• bazılarının laik kelimesini okuduğu şekil
  • içine sinen ve hakkı ile yapılmış, edilmiş, kazanılmış olan.
    (bkz: hak)*

    bir de, bir lokmada yutulabilen: ağzıma layık.
  • elde etmeye uygun olmak, hak etmek.
  • nesne'ye yönelik "reva"nın öznedeki karşılığı diyebiliriz esasında.

    - beni bu viraneye mi layık görüyorsun?
    - bana bu viraneyi mi reva gördün?

    böyle şahane örnekleri de herkes vermez.
  • laik kelimesiyle karıştırıldığında kavramları yerle bir edebilecek güce sahip olan kelime. geçenlerde facebook'ta gördüğüm bir iletiyi aynen aktarıyorum: "iyi ki doğdun minik oğlum. allaha laik kul, peygambere laik ümmet, ailene laik evlat olabilmen dileğiyle."

    - !?!asdfghjkl
  • arapça'da aynı anlama gelen (uygun, münasip) kelimeden türkçe'ye geçmiştir
  • (bkz: müstahak)
  • bu dünyadaki yaşam hep tasvir edilmiştir, yazarlar ve felsefeciler tarafından.
    mutlu olamlar için pek söz göremedim, ama acı çekenler için dikkatimi hep aynı şey çekti : onlar için çözüm yoktu ve bu dünya herhangi bir gerçeğin itiraz edemeyeceği kabuller içeren ve gerçekleşmeyecek ama umut vaad eden bir kavram ile tutunduruldular bu dünyaya.
    gelecekte olacak güzel hikayeler umudu ile.
    oysaki bu hüznün bile yetersiz kalacağı kadar soğuk ve karanlık bir kabul.
    ne kadar ileride olduğu bilinmeyen bir varsayım ile kefalet dolu bir kabulu umutla beklemek.
    hiç kazanma umudu olmayan benim gibi kaybetmişlerin bir gün daha uyanmak için sebep aramasından başka bir teselli değil sanki.
    bu hiç düşünmek için zamanı gelmeyecek , akıldan silinmez bir düşünce sanki.
    düşününce : yaşam bir ayrıcalık, ama mantık diyor ki bütün ayrıcalıklar layık olunmamış şeylerdir.
    bu yüzden de bir ömür bunun bedelini ödemekle geçer hayat. yaşam süresince , hayat hep gerginlik, korku, hüzün ve ıstırap ile geçer.
hesabın var mı? giriş yap