• basrollerinde jodie comer ve sandra oh olan her ne kadar drama kategorisinde de olsa icinde bol bol komedi barindiran yeni spy-vari dizi.

    iki kadinin birbirine olan takintilarini izletecekler gibi goruluyor ama karakterlerin kurgulari eglenceli ve muadillerine gore biraz daha abartisiz. ilk bolumunu izlemis biri olarak beni cekebilmeyi basardi, tavsiye edilir.
  • ilk iki bölümüyle fena değilmiş izlenimi veren, başrolünde cristina yang (bkz: sandra oh) ablamızın oynadığı, polisiye tarzdaki dizidir. ilk sezonda sekiz bölüm olması da beğendiğim bir diğer özelliğidir. böyle fazla baymadan, konuyu uzatıp dağıtmadan gitmesini umarak izlemekteyim.
  • boş bir günümde can sıkıntısından izleyecek bir şey ararken kendimi içinde bulduğum güzel dizi. senaryosu orijinal kadın oyuncular oldukça başarılı ve sempatik. daha ne olsun yeni bölümü bekliyoruz.
  • keyifle izlemeye başladığım dizi. başrollerinde, son yıllarda özellikle mini dizilerde boy gösteren liverpool'lu güzel jodie comer ve grey's anatomy dizisinden tanıdığımız, sandra oh yer alıyor.
    diyaloglar, çekimler, karakterler, özellikle şarkılar gayet başarılı.
  • muzikleri gayet iyi ve ana karakterleri pek sevimli ve tuhaf olan keyifli dizi.
    hatta neredeyse tum karakterleri bir sekilde sempatik.

    neden bilmem bir ferahlik hissettiriyor izlerken* . 5. bolumle birlikte onemli birkac nokta azicik da olsa aydinlandi, az biraz guldurdu ve karakterlerin hikayelerini ogrenmeye baslayinca daha da ilgi cekici hale geldi.
    eve'in de vilanelle'e takintisi basit bir intikam ya da merak degil gibi. havadaki gerilimi sevdim.

    eve'in saclari; villanelle'in sinir bozucu, soguk sevimliligi ve kiyafetleri icin bile izlemeye devam edilebilir.
  • cok begeniyorum, havasi bir farkli.
  • mizahla ic ice sevimli bir polis-seri katil hikayesi.

    sandra oh, yani grey's anatomy' deki christina sebebiyle izlemeye baslamistim diziyi. seri katil rolunde the white princess' taki prensesi gorunce bir adapte olamadim. katil rolunde sandra oh olsaydi ne iyi olurdu.
  • ana karakterlerin kadın olduğu az düzgün diziden biri kesinlikle.

    drama, espionage olduğu kadar da komedi.
    ve güzel bir komedi.

    kadınların aptal olmaması büyük artı. film ve dizilerde genelde çizilen ya seksi ve muhtiş ajan karakteri, ya da birbiriyle başka bir erkek dışında konuşacakları şeyleri olmayan hikayeyi ileri taşıyan sakar/aptal, duygusal olarak zayıf figürleri oynamalarından gına geldi bana.

    diziyle ilgili ama hikaye açısından kafama takılan iki üç saçmalık var.

    --- spoiler ---

    berlin metro sahnesi:

    hadi friedrichstr. durağından indikleri trenin bi anda weberwiese durağına geçmesini iplemedim diyelim. ama bill bi sürü mesaj bıraktı eve'in telefonununa. villanelle ile orada karşılaştığı biliniyor. dizi başından beri cctv diyenler, oranın video görüntülerine bakmıyor bile. onun yerine, kıyafetler nerden alınmış oralardan kadını bulmaya çalışıyorlar.

    frank'in öldürülmesi:

    diğer yandan, frank'in itirafının telefondan yedeklenmemesini geçtim, eve'in telefonu alınır alınmaz, taksiyle gidip uyarıyor filan. ordan da frank'in kaldığı safe house'a gidiyorlar. tüm cycle telefonla halledilse, villanelle oralara gidene kadar adamı çıkaracaklar zaten evden.

    son olarak şu dizilerdeki artık kendilerine sikimsonik adlar takan kötü adam gruplarından kurtulmalarını diliyorum. burda da twelve demişler. umarım düzgün bir şeye bağlarlar da böyle ulvi mistik bir grup çıkmaz ardından.

    onun dışında beğenerek izliyorum.

    --- spoiler ---
  • villanelle dizi karakterleri içinde en sevimli psikopat.

    keyifli dizi.
  • 2. sezon onayını almıştır. önceki entrylerde adı geçen saçmalıklar benim de dikkatimi çekti. mizahı da çokoş.
hesabın var mı? giriş yap