• jacques benoist mechin adli yazarin , 1954 basim tarihli , gunumuzde ahmet cuhadir tarafindan turkceye cevrilmis , "kum saati yayinlari" tarafindan basilmis kitabi.yazar , kitabinda mustafa kemal ataturk'un cocukluk yillarini , kurtulus savasi ve sonrasina uzanan yasantisindaki evreleri , askeri ve politik tutumunun kokenlerini ele alir ve oldukca hararetli bir uslupla ataturk'un karakteristik ozelliklerini anlatir *...kitap ulkemizde ilk olarak 1955 yilinda , "yabanci gozuyle ataturk" dizisinin ilk eseri olarak yayinlanmistir.
  • mustafa kemal ataturk'ü tanıdığımı zannedip kitabı okuduktan sonra henüz yeterli bilgiye ve beceriye sahip olmadığımı keşfettiren, mustafa kemal'in ülkenin içinde bulunduğu durumun farkındalığı ve padişahlık devrini bitirme hırsıyla yanarken, önüne çıkan binbir zorlukla nasıl mücadele ettiğini anlatan bir kitaptır. diğer tarih kitaplarına nazaran da abartı derecesinde karışık yazılmaması da dikkati çeken özelliklerinden biridir. konular başlık başlık ilerlediği için, işiniz çıktığında o başlığı 2-3 sayfa bitirip gidin işinizi halledin. sonra gelin yeni konu neyse ona devam edin. sizi işinizden de etmez. kitap yarım da kalmaz. okunasıdır. kimse bir anda bir yerlere gelmemiş ve gemeyecektir. bir çaba bir amaç vardır. o amaca bağlanmak vardır. o amaç için ölmek vardır. işte mustafa kemal inanmıştır ve inanmayanlara delilik diyenlere de sonunda türklerin ya bağımsız olmalarını yada toprak bütünlüklerini sonuna kadar koruyup ölmelerini salıkvermiştir.
  • yabancı bir yazarın (bkz: benoit mechin) gözünden atatürk'ü dinlemek isteyenlerin ve tarih kitaplarını okumayı pek sevmeyenlerin kaçırmaması gereken bir kitap. enver paşa ile çatışmaları , sürekli olarak ittihatçı kadro tarafından dışlanması ,mesleki çatışmaları , ihtirasları ,hırsları ve yükselişi...cumhuriyet dönemindeki atatürk ten çok 1920'ye kadar olan atatürk'e , yani daha az bilinen ve iktidar olmayan atatürk'e yer vermesi ve abartısız anlatımları kitabı emsallerinden farklı kılmış. şevket süreyya aydemir'in tek adam'ından sonra okuduğum en verimli atatürk konulu kitaplardan biriydi. kusur olaraksa bozuk cümle yapılarının çokluğu dikkat çekiyor.

    edit:imla
  • atatürk’ün türk birliği hayalinin anlatıldığı kitap.

    türk birliği hayali

    ‘'eski bölgesel antlaşmalar şeklindeki bu iran ve afgan antlaşmaları politikası gazi'nin sonraları girişeceği daha geniş siyasi faaliyetlerinin başlangıcı idi. yalnız iran ile afganistan değil, rus azerbaycanı'nı, rus ve çin türkistanlarını içine alacak 80 milyon nüfuslu türk birliğini kurmak istiyordu. bir gece çankaya'daki davette özel dostlarına şöyle diyordu:

    'birgün dünya, asya yamaçlarında uyuklamakta olan bu görünmeyen imparatorluğun uyandığını ve harekete geçtiğini gördüğü zaman hayretten donup kalacaktır. bu yeni imparatorluk, osmanlı imparatorluğu gibi karma karışık ve yamalı birşey değil, fakat hayali güç olan bir şekilde, aynı ırktan milletlerin teşkil edeceği bir ittihat manzarası arz edecek ve türkiye'de, meydana getirdiği eserinin menfaatlerinden birşey kaybetmeden onunla birleşebilecektir.'

    fakat gazi, bu yaşayan topluluğun birgün kendine geleceğini ve türkiye'nin hristiyan ve arap memleketlerden ayrıldığı gibi, o da hiçbir bağla bağlı olmadığı sınır komşularından rus, hintli ve çinlerden ayrılacaklarına inanıyordu. o zamana kadar türkiye, başa geçebilecek seviyeye gelmeli ve teşkilatı kuracak ve rehberlik edecek kuvvette olmalı idi.

    halbuki enver paşa da, böyle bir hülya peşinde koşmuştu ve bir bakımdan bu hülyanın kurbanı olmuştu. o uzak bölgelerin ne kadar dayanılmaz bir cazibesi olmalı idi ki mustafa kemal'in kafasına da girmişti. halbuki o, bu hülyaları aşağılamıştı. şimdi o da, adeta nefret ettiği rakibi kafkaslar mağlubu, bunu o'na miras bırakıyordu.

    fakat enver'de, romantik bir coşkunluk olan bu hülya, atatürk'de müsbet ve makul bir görüş halini almıştı. enver paşa, zaman ve mesafe mefhumundan habersiz olarak yirmi yaşında bir delikanlının baloya koşması gibi hezimete saldırmıştı. gazi, bu kadar düşüncesizlikten pek uzaktı. o, ne zamanı, ne de mesafeyi ihmal ederdi ve o kadar istikbale gömülmüş olan imkanlar için günün hakikatlerini feda edemezdi. onun şimdilik yapabildiği şey, çok bahsetmeden bu mesele üzerinde sürekli kafa yormak ve yolunu tespit etmek için ilk işaret flamalarını sıralamaktı.'' (s.285-286)
  • türk hava kuvvetleri bünyesindeki iki f-16 filosunun isimleri.

    kurt (141. filo): içinde solotürk'ün de bulunduğu filo 15 temmuz sonrası kapatılmış ve uçakları (solotürk dahil) konya'daki 132. filo (hançer) emrine verilmiştir.

    pars (181. filo): diyarbakır'da, 8'inci ana jet üs komutanlığı'nda konuşludur.
hesabın var mı? giriş yap