*

  • eduardo galeano nun latin amerika'da usa sömürgeciliğinden britinya sömürgeciliğine kadar bütün detaylarını ajitatif bir dil kullanmadan bilimsel verileriyle ortaya koyduğu kitap. bugün dünyanın sayılı şirketlerinden olan shell, bp örneklerinde olduğu gibi geçmişlerinin karanlık yüzlerini gösteren vazgeçilmez kitaplardan.
  • "uluslararası işbölümü sonucunda bazı ülkeler kazanırken bazı ülkeler de kaybeder oluyor:hep kazananlarla hep kaybedenler.bizim bugun latin amerika diye adlandırılan toprağımız,kendini hep kaybetmeye adamış durumda.rönesans avrupalılarının dişlerini boğazımıza geçirmek üzere okyanus'a atıldıkları uzak çağlardan beri böyle bu" diyor galeano bu kitabında ve latin amerika'nın nasıl planlı bir şekilde "arka bahçe" haline getirildiğini adım adım anlatıyor.latin amerika hakkındaki en kapsamlı çalışmalardan biri olan bu kitap,konuyla ilgilenen herkesin okuması gereken,okuduktan sonra uzun bir süre düşündüren çok başarılı bir çalışma.
  • eduardo hughes galeano'nun amerika kıtasının arka bahçesi olan latin amerika da olan bitenler hakkında yazdığı klasikleşmiş kitap. tarımın, madenciliğin, toprak reformunun, darbelerin, işçilerin, burjuvanın, ekonominin kısaca olup bitenlere direk gerçek bir gözden bakması ve baktırması ile vay be dedirten eser. hani 'lan bizde orada olsağ ne karı düşürürüğ' denen rio karnavalı mandavallarından sıyırtmayı sağlatabilcek kanısında olduğumu belirtmeden de geçmeyeceğim.
  • hugo chavez'in obama'ya hediye etmesi nedeniyle tekrar gündeme gelmiş eser. amazon.com'da çok satanlar listesine girmiş birdenbire. ne acayip mahluklarız yahu.

    http://www.ntvmsnbc.com/id/24958503/
  • latin amerikaya uygulanan vahşetle alakalı parça parça bilgilerimizi düzenleyen harika eser.

    ayrıca girişindeki koruyucu cuntanın başkaldırı bildirisinden alınan söz çok etkileyici:
    `aptallığa oldukça benzeyen bir suskunluk içindeydik`
  • latin amerika da sömürünün gelişimi ve bu sömürünün toprak üzerinden nasıl şekillendiğini ayrıntılı biçimde anlatan eşsiz eser.tarihsel gelişiminde latin amerika varlığını, üstünde ki süper güce göre defalarca ayarlasa da, gelişimini de yine o süper güç belirliyor. guetemala, nikaragua, brezilya ya da bolivya'da farketmiyor, sömürü farklı şekillere veya bayraklara bürünse de hep aynı sonuçları doğuruyor.sonuçta arda kalansa biraz umut oluyor. nikaragua'da fare kediyi kısa süreler için bile olsa pataklıyor.
  • sistemin tek kelimeyle mükemmel anlatıldığı eduardo galeano kitabı.

    sömürünün, açlığın, sefaletin , işsizliğin sebeplerinin , köleliğin doğuşunun , insanların seçimi dışında nasıl tek düze bir hayata dayatılıp karın tokluğuna ölümlerine kadar çalıştığının , nasıl seçeneksiz bir hayat yaşadıklarının kitabı.

    bu sistemi kuranların , önce insanları sonrada kitleleri ve ülkeleri nasıl çaresiz bıraktıklarını, nasıl sömürdüklerini tek bir basımda özetleyen harika kitap.

    ve tabi ezilen ve sömürülen büyük çoğunluğun yanında , bunun kaymağını yeme lüksüne sahip olan emperyal ülkeler.

    merak edenler için tam anlamıyla yol gösterici, insanı eduardo galeano hastası yapacak derecede başarılı ve çarpıcı , tüm bunları yaparken de sadeliği ve olayların tabiri caizse kabak gibi ortada olduğu basit bir anlatım . zaman zaman sinir bozması da cabası anlatılanlardan sonra.

    en kötüsüde türkiye den hiç bahsetmemesine rahmen latin amerika'da dönen dolaplar, ve emperyalizmin koca kıtayı elinin avucuna almaya başladığından, tam anlamı ile köle haline geldiği döneme kadar anlatılan her hikaye, günümüz türkiye'sinden parça parça kareleri aklınıza getirecektir.

    her verilen bilgiden, açıklanan her rapordan sonra aklınızda "aaa ama türkiye'de .." diye başlayan cümleler aklınızda patlayacak, çaresizliğinize yanacaksınızdır.

    --- spoiler ---

    kitapta birçok cümle var ki kapitalizmin geldiği noktada ucuz iş gücü ve ham madde kaynağı, yeraltı zenginliklerinin yoğun olduğu coğrafyaların nasıl emperyal devletlerce sömürüldüğü, ve tüm bunları yaparken de işin en kötüsü zengin ülkeler bunları tüketirken, latin amerika'nın bütün bunları üretirken kazandığından çok daha fazlasını kazanıyor olmaları.

    en vurucu bölümlerden biri olarak ta ;

    "toğrağın zenginliği insanın yoksulluğunu doğuruyor " bölümü.

    sömürecekleri ülkelerin gelirini tek bir ürüne bağımlı kılan güçlü devletlerin , bunu başardıktan sonra o ülkeleri nasıl diğer ürünler için maymuna çevirdikleri ayrıca satın alacakları ender kaynaklar üzerinde de hakkı olmamasına rahmen nasıl karar mercekleri haline gelmeleri örnekleri gerçekten çok can yakan bölümler.

    fidel castro 'nun bu duruma dikkat çekmek istediği sözü herşeyi anlatmakta;

    "küba hammadde üreten bir fabrika olmaya devam ediyor. şeker ihraç edip, şekerleme ithal ediyor!! "

    kitaptaki başka bir bölümdeki örnek gibi , örneğin kakao üretiminin ileri gelenlerinden ekvadaor'un durumu . ürettiğinin çoğunu emperyal devletlere ihraç eden ekvator bunun sonucunda güçlü devletlere bir armağan veriyor. sebebi ise çikolata fiyatları emperyal devletlerde gittikçe artarken ,kendi sattıkları kakao fiyatları göreceli olarak sürekli bir düşüş gösteriyor.

    ya da başka bir örnek olarak raporlara dayanan bilgilere göre avrupa ülkelerinin kahveden elde ettiği gelirin ,üretici ülkelerin elde ettiğinden fazla olması .

    ucuz ve sömürülen iş gücü sayesinde örneğin brezilya'dan ve venezüella'dan aldığı demirin abd'nin kendi topraklarından çıkarılan demirden daha ucuza denk gelmesi ..

    bu örneklerin tam tersi olarak ise latin amerika'da üretilen otomobillerin, aynı şirketlerin merkezlerinin bulunduğu ülkelerde üretilen otomobillerden çok daha pahalıya satılması.

    buna benzer daha sayısız örnek.

    sömürülen , aç kalan , hatta günün yarısını sadece karnına koyabileceği bir dilim ekmek için çalışmak zorunda kalan işçi köleler, açlıkta ölenler.

    daha ucuz işgücü için köle pazarları.

    bu çarka çomak sokmak isteyen iktidardaki vatan sever siyasetçilerin ve şirketleri ulusallaştırma çabasına giren insanların nasıl emperyal devletlerce gerek suikast, gerek askeri darbeler veyahut çeşitli hilelerle yollarından alıkoyulmaları.

    kaynağa sahip olmalarına rahmen gittikçe fakirleşen kaynak sahibi ülkeler ve insanları, buna karşın gittikçe zenginleşen sistemin yöneticileri..

    kitabını bir züğürt tesellisi tarzında şu şekilde bitiriyor galeano;

    "insanların tarihinde her yıkıcı hareket, karşılığını er ya da geç yaratıcı bir harekette bulur"

    --- spoiler ---

    içinde bir kelime bile " türkiye" geçmeden , özelleştirmelerin , satılan devlet şirketleri ve fabrikalarının, özel sermayenin ülkeye girişlerinin sonuçlarının, bankalar , krediler vs. yalanlarının, ekonomik değerlerle oynanıp insanların nasıl uyutulduğunun ülkemizdeki özetini okumak isteyenlerin zaman kaybetmeden okuması gereken bir kitap
  • eduardo galeano'nun brezilya'daki bir kitap fuarinda yeterince ekonomi ve siyaset bilmiyorken yazdigini soyledigi ve "ben olsam tekrar okumazdim!" dedigi kitap. 1940 dogumlu oldugunu bildigimiz yazarin kitabi 1971'de yayinlamis, buradan anliyoruz ki kitabi yazdiginda 31 adet yil geride birakmis su fani dunyada.

    kaynak

    ayrica yukaridaki entylerin birinde metnin orjinalinin ingilizce oldugu soylenmis, hayir efendim orjinal metin abinin de kendi dili olan ispanyolcadir.
  • baskısı bitmiş olan ama yeni yılda sel yayınları'nın yayımlayacağı müthiş kitap.
  • buyuk bir heyecanlı bekleyişin ardından bugün elime ulaşan kitaptir. biraz okuma firsatim oldu. galeano abimiz baya bi abd ye vermiş veriştirmiş anlaşılan.
hesabın var mı? giriş yap