• (bkz: kamer)
  • 1- o saat (kıyamet saati) yaklaştı ve ay (kamer) yarıldı.
    2- eğer onlar bir mucize görürlerse yüz çevirirler ve: “bu sürüp
    gelen bir sihirdir” derler.
    3- yalanladılar ve hevalarına uydular. ve her emrin bir yeri, mekanı
    var.
    4- andolsun onlara inkârdan alıkoyacak haberler gelmiştir.
    5- hikmetli işler sonuca ulaşmıştır. lakin uyarmalar fayda vermiyor.
    6- o halde onlardan yüz çevir. o çağıranın tanınmayan, tiksinilene
    çağırdığı o gün…
    7- bakışları perişan bir halde olur, sanki etrafa dağılmış çekirge
    sürüsü gibi kabirlerinden çıkarlar.

    bu surede bahsedilen "ay"ın birinci manası kalp yani insandaki altbeyin, ikinci manası ise biyolojik bedenimizdir. üçüncü manası ise toplumsal bilinçtir.

    1. anlam= ayın yarılmasından kasıt, kalbin yani altbeynin melekût boyutundan gelen nurların istilası altına girmesidir. böylece altbeynin karanlık enerjileri nurlarla açılmış, yarılmış olur. bu olay da saatin yani kişisel kıyametin çok yaklaştığını gösterir. bu kişisel kıyamet ölmeden önce ölmek olan fena halidir.

    2. anlam= bu mertebede ayın yarılmasından kasıt, biyolojik bedenin işlevlerini kaybetmeye başlaması ve kişinin doğal ölüm sürecine girmesidir.

    nitekim, "o çağıranın tanınmayan, tiksinilene çağırdığı o gün…" ifadesi ölüme işaret etmektedir. nefsler hem manevi ölümden hem de doğal ölümden korkarlar ve çağrılmalarına rağmen gitmek istemezler. insan ölümden ve bilinmeyenden daima ürker ve kaçmak ister.

    bakışları perişan bir halde olur çünkü ölüm kaçınılmazdır, biraz sonra ölecektir ve o ölümü korkunç bir son olarak görmektedir.

    "çekirge sürüsü gibi kabirlerinden çıkarlar" ifadesi ise ruhların hem çokluğuna hem de onların dünyada iken sahip oldukları hırs ve maddiyat düşkünlüğünden arınmadan öldüklerine işaret eder; çünkü "çekirge sürüsü" büyük bir hırsla konduğu her yeri yiyip bitirir ve tüketir.

    karia suresi 4. ayette ise ruhlar kelebeklere benzetilmiştir. kelebeklere benzetilen ruhlar, hayat nuruna üşüşen temiz ruhlardır.

    3. anlam= bu mertebede "ayın yarılması" peygamberlerin ve varislerinin yaptıkları davet ile kamuoyunu ikiye bölmeleridir. madde boyutuna batmış insanları peygamberler veya onların varisleri nur boyutuna davet ettiklerinde, bu davet onların bir kısmında tiksinti ve nefret uyandırır. zira onlar büyük bir sevgiyle maddeye bağlanmışlardır. maddeden kopmak onlara ölüm gibi gelir. bu nedenle davetçilerden yüz çevirirler. daveti kabul edenler dahi yine bir tür ölüm benzeri hal yaşarlar; çünkü onlar da maddeden kopmak için süluk ederler(süluk= manevi yolculuk, manevi hicret, göç).

    not: peygamber efendimizin gökteki ayı bir işareti ile ikiye böldüğü mucizesi haktır ve doğrudur. bir takım şahısların cüzi aklının bu mucizeyi kabul edememesi onların sorunudur.
  • "o da rabbine, "ey rabbim! ben yenilgiye uğradım, yardım et" diye dua etti." kamer 10

    ayın yarılma mucizesini anlatan bir sure olmasına rağmen benim için en mucize kısmı yukaridaki ayettir.
  • sözün gücüne karşı gücün sözcülüğüne yapan inkarcı muhataplara karşı tam dört kez;

    "ve doğrusu biz bu kuran'ı ders alınsın diye kolaylaştırdık: öyleyse yok mudur ders alan?"

    şeklinde ikaz-uyarı geçen sure.

    son pasajında ise allah'a karşı küstahlaşan herkese şu ilahi uyarı yapılır:

    "nitekim, geçmişte sizinle aynı kafaya sahip toplumları yok ettik: hala yok mudur ders alan?."

    azim olan allah doğru söyledi.
hesabın var mı? giriş yap