• ursula k leguin'in çeşitli makalelerinden oluşmuştur. içerdiği metinler arasında yerdeniz büyücüsünü nasıl yarattığını, gedin oluşmasını anlatan bir tanesi vardır ki, tadından yenmez.
  • ursula k leguin'in denemelerinden seçmelerin yer aldığı metis kitabı. kitapta bilimkurgu ve fantastistik edebiyata dair kuramsal görüşlerinin yanısıra edebiyat ve kadınlık arasındaki ilişkiye dair yazıları da yer almakta. açılış everest şiiri ile yapılmış. ben en çok "çocuk ve gölge" ile "çuval kuramı ve kurgu" yazılarını sevdim. leguin, son derece sade bir dille oldukça önemli kuramsal tespitlerde bulunmuş. amacının "kimsenin duygularını incitmeden mümkün olduğunca çok şeyi altüst etmek" olduğunu söylemesi onu bir kez daha takdir etmemi-ne haddimeyse- sağladı.
    isminin çağrışımı olarak (bkz: women fire and other dangerous things)
  • hem bilimkurgu'yu hem ursula hanım'ı sevenlerin başucu kitabıdır. kuramsal kitaplardan hazzetmeyenlerin bile gönlünü çelen usta işi yapıttır.
  • anlatım tarzına hayran olduğum ursula le guin'in senli benli sohbet ediyormuşçasına konuştuğu, yaşayıp da dikkat etmediğimiz, dikkat etsek de düzgünce isimlendiremediğimiz olayları çok güzel bir biçimde ifade ettiği; romanın akıcılığından az biraz uzak olsa da yüzde kocaman bir gülümse ile okunan makalelerinin toplandığı kitap.
  • ursula teyzenin neden yazdığı, nasıl yazdığı sorularına cevap bulunabilecek kitabı. özellikle çocuk ve gölge kısmı hayli ilginç. insan okurken gerçekten çok haklısın ursula diyor haddini aşarak.
  • metis seçki serisinden çıkmış ursula k. le guin'in denemelerinden oluşan şukela kitap. tam da çocuk kitaplarında fantastik öğelerin etkilerini düşündüğüm bu günlerde etkili ve ufuk açıcı oldu. sevenlerine yazarla sohbet tadında geçen kitap tavsiye olunur.
  • ursula kadının belki de hayalgücüne en az dokunabildiğiniz, salt fikir ve yorumlarına ulaşabildiğiniz kitabı. çeşitli zamanlarda, çeşitli sebebler için yazılmış makalelerinden oluşuyor. temelde bilimkurgunun ne kadar basit algınlandığınıp ve aslında ne kadar derin ve elzem olduğundan; kadın-yazar-anne olmanın ağırlığından bahsediyor. özellikle kadın yazar olmanın, woolf gibi "kendine ait bir odaya sahip olmak"la bitmeyeceğini savunan ursula k. le guin, bu kitapla kadınlara güç veriyor.

    sayfa 108:
    "birdenbire ani bir sarsıntı olur; kadın, misinanın parmaklarının arasından kaydığını hisseder.

    hayalgücü başını alıp gitmiş, tanrı bilir hangi derinliklere inmiştir -olağanüstü deneyiminin karanlık havuzunun dibindedir şimdi. akıl "dur!" diye bağırmalı, romancı misinaya asılıp hayalgücünü suyun üstüne çekmelidir. hayalgücü yukarı çıktığında hiddet içindedir.

    aman tanrım diye bağırır, sen kim oluyorsun da işime karışıyorsun, beni şu küçük zavallı misinayla yukarı çekmeye nasıl cürret edersin? o zaman ben, yani akıl, şu cevabı veririm, "sevgili dostum, çok uzağa gidiyordun. erkekler şoke olacaklardı." sakin ol, derim, kıyıda öfke ve hayalkırıklığı içinde nefes nefese otururken. elli yıl kadar beklememiz gerek yalnızca. elli yıl içinde bana getirmeye hazır olduğun bütün bu tuhaf bilgiyi kullanabilir hale geleceğim. ama şimdi olmaz. görüyorsunuz ki onu sakinleştirmeye çalışıyorum, bana söyleyeceklerini, örneğin kadınların bedenlerine dair, tutkularına dair söyleyeceklerini kullanamam, çünkü uzlaşımlar hala çok güçlü. uzlaşımları yeneceksem eğer, bir kahraman kadar güçlü olmalıyım, oysa bir kahraman değilim ben.

    yazarın kahraman olabileceğini sanmıyorum. kahramanın yazar olabileceğini de..

    ..pekala, der hayalgücü, yeniden jüponunu, eteğini giyerken, bekleriz biz de. bir elli yıl daha bekleriz. yazık."

    yazık.
  • bu kitaptaki metin, sessizlik, gösteri makalesi sözlü ve yazılı kültürle ilgili enteresan tespitlerle dolu. nota ve harf arasındaki benzerliğe dikkat etmemiştim ben. ama ursula abla şey diye soruyor işte: "biz mesela, neden" diyor "konser salonuna gidip basılı partisyonları sessizce okumuyoruz da, kütüphaneye gidip kitapları sessiz sessiz okuyoruz?". sonra hoca durur mu, yapıştırıyor cevabı: "aptalca bir soru olabilir ama yanıtlamam gerekiyor. yanıt, sanırım notanın saf bir ses, sözcüğünse saf olmayan bir şey olması". demesi o ki, la notasının yerine başka bir ses koyamam, tek başına bir göstergedir. ama sözcüğün yerine bir başka gösterge geçebilir. anlamı tamamlayabilir. bence tespit doğru da konuyla alakası yok. (bkz: bir de hamam tası var ama konumuzla alakası yok)
    şiirin üst tür edebiyat olarak kabul edilmesine giydirmiş de giydirmiş le guincim. kadınların sesli kültüre, anlatılara daha yakın olduğunu ve sesli anlatıların, aslında ataerkil olan yazılı kültürü yerle yeksan etme gücüne sahip olduğunu anlatan çoğğoş bir metin diyebilirim. özetle...
hesabın var mı? giriş yap