• tam çevirisi nedir bilemiycem ama ben kirpi ikilemi olarak çeviriyorum. bu psikolojik bi terim, kirpi de bu duruma cuk oturmus bi metafor.

    efendim soyle ki, bir insanin yalnizliktan aci çekme durumu ama ayni zamanda insanlara yaklastikça da kendine ve etrafindaki insanlara zarar vermesi; yaman bi ikilem.

    (bkz: shinji ikari)
    (bkz: neon genesis evangelion)
  • (bkz: #6419327)
  • rebuild of evangelion serisinin ilk filmi evangelion 1.0 you are not alone'da cruel dilemme adıyla birbirinden güzel dört farklı versiyonu bulunan shiro sagisu eseri.

    aynı orijinali gibi her bir versiyonu, dinlerken shinji ikari gibi sevilmesi güç bir karaktere bile sempati duymayı, asuka* ve rei* ile olan ilişkilerindeki başarısızlığını düşünüp hüzünlenmeyi sağlayacak kadar etkilidir.
  • tam bana uyan bir ikilem.
  • bir insana yaklaştıkça kötü yanlarını da daha fazla görüyor olup, batması ama yalnızlıktan da sıkılıp yani soğukta tek başına üşüyünce tekrar yaklaşınca bu kötü yönlerin yani kirpideki dikenlerin batması. bunun tüm insan ilişkilerindeki tekrarına verilen isimdir
  • arthur schopenhauer’in 1851’de yayınladığı "parerga ve paralipomena: kısa felsefi denemeler" adlı eserinin ünlü 396. bölümünün bir kısmı. schopenhauer bu bölümde kirpilerin soğukta kaldığı bir anda karşılaştıkları ikilemi anlatır:

    “soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar. üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar. oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar. soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdü. insanları bir araya getiren, iç dünyalarının boşluk ve tekdüzeliğidir. ters gelen özellikler ve tahammül edemedikleri hatalar onları birbirinden uzaklaştırır. sonunda, bir arada var olabilecekleri, nezaket ve görgünün belirlediği ortak noktada buluşurlar...”
  • attila ilhan'ın şu dizleri çok iyi anlatır:

    kirpi gibisin çocuk
    her tarafın diken
    kim elini uzatsa delik deşik
    üstelik sen de kan içindesin.
  • "bütün bir akşamı bozkırda sevgilimle diken dikene geçirdik. okları benimkine değiyor, batmamasından beni çok sevdiğini anlıyordum. daha ilk seferde uygun mesafeyi bulmuştu. oysa iki kirpinin birbirini acıtmadan birlikte olması bazen yıllar alıyordu. kalbim onun varlığıyla doldukça, içimde başka bir şeye yer kalmıyordu. annemi unutmuştum, babamı ve kardeşlerimi de. birlikte kış uykusuna yattığım dostlarımı unutmuştum. onlar birer birer kalbimden çıkarken, sevgilim kendine açılan yeri dolduruyordu. sıra tanrıya gelmişti. bana oklarımı veren, ruhumu koruyan ve kollayan tanrıyla vedalaşmanın tam zamanıydı. o gecenin sonunda, sevgilimle kavuştuğumuzda, aşkın zırhını giymiştim artık ve bu halde göğe seslendim:
    -tanrım, biraz eğilirsen sana sarılabilirim."

    bedia ceylan güzelce "1473" (çınar yayınları), (sf.27)

    not: (bkz: bedia ceylan guzelce ile 1473 zirvesi)
  • okuduğumda çarpılmışa dönmüş, heyecanla yanımdaki arkadaşıma okumuştum. dinledi ve "e bunun daha kısa ve doğrudan söylenmişi var saltıncım, ne uğraşıyorsun şopenauğr mopenauğr" dedi.

    "hepinizden nefret ediyorum ama tek başımayken canım sıkılıyor." demiş yıldız tilbe.
hesabın var mı? giriş yap