• bi kus ce$idi. siyah ve ufak olur. eti fena diildir.
  • diger av kuşlarına göre oldukça büyüktür....
  • dogada böcek yiyerek beslenen her tavuk lezzetlidir.
  • (bkz: kris) :)
  • kara tuylu, meyve ve boceklerle beslenen bir tur otucu kus. kargaya benzetilebilir.
  • gariban sofralarinda siyah zeytin e verilen ad.
  • bildircindan biraz daha buyuk, siyah tuylu bir kus; agaclik bolgelerde bulunur; cok hizli uctugundan ucarken vurulmasi oldukca zordur.
  • tavuk dunyasinin zencileri. kumeste fasist bir horoz bulundugunda tum ayak isleri bu zenci arkadasa yaptirilir.
  • (turdus merula)

    avrupa'nın en yaygın ötücülerindendir. erkeğin gövdesi simsiyah, gagası parlak sarı-turuncudur. sığırcıktan daha iridir, beneksiz gövdesi parlak sarı gagası ve yatay durşuyla ayrılır. dişisi ve genci koyu kahverengidir, genci kızıl kahverengidir. uçuta kısa kanatları ve uzun kuyruğu belirir. ötüşü tatlı, melodik ve ıslıksıdır, cümleleri ayrı ayrıdır ve her cümlenin sonunda tiz sesleri duyulur. yaygın sesi: 'çuuk, çuuk'. uyarı sesi bu kalıbın giderek hızlanıp titreşerek bir çığlığa dönüşen tekrarıdır. çok tiz bir 'tsii' sesi vardır. konduğunda kuyruğunu diker, yerde hem zıplayarak hemde koşarak ilerler. ormanlar, çalılıklar, meyve bahçeleri, parklar ve bahçelerde bulunur, batı avrupada şehirlerin içinde yaşar. boy 24-25 cm.
  • sulak, yesillik alanlari seven bir kus. sesi, sozcuklere benzer. bu yuzden otusune anlamlar, hikayeler yuklenir:

    babaannemin anlattigina gore, ormanda kaybolan kizini ararken kusa donusmus bir anneymis karatavuk. bunun icin "kizim hatice! kizim hatice!" diye otermis.

    babaannem, karatavugun kusluk vakti iyi kalpli insanlarin pencerelerine konup, bazi dualari bastan sona okudugunu, caylarda, cesmelerde abdest aldigini da anlatirdi. bu yuzden karatavuklara zarar verilsin istemezdi. kuslar penceresine gelsinler diye, evinin etrafina hanimeli ve ayva fidanlari dikmisti.

    babaannemi bizimle kalmaya zor ikna etmistik. sehiri pek sevmezdi. nihayet riza gosterip geldiginde, meger cebinde bir avuc tohum da getirmis. vefat ettikten sonra, esyalarini sandiga koyarken, annem giysilerinin arasinda bulmustu.

    o tohumlarin cogu sonradan civil civil fidan oldu. rahmetlinin hatirina. ama fidanlar yanlis yere dikilirse, adina vasfini yitirmis orman mi ne deniyormus, onu da ogrendik. boylece, agaclarin yerini alti kaval ustu seshane binalar aldi, babaannemin karatavuklari da abdestsiz kaldi. galiba bu yuzden duyulmuyor artik civiltilari.
hesabın var mı? giriş yap