• "lyon kasabı" diye de anılan nazi lideri. 1942-44 yılları arasında lyon'da gestapo liderliği yapmıştır. 1935'de sicherheitsdienste girmesiyle ortamlara akmıştır*. fransız partizanlarına karşı bizzat işkence yapmaktan zevk aldığı iddia edilen ve 4000 kişinin ölümünden sorumlu tutulan bir insan. 1991'de hapishanede ölmüştür. soyadına aldırmamak lazım, kendimden biliyorum..
  • savastan sonra amerika adina karsi-istihbarat uzmani olarak calismis, 1987'de fransada yakalanarak yargilanmis, mahkemenin ilk gunu sadece suclarinin okunmasiyla gecmis ve fransada olay yaratan bir surecten sonra omur boyu hapse mahkum edilmis, 1991de kanserden olmus de bir insanmis kendisi..
  • leonard cohen´in the partisan adlı parçasındaki fransızca bölümde inceden değinilir kendisine.

    les allemands e’taient chez moi,
    ils me dirent, “signe toi”,
    mais je n’ai pas peur;
    j’ai repris mon arme.
    j’ai change’ cent fois de nom,
    j’ai perdu femme et enfants
    mais j’ai tant d’amis;
    j’ai la france entie`re.
    un vieil homme dans un grenier
    pour la nuit nous a cache’,
    les allemands l’ont pris;
    il est mort sans surprise…
  • rat race adlı filmde adına kurulmuş bir müze vardır. bir ailenin küçük kızlarının, barbie bebek müzesi sanıp tutturması üzerine gezdikleri "barbie müzesi" aslında bir grup neo-nazinin hayranı oldukları klaus barbie adına kurdukları bir müze çıkar. müzede sergilenenler ise evlerden ıraktır, haliyle.
  • babası alkoliktir. sürekli şiddet davranışları ile ailede terör estirmektedir. küçük klaus'un papaz okuluna gideceği neredeyse kesindir. bu sırada babası ve ağabeyi bir kazada ölür. artık papaz olması için bir gerekçe kalmamıştır ve klaus nazi partisine yazılır. çünkü nazi partisi nefretini yönelteceği hedefler sunmaktadır.

    fransız direnişçi jean moulin'i işkence edip öldürürken tuhaf duygularla yüzleşmiştir. nürenberg'te anlattığına göre jean moulin'e işkence ederken kendime ediyormuşum gibi bir hisle karşılaştım" demiştir. (g.m. gilbert, nurenberg resmi psikiyatristi)

    anlattığı şey kendisinin geçmişte yaşadığı terörle yüzleşmesidir. babası kendisine çeşitli eziyetler ederken kendisi de zincire vurulmuş fransız direnişçisi kadar acizdir. babası kendisini döverken sadece sızlanmaktadır, bu yüzden sızlanan herkeste kendisini görmüştür. bu tür kişilerin sızlanan küçük çocuklara tahammülü yoktur ve genelde ya şiddet uygulayıp susturmaya ya da ortamdan uzaklaşmaya yönelirler. tabii ki işkence sorumlusu bir subaysanız ortamdan uzaklaşmanız için bir neden yoktur ve şu ağlayan çocuktan nefret ettiğiniz kadar hiçbir şeyden nefret etmiyorsunuzdur. çünkü size aciz olan küçüklüğünüzü hatırlatmaktadır. adamı öldürene kadar işkence edip ağlamasını susturabilirsiniz.

    klaus barbie, nazi ideolojisinin olmadığı bir dünyada yaşasa, bugün sıradan bir baba olup çocuklarını dövecekti. toplumun normal saydığı, yasaların içindeki şiddeti dışarı çıkartmasını sağladığı bir ortamda son derece doğal davrandı. içimizdeki yabancının ortaya çıkmasını sağladı. içimizdeki yabancı, genelde uygunsuz ortamları kolluyor. gündelik hayatta hepimiz normal insanlar oluyoruz. kendi kabuğumuza çekilip içimizdeki yabancıyla yüzleştiğimiz zaman yahudi düşmanı, çingene düşmanı, kürt düşmanı, türk düşmanı oluyoruz.

    klaus barbie, en iyi kanıtlardan birisidir.
  • baska meziyetleri icin (bkz: #13518403)
  • national geographic'te bunun yakalanışını anlatan bir belgesel vardı. işte bir karı-koca yıllarca uğraşıyor bir fotoğraftan yakalatıyorlar felan. yakalandıktan sonra uçakla fransa'ya götürülürken ona: "işlediğin suçlar için pişman mısın?" diye soruyorlar. o anda içimden: "kesin diğer naziler gibi "pişmanım, emir altında yaptım, yapmasam beni de öldürürlerdi, suçsuzum." gibi bir laf etmiştir dedim." ama adam soğukkanlılıkla tek cümle söylüyor:

    -ben unuttum sizde unutun.
  • işkenceci, insan kasabı.
    tutuklulara bizzat işkence yapan ve 4000 kişinin ölüm kararını veren, çok daha fazlasının ölümünden de dolaylı olarak sorumlu olan nam-ı diğer lyon kasabı.

    6 nisan 1944’de barbie’nin bizzat başında bulunduğu gestapo birliğinde, lyon yakınlarındaki yetimhanede bulunan 44 çocuğu tutuklayıp toplama kamplarına göndermiştir. çocuklardan 42’si auschwitz toplama kamplarındaki gaz odasında can verirken diğer iki çocuk da estonya'da yakılmıştır.
    auschwitz’de ölen tüm çocuklar yalnızca bu 42’si değildir elbette.
    kamptan sağ kurtulan çocuklardan biri, ancak ve ancak 1987’de tam 73 yaşında yargılanabilen (bu uzun süre zarfında amerika klaus barbie'yi casus olarak kullanmıştır) barbie’nin mahkemesinde şu korkunç anısına yer vermiştir.

    "bizimle birlikte kampa gelen onca çocuğun ne olduğunu merak ediyordum. kampta bir tek çocuk bile görünmüyordu. sonra orada daha uzun bir süredir bulunanlardan biri bize gerçeği söyledi.

    -şu bacayı görüyor musun, hiç durmaksızın duman tüten hani…yanmış et koksu burnuna gelmiyor mu?"
  • naziler için işlediği çok savaş suçundan sonra ( lyon kasabı) 2.dünya savaşı sonrası bolivya'ya iltica etmiş, ve bolivya hükümeti adına da ajanlık faaliyetlerinde bulunmuştur.bolivya hükümeti adına che guevara'yı yakalayan ekiple çalışmasından tutun, che guevara'nın ölümünden sorumlu görülen roberto quintanilla pereira yı öldüren, babasını dahi tanıdığı alman monika ertl i de bolivya hükümeti için yakalayıp infaz etmiştir.
  • soyadı manidar olan gestapo lideri.
hesabın var mı? giriş yap