*

  • soyut sanat akımının temsilcilerinden. çalışmaları erken çocukluk eğitiminde dairesel renk çalışmalarına esin kaynağı oluyor. çalışmaları hem basit hem de görsel olarak etkileyici.
  • soyut resim, aristokrat ve soylu insanlara hitap eden bir sanat dalıdır.

    yok la yok, şaka! ne dedikodu yapacağız şimdi. hadi çayını tazele gel hemen.
    şu bizim soyut resmin ağababası olarak bildiğimiz wassily kandinsky yok mu? hani kuramcı olan yok mu be... hah işte o moskovalı. şimdi bu bizimki kuzeni anya shemyakin’e gönlünü kaptırmış. dedik yapma wassily, etme kuzensiniz siz. ne mümkün! seviyorum diyor, başka da bir şey demiyor. içip içip kapılara dayanmaklar. karışık kuruşuk resimler yapmaklar. sapıttı iyice! neyse, sorduk anya’nın da gönlü var, aşkın önünde dağ olsa duramaz. evlendiler. sonra ne olduysa bu bizimkinin sevipte kavuşamamaktan yaptığını sandığımız tuhaf resimlerini pek bi’ beğendiler. aslında hukuk, iktisat ve etnografya okudu ama bıraktı işi gücü, karısına da sen moskova’da kal, ben seni sonra yanıma aldıracağım diyip gitti almanyalara. münih anton azbe sanat okulu’na kaydoldu. bu almanya’nın suyundan mıdır, havasından mıdır bilinmez, kaptırmış gönlünü gabriele münter adında alman expressionist bir ressama. bizim aşk adamı sadece 4 yıl evli kaldığı eşinden bir çırpıda boşanıverdi. yeni sevgilisiyle verdiler elele tunus, fransa, hollanda, italya... nerede sergi, orada bunlar. seyahat etmelere doyamadılar. gel zaman git zaman birinci dünya savaşı patlak verdi. bizimki rus vatandaşı olduğu için almanya’yı terk etmek zorunda kaldı. eee tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır. moskova’ya döner dönmez nina von andreevskaya adında sülün gibi bir rus kıza görür görmez aşık oldu. ikinci eşini de ilk eşi gibi yine bir başka güzel için terk eden çapkın ressamımızın bu aşk üçgeni sırasında yaptığı resimler ise birçok uluslararası sanat galerilerinde sergilenmekteymiş şu an.
    yani demem o ki; hey aşk, sen nelere kadirsin!
  • bence bu abimizin kafası çok karışıkmış

    edit: one center isimli tablosuna baktıkça bakasım geliyor
  • ekspresyonist rus ressam. birçok eseri enteresan bir biçimde hoşuma gidiyor. özellikle “der blaue reiter”.
  • neden sevdiğimi bir türlü bilemediğim, beni her yerde bir şekilde bulup içine çeken eserlerin sahibi ressam.

    kendisi beyaz rengini "tüm renklerin içinde kaybolduğu bir dünyanın sembolü" olarak tanımlayıp, 1920'lerin başında hatırı sayılır sayıda beyaz rengin domine ettiği eserler meydana getirmiş. aslında avukat olan ressama göre "dünya, ruhlarımıza dokunamayacak kadar fazla bir harmoni içerisindedir. aşılamaz bir duvarmışçasına büyük bir sessizlik kefen gibi kaplar hayatlarımızı. bu bir ölüm sessizliği değil, olasılıklara gebeliktir. beyaz, doğumdan önceki hiçliğe, buz devrini yaşayan bir dünyanın çekiciliğine sahiptir."
  • en güzel işlerini çocuğunu kaybettikten sonra yaptığına inandığım ressam. 1920 sonrası eserlerindeki soyutsal netlik oldukça ön planda.
  • "kulaklarını müziğe ver, gözlerini resme aç ve... düşünmeyi bırak!"
    - wassily kandinsky

    wassily kandinsky, küçük nokta, 1939 : görsel
  • moskava'da açılan bir sergide claude monet'e ait saman yığınları eserinden çok etkilenip, almanya'da sanat eğitimi almaya karar vermiş soyut resmin en büyük temsilcilerinden biri olan rus ressam
  • “insanın kendi içsel dürtüsü, yani yaratıcı ruhu gerekli gördüğü biçimi gerekli gördüğü zamanda kendisi yaratacaktır.” sözlerinin sahibi, severim
hesabın var mı? giriş yap