• gökçeada'nın başlıca turizm merkezi kabul edilen köy. 2000 sayımına göre nüfusu 90'dır. iki parçadan oluşur: yukarı kaleköy olarak adlandırılan köyün asıl eski kısmı ve sadece kaleköy olarak adlandırılan aşağı kaleköy. yukarı kaleköy adanın kalesinin arka yamacında denizden görülmeyen bir yere konuşlanmıştır. bir otel, bir kaç açık hava cafesi/kahvaltı salonu/çay bahçesi ayarında yerler vardır. evlerin tamamı terkedilmiş gibidir ve tahmin edilebileceği üzere rum köyüdür. rumca adı kaston'dur. asıl binadan ayrı hoş bir çan kulesine sahip sarı renkli bir kilisesi vardır. içeride freskler durmakla beraber yüz kısımları özenle tahrip edilmiştir, ayrıca kilisenin tam anlamıyla içine sıçılmıştır (mecazi değil). aşağı kaleköy ise araç trafiğine kapalı bir cadde ve çevresinden oluşur. burada yukarı'ya nazaran daha az rum evi vardır. bir bar, bir türkü bar, bir kaç çay bahçesi, sahil yolu, bir restoran ve askeri dinlenme kampı vardır burada. adanın eski limanı bu kısımdadır. ayrıca köyde adanın tek turizm danışma ofisi vardır. merkez kasabası'na 4 km'dir ve adanın en sık toplu taşıması merkez-yeni bademli-kaleköy arasında yapılır (sanırım 1,5 veya 2 saatte bir minibüs).
  • kalenin oldugu yerde geceliği 2003 yazi itibariyle 15 milyon olan yakamoz diye bi pansiyon vardir ki paraya kiyanlar sabah asrın manzarası eşliğinde hoş bir kahvaltı yapabilirler. gece de asrın manzarası eşliğinde sigara içebilirler.
    bide bu yöreye gazteler saat 2 civarı gelirler.maç sonucu öğrenmenin en iyi yolu yunanca öğrenip yunan radyolarını dinlemektir.
  • yukarıdan bakınca gerçekten muhteşem bir manzarası vardır ufukta semadirek gorunur luks meraklısı degilseniz yakamozun patronuna rica edin denize dogru inan patika yolun sonunda denize tam tepeden bakan eski koy evini tutun bahcesinde oturun mangal yapın hamak kurun guneşin batışını geceyi yıldızları seyredin
  • gökçeada'nın en güzel köyü*
  • (bkz: simena)
    (bkz: kekova)
  • kekova'nın sadece tekneyle ulaşılabilen 40 haneli köyü.
    daracık yollarla çıkılan kalesi ve batık şehir manzarası var.
  • kekova'daki cennet. yollarda yürümek bile zor, çıt yok, sabah tekne sesiyle uyanıyorsunuz. deniz tertemiz, günlük tekne turları kalabalıklaştırıyor sadece. ulaşım da tekne kiralayarak yapılabiliyor ve iki koy ilerisinde derme çatma bir kulübe içinde görüp görebileceğiniz en dehşet * bar var, bob marley dinleyen, nerden geldiği belli olmayan insanlar gülümsemeler içinde bira içiyor. kafa dinlemek için oldukça iyi, enteresan kostümlerini sergilemek isteyenler kelebekler vadisine gidebilir. kaleköy'de izleyici bulamaz bu kişiler.
  • gökçeada'nın kuzeyinde yer alan nüfusu az,çok az olan bir sahil köyü. gökçeada gece hayatının kalbidir. yemek burda yenir, burda eğlenilir, burda piyasa yapılır. kısacık kordonunda bir gecede kaç kere bir oraya bir buraya gittiğinizi saymaya kalkmayın...sayamazsınız.
  • burada gökçeada'yı güzelleştirme ve tanıtma (adını yanlış hatırlıyor olabilirim) diye bir derneğin lokantası var. kahvaltı verilir yazmışlar kapılarına. dönmeden önce uğradık kahvaltı yapmak için. fiyat makuldü (7,5 lira kişi başı, fiks). ama önünüze gelen her şey gökçeada'da zaten taptaze bir şekilde üretilebildiği halde ada'dan değildi. reçel ve bal ankara'dan gelmiş bir markanın hastanelerde falan verilen küçük paketlerinden, yumurta bildiğin çiftlik yumurtası (sarısı sarı olamayan), peynirler içerisinde keçi peyniri yok falan... nasıl bir akıl ve zeka ile gökçeada'yı tanıtıyor ve güzelleştiriyorlar ben anlayamadım.
hesabın var mı? giriş yap