*

  • ir'da neo-realism'in babası. klasik realizmden farklı olarak matematiksel teknikleri ve yaklaşımlari teorinin içine katmıştır. bayağıda bir ses getirmiştir bu yaklaşım akademik platformda. en önemli yapıtı theory of international politics'dir. gerek liberal teori gerekse realist teoride ki bu "neo" değişimin kaynağı, yukarıda da bahsedildiği üzere, pozitif bilimlerde kullanılan tekniklerin/yöntemlerin uluslararası ilişkiler disiplinine de uygulanma isteğidir. böylece daha doğru, daha tutarlı bilgiye * ulaşılabileceği düşünülmektedir -pozitif bilimlerde olduğu gibi * . "neo"lu teoriler, behavioralist revolution başlığı altında inceleniyorlar..
  • en yaygin olarak man the state and war adli eseri ile bilinen, uc imge teorisinin yaraticisi siyasal bilimler adami.
  • uluslararasi iliskilerde simdiki bircok teorinin kendisini elestirisi uzerine kurdugu "neorealism"in babasi.
  • morgenthauyu indirgemecı olması nedenı ile eleştirir. ona göre uluslararası ilişkiler daha sistamatik olarak ele alınmalıdır.
  • balance of power teorisini geliştirmek suretiyle ir daki neo-realizm akımının babası olmuştur.. devletlerin uluslararası ilişkilerde karar verici aktörler olduğunu, bu anlamda aslında devletlerin rasyonel düşünebilen birer insan olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.. bu yüzdendir ki devletlerin iç yapılarını inceleme yoluna gitmemiş, devletin içerde olan olayların, dış politikada önemi olmadığına, dışarıya karşı devletin içerde ne kadar farklı seviyelerde ve görüşlerde muhalefet olursa olsun tek bir politika izlediğini savunmuştur... (bkz: black box theory)

    uluslararası ilişkilerin içinde bulunduğu sistemin anarşi olduğunu, devletleri kontrol eden yaptırım gücü kesin bir yapının yokluğuna bağlamıştır.. yani devlet içinde vatandaşı kontrol eden devlet yapısının bir benzeri uluslar için geçerli olmadığından, uluslararası ilişkilerde anarşi vardır demiştir..

    aynı zamanda en ideal uluslararası sistemin bipolar dünya olduğunu belirtmiş ve günümüzde içinde bulunduğumuz tek kutuplu (amerikanın tek süpergüç olduğu) sistemin eninde sonunda iki kutuplu sisteme kayacağını ve bunun da dengeleri korumak ve oluşturmak adına iyi bir gelişme olduğunu söyler... kanıt olarak da her ne kadar sürekli bir gerginlik içinde geçilse de deterrence sayesinde kutuplar arası bilfiil sıcak temasın hiç gerçekleşmediği soğuk savaş dönemini örnek gösterir...
  • az biraz uluslararasi siyasetle ilgilenen her akliselimin doktora tezini okuyunca duh diyebilecegi adam. ama allah gozuyle bakiyoruz kendisine o ayri. keramet o kadar basit bir yaklasimin literaturdeki eksikligini farkedebilmekte zaten.
    50 sene once yasiyor olsaydim serefsizim aklima gelirdi. (bkz: neorealizm)
  • uluslararası ilişkilerde süreçleri ve sistemleri önemseyen siyaset bilimci, tarihçi. ekonomik analojisinde tıpkı rasyonel davranmayan firmanın batması gibi rasyonel davranmayan devletlerin de çökeceğini ve anarşik uluslararası sistem tarafından tasfiye edileceğini söyler.
    uluslararası ilişkilerde teorileri sistemik ve indirgemeci teoriler olarak ikiye ayırmışlığı vardır.
    sosyal ve siyasi yapıları, olguları önemser. bu yapılar kolay kolay değişmez. ancak bir fransız devrimi olacak, bir sovyetler çökecek de ondan sonra yapılar değişecektir. öyle.
  • evvelsi gun ayni havayi soluma onuruna eristigim hoca. boyle 100-150 yasinda ama kafasi hala zehir gibi calisiyor biliyor musun, tipinden beklenmeyen davudi bir ses tonuyla "nukleer silahlanma hem kuzey kore'nin hem de dunyanin basina gelecek en iyi sey" diye anlatirken yasadigim urperti hissini saymazsak feci derecede duygulandiran birisiymis.

    ha bir de konusmasinin sonunda aglamaya basladim. kelimelerle ifade edemiyorum neden oldugunu simdi ama, artik 1990'larda tarkan'a dokunup zangir zangir titremeye, aglamaya baslayan kizlari daha iyi anladigimi soyleyebilirim.
  • john j mearsheimer kendisine karşı çıkmayı sever. hobi haline getirecek diye korkuyorum.

    bu eğiliminin son örneği geçen sene yayınlanan "reckless states and realism" makalesi. gerçi bay waltz'ın ne kadar önemli biri olduğunu bu makalenin giriş cümlesinden de anlamak mümkün; "kenneth waltz is the most important international relations theorist of the past half-century." mearsheimer makale boyunca adamın kariyer bulgularını çürütmeye çalışsa da saygıyı elden bırakamamış.

    ---

    edit: kendisini kaybetmiş bulunuyoruz. ikenberry'nin son kitabı "liberal leviathan"da hakkında bir alıntı görmemden saatler sonra aramızdan ayrılmış olması ise işin ilginç yanı. bu münasebetle yukarıda bahsi geçen makalenin link'ini de paylaşmak istiyorum,
    http://johnmearsheimer.uchicago.edu/pdfs/a0048.pdf
  • bu abimizin yaptığı aslında davranışsalcıların eleştirileri karşısında realizmi korumak ve sınırlarını çizmekti. 90'lı yıllarda neorealizm/yapısal realizm ile ilgili yazmaya devam etmiştir. "the emerging structure of international politics"ve "structural realism after the cold war" dikkat çeken makaleleridir.
hesabın var mı? giriş yap