la souriante madame beudet

• 1922 yılından, germaine dulac'ın yönettiği bir sessiz film. ilk feminist film olarak anılıyor (filmde herhangi bir tür feminist zafer yok gerçi, ama en azından kadının dertlerini yansıtıyor).
  
  muhtemelen aile zoruyla evlendiği yaşlı, huysuz, hafif çatlak, ve çirkin kocasından tiksinen dertli bir genç kadının kaza süslü bir cinayetle kocasından kurtulmayı denemesini anlatıyor. sonundaki garip mantıksızlık örneği^* olmasa daha iyi olacakmış.
• 1922 sonbaharında, oyun yazarı andré obey'in önerisiyle, charles delac ve marcel vandal, “ la souriante madam beudet ” isimli başarılı tiyatro oyununa dayanan bir filmi yönetme projesini dulac'a teklif etmişti. bu film dulac’ın kariyerinde önemli bir dönüm noktasıdır. obey, gönderdiği mektuplardan birinde vandal’a şöyle der: “ sinema en çok ilgimi çeken sanat. bütün fransız tiyatrosunu küçük bir projeksiyon odasına değişirim. müsade ederseniz yapım aşamasına dahil olmak isterim. filmin yönetmeninin bayan dulac olmasını isterim. ”
  
  film, baskıcı evliliğinden kaçmayı amaçlayan, entelektüel, merak uyandırıcı genç bir kadın olan madeleine beudet'in (germaine dermoz) hikayesini anlatıyor. hayatının erken dönemlerinde kırsal kesime karşı içinde bir nefret biriktiren dulac, bunu filmde seyirciye hissettiriyor. çoğu eleştirmen yönetmenin bu gerçekçilik yaklaşımını başarılı buldu.
  
  dulac daha önce “ la cigarette ”, “ la belle dame ” ve “ la mort du ” gibi eski filmlerinde özel bir sinematik yaklaşım geliştirmeye başlamıştı. ancak la souriante madam beudet 'te sinemaya olan özgün yaklaşımı daha belirgindir.
• yönetmen: germaine dulac
  sinematografi: maurice forster
  yapımcılar: marcel vandal, charles delac
  senaryo: germaine dulac, andré obey
  
  la souriante madame beudet, öncü avangard sinema yönetmeni germaine dulac'ın yönettiği, 1923 yılında yapılan kısa bir fransız izlenimci sessiz filmidir.
• tarihin ilk feminist filmlerinden biridir.
  
  --- spoiler ---
  
  posta zamanı zamanın yılmaz monotonluğunda ufak bir değişiklik.
  --- spoiler ---
  
  demek o zamanlar öyle oluyormuş...