• (bkz: telekonferans)
  • uzun ve sikici konusmalarda insanlarin kendilerine hakim olamayip uyuduklari yer.
  • nba'de iki adet** bulunur. yeni takimlar kuruldukca, ya da takimlar tasindikca degismekle birlikte, an itibari ile 89. boylam tarafindan birbirinden ayrilirlar.
  • (bkz: bildiri) konferanslar iyidir, zevklidir... danismanin kesesinden tatil yapmanizi saglar. bilim adamlari ottur, kildir, yundur ama konferans yapmak icin genelde guzel yerler secerler. ya plaj kenarinda sukela bi 'resort otel', ya da super eglenceli bi mekan (ornegin (bkz: new orleans)) secebilirler. bu gibi durumlarda, gunduz, uslu bilim adami rolune burunulur; takim elbise, tayyor, jartiyer, etajer vs. giyilir, yakaya isim karti takilir ve sanki konusulan seyleri anliyomus numarasi yapilir. aksam olunca ise, kurt adam olunur, bilimum yavsak kiyafet giyilir, sokaklara dokulunur, barlara gidilir, kizlarla tanisilir, konusulan seyleri anliyomus gibi davranilir. bazen, sabah kasik kasik sunum yapan yasli profesor amcalardan biri, aksam kizlara goguslerini acsin diye incik- boncuk verirken gorulur (bkz: new orleans), eglenilir... evet, ben new orleans'a konferans'a gittim... (bkz: new orleans)
  • alanında uzman bir kişinin belli bir konuda,ilgili bir topluluk önünde,bilimsel bir üslup cercevesinde yaptığı bir konuşmadır.konuşmada hitabetin yanında birinci dereceden önemli olan bilimsel yetkinliktir
  • istanbul'dakiler genelde sahnedekinin türkçe hazırladığı power point sunumu türkçe bilen insanlara türkçe olarak okuması şeklinde geçer.
    sıkılmamak için anlatılanlar sunumdan takip edilir. "dur bakalım bir yerde takılacak mı? ahaa yanlış yerde vurgu yaptı" filan diye öyle boş boş izlenir. eskaza basından iseniz bir de üstüne sunumu size verirler. kahve ve çay aralarında iki kanka görüp iş dışında muhabbet etme imkanı tanıdığı için gidilir konferansa. yoksa adam okuyor sonra okuduğunu sana veriyor.

    basın camiasından herhangi bir konferansı kaçıran kişi sunumu evde bilgisayarda açar. kardeşini çağırır, sunumu okutturur. kendisi de koltuğuna oturur ve izler. aynı şey. dolayısıyla basın hiçbir konferansı kaçırmamış olur.
  • tıpçıların (!) düzenledikleri makbuldür. 5 yıldızlı otel, güzel yemekler, muhtemelen gece latin dans eğlencesi, bol bol eşantiyon demektir.
  • alanında uzmanlaşmış kimselerin karşısındaki kitleye belirlenen konularla ilgili bilgilerini sunması. bir nevi kültürel paylaşım... konferansa katılan dinleyiciler not tutarlar mevzuyla ilintili mühim noktaları. bir de tutulan bu notlar / kafaya takılan sorunsallar belki bunlardan da önemlisi konuyla ilgili önemli bir noktaya parmak basmak / konuyu aydınlatmak -gözden kaçmış bir yer diyelim- çoğu öğrenci tarafından atlanır, önemsenmez ki önemsenmeli diye düşünmekten kendimi alamam. daha ziyade akademik yerlerde örneğin üniversite de bahse konu ettiğim paylaşım 'ın oluşabilmesi biraz da böylece mümkün. dahası üniversiteler özgür düşüncenin salıverilmesi gereken kurumlar / alanlar.
    not tut tut aklından bişeyleri geçir ve onlar konuya hakim şeyler olsun ve bunlardan dem vurma, bahsetme. işin bu kısmını kendime kabul ettirememişimdir işte... * * *
  • "konferans; tek başına hiç bir şey yapamayan, fakat hiç bir şey yapılamayacağına birlikte karar veren önemli insanların toplantısıdır."
    fred allen
hesabın var mı? giriş yap