3 entry daha
  • lara seligman, foreign policy gibi uluslararası arenada saygın bir derginin pentagon muhabiriydi.

    pentagon biliyorsunuz abd savunma bakanlığı. bina beşgen şeklinde bir mimariye sahip olduğu için binaya pentagon adı verilmiştir. şuradan da bakabilirsiniz neye benzediğine.

    neyse bu muhabir, bizim barış pınarı harekâtı zamanında nedeni anlaşılamayacak bir biçimde acayip bir türkiye aleyhtarı propaganda yapmaya başladı. gerçekten sebepsiz yere. yukarıda da değinilmiş. tüm dünya bu harekâta karşıydı, ona bir şey demiyorum. ancak bu muhabir foreign policy'ye "türkiye sivilleri, masum insanları öldürüyor, onlara kullanılması yasak gaz bombaları atıyor" falan gibi saçma sapan yazılar yazıyordu. tabi o günlerin sıcak gelişmesi bu harekât olduğu için, bu ablanın yazıları foreign policy'nin günlük newsletter'ının tepesine yerleşecek şekilde ekleniyor, tüm dünya ile paylaşılıyordu. ben de o newsletter'a abone olduğum için, bana da geliyordu. hayretler içinde yazılanları okuyordum.

    bunun üzerine ben de şahsi twitter hesabımdan bu muhabiri eleştiren çok tweet attım. normalde her zaman kadınların yanındayım. bunu yazılarımdan da biliyorsunuz, ancak burada başka bir olay var. iş kadının şahsıyla ya da kadınlığıyla alakalı değil. zira böyle küresel dergilerin aslında diplomasiyi şekillendirdiğini de söylememiz mümkündür. dolayısıyla bir noktada bir gücün lara seligman üzerinden 'türkiye aleyhine algı' yaratmaya çalıştığını düşündüm. ancak bu kendisini maşa olarak kullandırmasına bir meşruiyet kazandırmıyordu.

    bir noktada o kadar dezenformasyon yapıyordu ki, en sonunda twitter'da attığı tweet'lere cevaben attığım tivitleri bıraktım, geçtim bilgisayara, açtım foreign policy'nin internet sitesini, yazdım sağlam bir e-posta, gönderdim derginin ilgili departmanına.

    aga, bir süre ses seda kesildi bunun. newsletter'larda hep böyle keith johnson falan çıkıyor ama lara seligman çıkmıyordu.

    sonra twitter'dan bir bakayım dedim, "pentagon reporter for @politico" diyor ya lan ausahusha. bu arada politico da sağlamdır. ama demek ki kendisi hakkında anormal bir durum yaşanmış kapalı kapılar arkasında.

    kadını işinden ettik. bilemem artık benim e-postanın bir etkisi var mı yok mu. ancak düzgün bir dille, sitem ettiğim, dezenformasyon yaydığını ifade ettiğim ve foreign policy gibi saygın bir dergiye bu gibi asılsız haberlerin yakışmadığını açıkladığım bir e-posta idi.

    netice itibarıyla, öyle ya da böyle, savaşı ben kazandım.

    herkes haddini bilecek.

    edit: kadın nası dezenformasyon yaymışsa, zamanında screen shotını almışım. tesadüfen buldum. buyursunlar.
hesabın var mı? giriş yap