetinmedi. ellerinde boy boy fotoğraflarıyla kendisini arayan bütün batı ülkelerinin istihbarat teşkilatlarını atlatmayı kafaya koymuştu bir kere. artık dünyanın her yerinde milyonlarca duvarı süsleyen yüzünden vazgeçiyordu işte. tanınmamak için defalarca estetik ameliyat geçirdi. ameliyatlar başarılıydı. doktoru, bir tek burnu ve çenesiyle oynamıştı ama yakınları bile onu tanımakta zorluk çekiyordu. ameliyatta kendisine genel anestezi uygulanmasına izin vermedi.
    ne de olsa o, yetmişli yılların nefsine asla yüz vermeyen militanıydı. yine hazırdı. sıra, amsterdam'dan kalkan bir el-al uçağını kaçırmaya gelmişti. "amsterdam havaalanı'nda israilli memurlar arkadaşım nikaragualı patrick arguello ile beni durdurup bagajlarımızı didik didik ettiler, ama hiçbir şey bulamadılar. çünkü bombalar cebimdeydi. honduras pasaportu taşıyorduk. memur bana ispanyolca konuşup konuşamadığımı sorunca hemen 'si, senor' diye yanıtladım. şansım vardı, zira bu iki sözcükten başka bir şey bilmiyordum." ama şansı bu kez sonuna dek elinden tutmayacaktır. arkadaşı öldürülür. halid, ele geçirilir. bombaları patlatmak bir an için bile aklından geçmemiştir. yıllar sonra da, "uçağı havaya uçurmak gibi bir niyetim yoktu. bombalar yalnızca onlara gözdağı vermek içindi" der. zaten karıştığı uçak kaçırma eylemlerinin hiçbirinde kimsenin canı yanmamış olması, onun en önemli silahıydı. arkadaşının acısı yüreğini dağlar: "hayatımda hiç bu kadar ağlamamıştım. ortağım kafasından vurulmuş bir vaziyette ayaklarımın dibinde yatıyordu. nikaragualıydı, onun yerine benim ölmem gerekiyordu çünkü filistinli olan bendim. erçi bizim için bütün barış savaşçıları eşitti ama yine de benim yerime o ölmüştü."
    uçak heathrow havaalanı'na iniş yapar. halid, emniyette 28 gün tutuklu kalır. ingiliz başbakanı heath, filistin örgütünün elindeki batılı rehinelere karşı onun serbest bırakılmasına karar verir. halid, ingiltere'de geçirdiği kısacık süre içinde artık bir efsane olduğunu anladı. onu görenler, 26 yaşındaki bu çelimsiz kızın onca eylemde ön safta olabileceğine bir türlü akıl erdirememişti. herkesin gözünde şaşkınlıkla bezeli bir hayranlık vardı. kaldığı hücrede ona eşlik eden iki polis kadınla dostluk kurdu, onlara geceler boyu davalarını anlattı. hatta sevgilisiyle sorunları olan birisiyle uzun uzun dertleşti. daha sonra onlara söz verdiği üzere filistin'le ilgili kitaplar yolladı. leyla halid'i efsane yapan öğelerden biri de, serüveninin batı'da kadın özgürlüğü hareketinin yükselişine denk gelmesidir. dünyanın bütün öfkeli kadınları onun gücünden esinlendi. mağdur, ezik arap kadınlarının arasından çıkmış olması, onun hikâyesini daha da güçlü kılıyordu. şimdi hâlâ keskin görüşleri olan bir sosyalist olsa da çoktan değişmiş dünya karşısındaki kırgınlığını gizleyemiyor: "mücadele yıllarında bile erkeği, kadınlarla birlikte savaşmaya ikna etmek yıllarımızı aldı. ancak onların da kendileri kadar başarılı olduklarını gördükleri zaman kabul ettiler. bugün de aynı şey söz konusu. onca yıldan sonra şimdi kadınların evlerine dönmesini bekliyorlar." şimdi iki çocuğu da 20 yaşına yaklaşmış.
    "metallica, boyzone dinliyorlar, odalarının duvarları tanımadığım birtakım müzisyenlerin resimleriyle dolu. bazen acaba onları yetiştirirken hata mı yaptım, benim inandığım değerlerden çok mu uzak kaldılar, diye düşünüyorum. ancak sanırım bu doğru değil. elbette ki onlar da filistin'e dönmek istiyorlar. ama onların yolu ve mücadeleleri daha farklı olacak." leyla halid, amman'da yaşıyor. basında ikide bir çıkan önlüğünü bağlamış yemek pişirirkenki resimlerine bakmayın. filistin mücadelesinin içinde, aktif bir politikacı.
    dünya, filistin konusunda sil baştan bir umursamazlığa kilitlendi. leyla halid'in o güzel, afili, yürekleri coşkuyla dolduran resmine şimdi baktığımızda, burnumuzun direğini sızlatan belki budur. mutlaka budur.

    edit: 08.04.2002 tarihli yıldırım türker yazısıdır. radikal gazetesinde yayınlanmıştır.
    edit2: bir önceki edit bana bir akrabası tarafından zorla yazdırılmıştır.
  • iki oglu varmis.
  • sadece filistin'in kurtuluşu için değil, aynı zamanda erkek egemen düşüncelere karşı da savaşan, parmağında alyans yerine mermi çekirdeğinden bir yüzük taşıyan kadın..
  • 17 ekim 2002 tarihinde al jazeerah'ta yer alan roportajinda takip eden cumleleri/bunlara tekabul eden baska cumleleri kurmus kisidir:

    "a young woman called to ask if she could come to jordan and meet me for help on her research project. i was astonished to hear that the college had set up a department for terrorism studies.
    i told her, ‘you have the wrong address. but i would like to help you, so i will give you the addresses of sharon, netanyahu and bush.’"
  • johan grimonperez'in dial history adli filminde aciklamalari ve eylemleri ile sahneye cikan hatun.
  • direnişe katılmaya karar verdiğinde örgüte güçlü biri olduğunu kanıtlamak için, pimi çekilmiş bir el bombasının mandalını sıkı sıkı tutarak hücrede sabahlayan, dayanıklılık testini başarıyla geçen filistinli kadın direnişçi.
  • bana da bugünki yıldırım türker yazısı sayesinde malum olmuş (bir talihsizlik eseri), bir merakla çarçabuk o bahsi geçen fotoğrafını arandığım, güzel gözlerinde bütün umutlarımın parıltılarını gördüğüm korsaniye..
hesabın var mı? giriş yap