1 entry daha
  • türklerde çok eskiden beri var olan kün ay (güneş ve ay) piktogramı yeni günün daha doğrusu baharın ilk gününün simgesi sayılırdı.***

    kün ay, türklerin en eski belki de öz kozmolojisi diyebileceğimiz dikotomik*anlayışın bir yansımasıydı. yaruk yani aydınlığın simgesi güneş, karang/karankı yani karanlığın simgesi aydı ve 21 martta gece ile gündüz eşitlenir, bu eşitlenme de gökyüzünde de kün ve ay kavuşmasını temsil ederdi.

    tarihte ilk kez mö. 1. bin yılda chouların bayrağında görülen kün ay piktogramı ya da ikonografisi, sonraları hemen hemen bütün orta asya türk kavimlerinde daha sonraki dönemlerde de selçuklularda ve osmanlılarda da kullanıldı ki bugünkü bayrağımızın temeli/esini de bu simgedir. (güneş, sonraki dönemlerde yıldıza dönüşmüş)

    ay, hilal/ yeni ay şeklindeyken; hem güneş hem gündüz anlamına gelen kün için genellikle ortasında tek nokta olan daire kullanılırdı.

    göbeklitepe’de bulunan kün ay piktogramları da aynen bu şekildedir.

    göbeklitepe’de kün ay sembolü

    kün ve ay simgeleri tabii ki şaman giysilerinin de olmazsa olmazıydı. ak şamanlar da güneşi selamlarlar, kostümlerinde ve davullarında da güneş sembolünü kullanırlardı. (kara şamanlar güneşi kullanmaz) ayrıca aynalarına da güneş simgesi kazırlardı.
    (bu sizin evdeki aynalardan değil; şaman aynaları demirden, bakırdan vs yapılmış, yuvarlak, içbükey tabağa benzeyen eşyalardır)

    “yine giysiye iliştirilen ok ve yay (bunlar gerçek boyutunda değil minik minyatür gibi), özellikle döşlük/göğüs kısmına takılan demir eşyalar (zırh gibi tek parça döşlük de olabiliyor), hayvan tırnakları ve samur derisinden süsler, yer altı dünyasının simgeleri (yılan gibi mesela), boncuklar, zincirler, ziller ve çıngıraklar, kün/güneş ve ay simgeleri vs.”
    (bkz: manyak/@ay hatun)

    türklerin kozmolojik inanışlarındaki renk sembolizmasına baktığımız zaman da kuzeyin simgesinin siyah/gece yani ay, güneyin simgesinin de kızıl/gündüz yani kün olduğunu görürüz. ( bu yüzden kuzeye tün ortası güneye de kün ortası derler, yalnız bu hepsinde böyle değil, bazı türk kavimlerinde de güneş doğunun, ay batının sembolü)
    (bkz: türk mitolojisinde renkler/@ay hatun)

    emel esin’in karşılıklı dönen kut simgeleri dediği kün ay, bazen kağanların kut vericisi olarak da karşımıza çıkar zira göktürk kağanları güneşe benzetilir, uygur kağanlarının bazısı gök tanrısından, diğerleri güneş ve aydan veya kün ay’dan kut* almış sayılırdı.

    “kök türkler, uygurlar, hakani türkleri döneminde ve daha sonra da hem güneş ve ay, hem kün-ay hükümdarlık simgesiydi.”
    (emel esin - türk kozmolojisine giriş)

    ama türklerde aya ve güneşe verilen önem hiçbir zaman tapınım şeklini almamıştı.

    “türklerde ra gibi bir güneş tanrısı yoktu. ay da güneş de tabiat kültünün unsurlarıydı.
    şöyle anlatayım, eski türkler için önemli olan yaşadıkları coğrafyadaki unsurlar ve hayatlarını kolaylaştıran etkenlerdi. doğanın içinde yaşamanın doğayla uyum içinde olmayı bunun da doğaya saygı duymayı gerektirdiğini bilirlerdi. etraflarında gördükleri her şeyin bir ruhu olduğuna inanmalarının altında yatan neden basitçe buydu. mesela yaşadıkları bölge dağlık, ormanlık ve çetin bir coğrafyaysa -ki öyleydi- o dağlarla ve ormanlarla barış içinde olmaları gerekiyordu. onlar dağ ruhuna saygı gösterirlerse o da onlara zarar vermez hatta korurdu. ya da soğuk bir coğrafyada hayatta kalabilmek için en temel gereksinimlerden biri olan ateş ruhuyla iyi geçinebilmek için saçı vermek, saygı göstermek gerekirdi aksi takdirde ateş kötücül yüzünü gösterir evlerini/çadırlarını yakıp kül ederdi ama zerdüştler gibi ateşe tapmazlardı.

    kısacası diyebiliriz ki, inançlarının temel motivasyonu günlük hayatlarında her an beraber oldukları şeylere birer şahsiyet vererek onlarla barış ve uyum içinde yaşamaktı. işte güneşe de aynı bu şekilde saygı duyuyorlardı.
    (mesela türklerin yaratılış destanlarının hiçbir varyasyonunda başlangıçta güneş yoktur. kuday ya da bazı varyasyonlarda ülgen ve sadece su vardır, diğer her şey birbiriyle bağlantılı olarak sonradan yaratılır)

    taşıdığı önem açısından bakıldığında, güneş kültü ay kültünden çok daha önemliydi çünkü güneş aynı zamanda yaşamın ana kaynağıydı.
    (bu yüzden de dişil olarak algılanmış zaten. türklerde genel olarak, güneş ana ve ay baba hitabı vardır. bu sebeple bütün masal ve efsanelerde, güneşin dişi ve ayın de erkek olarak rol oynadığını görüyoruz.
    ön asya kültürlerinde de güneş dişi ve ay da erkektir; güneş ateşin, ay suyun simgesidir vs)”
    (bkz: türk mitolojisinde güneş kültü/@ay hatun)

    “orta asya kavimlerinde güneş ve ay kültü bulunduğu eski çağlardan beri malumdur. altaylı şamanistler güneşle and içerler, and formüllerinde “ kün ana koruptur” cümlesi geçer.”
    (bkz: anda/@ay hatun)

    eski türkler vadilere, nehir kenarlarına, dağlara, tepelere petroglifler ve piktogramlar çizerlerdi. kaya resimleri ve bengü taşlar*hatta paralar üzerinde gördüğümüz simgeler/tamgalar arasında en çok karşımıza çıkanlar başta geyik olmak üzere çeşitli hayvanlar (keçi ile geyik sık sık karıştırılır zira dağ keçisi ile sığın benzer), tengriyi simgeleyen daire içindeki artı, svastikaya benzeyen oz tamgası (aslında bu yanlış bir ifade oldu, tarihsel sürece baktığımız zaman muhtemelen oz damgasına benzeyen svastika demek daha doğru), ok ve yay, kün ay
    (bkz: türk mitolojisinde geyik/@ay hatun)

    okuma yapılan ve yararlanılan kaynaklar:
    emel esin - türk kozmolojisine giriş
    emel esin - türk sanatında ikonografik motifler

    (bkz: mihr u mah)
    (bkz: güneş ve ay)
    (bkz: kün-ay)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap