• einstein, denklemlerini cozerken evrenin genisledigini bulmus fakat duragan evren modeline inandigi icin denklemlerine disardan boyle bir sabit ekleyerek cozumun duragan evren vermesini saglamistir. fakat sonradan hubble'in calismalari evrenin gercekten genisledigini gostermis, einstein da bu yaptigina "en buyuk yanilgim" demistir. kozmolojik sabit bugun hala degisik evren modellerini incelerken kullanilmaktadir.

    kozmolojik sabiti pozitif olan bir evren genisler, negatif olan bir evrense daralir. bizim duyularimizla algiladigimiz evren, cok kucuk ama pozitif bir kozmolojik sabite sahip, genisleyen bir evrendir.
  • albert einstein'in uzayzamana içsel bir geni$leme eğilimi vermek için kullandığı matematiksel sabittir.
  • her sabit gibi bilimde formülasyonun duruma has veya açıklanamayan halleri için kullanılır. çok faydalı bir yöntemdir ayrıca. örneğin, bugün evden çıkıp marketten ekmek almamın bana kaç dakikaya mal olacağını kesin olarak hesaplayamıyorsam, formülün karanlıkta kalan kısmı için bir "market sabiti" yani "m" yi kullanabilirim. zaman=yol/hız iken bu yolla varamayacağım sonuçtan dolayı (ör. yolda telefon çaldı konuşmaya daldım, güzel bir hatun geldi markete alışverişi ağırdan aldım, salak gibi cüzdanı unuttum geri döndüm, vs. vs. gibi n tane tahmin edilemez durum için) zaman=m.(yol/hız) denklemimle işin içinden çıkmış oluyorum. yağmurlu havalarda ve keyifsiz olduğum durumlarda m sabitinin negatif olduğunu gözlemlediğimden -zaman yani "eksi zaman" sonucu bana olayı imajiner olarak kafada yaşadığımı gösterir, mealen dışarı çıkmamışım yani. m sabitinin pozitif olduğu durumlarda ise muhtemelen sonunda kendime güzel bir kahvaltı hazırlayabilmişimdir.

    japon bilim adamlarının, daha ben bu satırları yazarken, m sabitini 10 parametreye kadar ayırabildiklerini duymuş gibi oldum (he, kendi kendime..)

    restoranlar için "r" sabiti ve trekking için de "t" sabiti ayrıca favorilerimdendir.

    bir gün tüm bunların kozmolojik sabitle alakalı olduğu bulunacak, bak buraya yazıyorum..
  • einstein'ın sanılanın aksine en büyük ikinci hatam dediği konu. en büyük hatasının belirsizlik kuramına karşı çıkmak olduğunu söyledi diye hatırlıyorum. yanılıyor isem biri belgelesin lütfen. söz konusu sabite gelince; kendisini einstein'ın ölümünden 20 küsür sene sonra bir miktar doğrulamıştır. bir miktar diyorum, çünkü değerler einstein'ın bulduğundan bir miktar farklıdır. dahası, evren ilk patlama hariç, ilk 7 milyar yıl yavaş bir hızla genişlerken, son 7 milyar yılda genişlemenin hızı daha da artmaya başlamıştır (ve yine de en baştan beri ivmelidir). bunun da sebebi ilk 7 milyar yıl baryonik ve kara maddenin pozitif yöndeki çekim kuvvetlerinin, negatif çekim yaratan karanlık enerjiye bir miktar fazla etkide bulunması, ancak mesafeler arttıkça bu etkisini neredeyse yitirmesi ile karanlık enerjinin tamamen baskın hale gelip negatif çekim etkisinin artmasıdır.
    ancak einstein'ın bu sabiti ekleme sebebi, malumunuz biraz farklı. genel kanıya ilaveten, evrenin genişlemesini kabul edememesinden ziyade, genişleyen evrene kimseyi inandıramayacak olmasından duyduğu endişe de vardır işin içinde. neticede insanlar genişleyen evrene hasstir lan dese, bütün bir genel görelilik yanacak ve "ivme" gibi muhteşem bir yorum da gümbürtüye gitmiş olacak.

    teknik kaynak- evrenin dokusu
    tarihi kaynak- götüm. şaka lan şaka bi bilim ve teknik sayısıydı ne bileyim hangi sayı.

    üç beş yıl sonra gelen düzeltme: einstein'ın bu konuda hatam dediğine dair bir belge ya da kanıt bulunamamış. ama onunla ilgili anılarını yazan bir adamın kitabında geçtiği için herkes kabullenmiş. o kişi de mübalağayı severmiş. ismini bulursam tekrar düzenlerim.
  • kozmolojik sabit, genel görelilik kuramındaki einstein alan denkleminde yer alan bir sabittir, boş uzayın enerji yoğunluğuna karşılık gelir. genel görelilik kuramının geliştirildiği ilk zamanlarda evrenin statik olduğu görüşü hâkimdi. einstein da genel görelilik kuramının tahminlerinin statik bir evren modeline uygun olması için kozmolojik sabiti kendi adıyla anılan alan denklemlerine özellikle eklemişti. ancak kuramın geliştirilmesinden kısa bir süre sonra edwin hubble tarafından 1929 yılında yapılan gözlemler, evrenin statik olmadığını, aksine genişlemekte olduğunu gösterdi. einstein, evrenin genişlediğini tahmin eden orijinal denklemleri statik bir evren tahmin edecek biçimde değiştirmesinden, daha sonraları hayatının hatası olarak bahsedecekti. ancak statik bir evren modeli yanlış olsa da kozmolojik sabit hâlâ genel görelilik kuramının bir parçasıdır. bu durumun nedeni yakın zamanlarda yapılan gözlemlerin evrenin genişleme hızının giderek arttığını göstermesidir. bu gözlemi açıklamak için öne sürülmüş başka fikirler olsa da kozmolojik sabitin varlığı, yani kozmolojik sabitin değerinin sıfırdan farklı olması, en basit açıklamadır.

    -mahir e. ocak
  • bir olguyu formülize ederken, bilinmeyen değişkenlerin hepsi için konulan toplam değişken.

    haritacıların terra incognita *'sı, bilmedikleri yerlere koydukları here be dragons* ibaresi.

    fizikçiler de evrenin prensiplerinin haritasını çıkarmaya çalışan kaşiflerdir zaten.
  • kozmolojik sabit genelllikle bir fenomendir çünkü çıkan sonuçlar evrenle ilgili daha fazla kafa karışıklığına yol açar. bu geliştirilmeye çok açık bir konudur ve kozmolojik sabitin fenomenolojik garipliğinin ne olduğunu anlamadığımız sürece yerçekimsel modellemeler yapmak olanaksız ve saçma gelebiliyor. çünkü genel göreliliği kozmolojik sabitten bağımsız düşünmek tamamen olanaksızdır.

    işin aslı, evrende sabit (constant) olarak kabul edilen hiç bir sabite de, "kesin" gözüyle bakılamaz.
    evrendeki her sabit ancak belli şartlar altında geçerli. özellikle de "hız" , diğer bir değişle "enerji yoğunluğuna bağlı titreşim genliği." gibi.
  • nobel ödüllü fizikçi steven weinberg bu sabitin çoklu evrenlerle ilişkisi bakımından şöyle bir varsayım ortaya atmış:
    diyelim ki kozmolojik sabitin 0 ile 1 arasında rastgele dağıldığı devasa bir çoklu evrende yer aldığını düşünelim. evrenimizdeki gibi gökadaların oluşması için kozmolojik sabitin kritik değerden düşük olması bizim evrenimiz için geçerli olacaktır ki bizim evrenimizde bizim gibi canlıların ve madde öbeklerinin gelişmesi için gökadalar oluşmuştur. ancak diğer evrenlerin herhangi birinde de yaşıyor olabilirdik. dolayısıyla içinde bulunduğumuz durumda ise kozmolojik sabiti 0 ile kritik değer arasında rastgele bir sayı olacak şekilde şapkadan çekilmiş gibidir (gökadaların oluşması için kritik değerden düşük olduğunu düşünürsek). bu, kozmolojik sabitimizin kritik değerden çok da düşük olmadığını gösterir çünkü sözü geçen şapkadaki sayıların çok az bir kısmı o denli küçük olacaktır. evrenimizdeki kozmolojik sabitin kritik değerle aynı büyüklükte olması beklenmektedir. cünkü bu büyüklükteki sayılar diğer küçük sayılardan çok daha fazla olacaktır, demiştir.

    gerçekten de daha sonra ölçüldüğünde kozmolojik sabit kritik değerin yüzde beşi dahilinde olduğu görüldü. yani şapkadan seçilse; kozmolojik sabitin böyle bir değer çıkma olasılığı yirmide birdir. bu da çok düşük bir olasılık değildir.

    öte yandan şöyle bir sorun vardır. bizim gibi canlıların ve maddelerin oluşması için gökadaların oluşmasının bahsedilen kritik değer aşıldığı takdirde olmayacağına dair tek kriter olmaması durumu. yani gökadaların oluşması için kozmolojik sabitin kritik değerin altında olması yeterli sebep midir? kozmolojik sabiti sabit tutarsak diğer başka etmenler de var mıdır gökadaların oluşumuna etki eden?
    evrenin ilk anlarındaki maddenin dağılımının homojen olup olmaması da gökadaların oluşumunu etkileyebilir ki bununla ilgili yapılan ölçümler de yine maddenin homojen dağılımındaki dalgalanmalar da birçok etkiye neden olmaktadır.

    tanıma en son geldik ama:
    genel görelilik denklemlerine göre einsteinin, evrenin genişlediği sonucunu elde etmesi ile evren'in zamanla giderek kendi üzerine çökmesini önleyecek ve kütle çekiminden sonuçlanmayan bir sabit gerekliliği üzerine
    uzayzamanın kendi fabrik yapısına bir genişleme eğilimi vermek için kullandığı matematiksel sabittir.
    kozmolojik sabit fikri basittir: uzayın dokusunun kendisinde, sıfır olmayan bir enerji vardır.
    bu, karanlık enerjiyi açıklamanın en basit yoludur: sadece mekanın kendisinin özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
    karanlık enerji, uzayın bu sıfır noktası enerjisi ile gerçekten tanımlanıyorsa ve kozmolojik bir sabitten ayırt edilemiyorsa, o zaman:
    -zamanla hiç değişmeyen belirli bir enerji yoğunluğuna sahip olur,
    -tüm ışık dalga boylarının tamamen aynı miktarda kırmızıya kaymasına neden olur,
    -hızlandırılmış genişlemenin etkilerinin, zaman içindeki değişim devam ettiği sürece belirli bir ilişkiye uymasına neden olur,
    -ve kütleçekiminin her zaman aynı olmasını talep eder. tüm gözlemciler için, tüm referans çerçevelerinde ve yerçekimi hızının tam olarak ışık hızına eşit olmasını söyler.

    kaynak:
    https://www.forbes.com/…to-explain-dark-energy/amp/
    bir kaynak daha vardı bulunca ekleyeceğim.
hesabın var mı? giriş yap