konka

• televizyonlari ucuz ve iyi marka. tupleri panasonic yapiyormu$. ikinci televizyon falan icin du$unulebilir.
• alınan 37 ekranlı modelinin 2-3 yıl içinde tüp sorunları çıkardığı görülmüştür. çok dandik olmamakla birlikte bir vestel ya da arçelik/beko gibi ucuz ürünlere sahip markalar dururken tercih edilmemesi gerken marka.
• (bkz: konka hipertrofisi)
• kanka sözcüğünün kökeni olan çingenece sözcük. kanka, yanlış olarak kan kardeşi'nin kısaltması olarak bilinir. oysaki hulki aktunç'un büyük argo sözlüğünde kanka'nın etimolojik olarak çingenece konkadan geldiği söylenmektedir. aynı biçimde sevan nişanyan da sözlerin soyağacı adlı etimoloji sözlüğünde, sözcüğün çingenece konka'dan geldiğini söylemektedir. konka, yakın arkadaş, yoldaş anlamına gelir.
  
  çok da şaşırmamak gerek. türkçede ve özellikle türk argosunda ses benzetme yoluyla sözcüğün etimolojisi hakkında yanlış hikâyeler türeyebilmektedir. örnek vermek gerekirse kameriyenin kamerle, camekân'ın camla, kaldırım'ın kaldırmakla hiçbir ilgisi yoktur. bunlar gibi kankanın kankardeşten gelmesi de tamamen yakıştırma ve yaygın bir yanlış bilgidir.
  
  edit: kaldırım kaldırmaktan geliyormuş.
• bir zamanlar babamın yetkili servisi olduğu ve "konka, en boktan marka!!!!z diyerek dalga geçtiğimiz televizyon markası. televizyondan başka herhangi bir ürünleri var mıdır bilemiyorum.
• burunda soluduğumuz havayı süzen organlar. burun ameliyatlarında alınırlar.
  
  edit: eskiden alınıyorlarmış fakat şimdi alınmıyorlar.
• televizyon markası olmasının dışında burunda bulunan alt burun etlerine de denir.
• kulak yolunun dışkulağa açıldığı derin boşluktur.
• garip ismiyle bir tv markası. kendisi akılda tam olarak bakkalın köşeye astığı tv olarak kalmıştır. esasen tr pazarında olmayan tv dışındaki envai ürünü ile bir türlü atanamamış olması şaşırtıcıdır. beyaz eşya ve mutfak cihazlarına da haizdir nitekim. 6 senelik öğrencilik hayatım boyunca, dakikalarla sınırlı olsa da hemen her gün kendisiyle bakıştık. nerden buldun bunu gibi bir konuşmamız olmuştu hatta bakkalla, oda sakızcı verdi demişti sanırım. ben okulu bitirmeden bozulur bu diyordum ancak öyle olmadı.
• 20 yıla yakındır kendisi ile ahbaplık ederiz. bir türlü bozulmadı. en sonunda eve gelen mobilyacıya verip kurtulduk.