• destanın kahramanı ruşen ali (köroğlu)'dir. babası koca (seyis) yusuf bolu beyinin atlarının bakıcısıdır.bolu beyi bir gün koca yusuf'a çok değerli ve hünerli bir at bul emrini verir. yusuf 2 tane sıska at bulur bunların büyüyünce çok değerli at olduğuna inanır.götürür bunları bolu beyine. bolu beyi kendisiyle dalga geçildiğini sanarak yusufa inanmaz ve gözlerine mil çektirip kovar. yusuf 2 atı alıp evine döner. oğluna verdiği talimatlarla oğlu atları büyütür. atlardan biri olağanüstü bir at haline gelir . kırat ismini verirler. seyis yusuf, bolu beyinden intikam almak için gözlerini açacak ve onu güçlü kılacak üç sihirli köpüğü getirmesi için oğlunu pınara göndermiştir. fakat köröğlu sudan kendisi içmiştir ve atına içirmiştir. babasına götürmemiştir. babası kaderine rıza gösterir ancak oğluna mutlaka intikamını almasını söyler. köroğlu çamlıbel’e yerleşir, çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır.hayatını yoksul ve çaresizlere yardım ederek geçirir.halk inancına göre silâh icat edilince mertlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır.
    bu destan türk destanları içinde en yenisidir.
  • türk edebiyatında, özelde ise türk şiirinde toplumcu gerçekçilerin çokça işledikleri bir destandır. hem şekil (türkü-şarkı formu) hem de içerik olarak halk edebiyatının önemli temalarından biridir.
    türk şiirinde, cumhuriyetten hemen sonra başlayan halk edebiyatına birdenbire yöneliş bu temanın işlenmesi bir görev olarak alımlanmıştır. çünkü bu dönem toplumsal dönüşümün aracı olarak edebiyat seçilmiş ve halkın kolayca anlayabileceği ve benimseyeceği biçim ve içerikler tercih edilmiş.tercihin diğer bir sebebi ise, toplumcu gerçekçi edebiyatta "olumlu tip"i temsil etmesidir. köroğlu, ideal adalet duygusu ile zalime karşı çarpışmıştır. bunun da halkın ezen-ezilen konumlanmasında, ezilen olarak kitlesel olarak başkaldırması olasılığını artıracak bir işlevi olacağı varsayılmıştır.
    ama konu o kadar çokça işlenmiş ki artık yavanlaşmış ve propagandalaşmaktan öteye gidememiştir.
  • unesco tarafından kültür mirası listesine alınmış.

    http://www.bbc.com/…151203_unesco_koroglu_destanini
  • kahramanı ruşen ali'nin ve babası koca(seyis) yusuf'un bolu beyi ile olan mücadelelerini ele alır. kahramanı 16yy. da yaşamış halk ozanı köroğlu'dur (ruşen ali
    bolu beyi'nin haralarında baş seyis olan koca yusuf, bolu beyi'ne en iyi atları yetiştirmektedir. günlerden bir gün atlar deniz kenarında yayılırken koca yusuf denizden bir deniz aygırının çıktığını aygırın bir kısrağı döllediğini görür, takip eden iki gün daha aygır denizden çıkarak iki kısrağı daha döller.

    kısraklar gebe kalınca koca yusuf bolu beyi'ne durumu anlatır. bolu beyi'de kısrakları dönemin sultanına hediye etmek ister zira sultanla arası kötüye gitmektedir. gün gelir gebe kısraklar doğurur doğan taylardan birincisinin ayağı doğum esnasında taşa değer, ikincisinin ayağı ise kuma değer, son kısrak ise koca yusuf'un ellerine doğar. inanılışa göre doğum esnasında ayağı bir şeye değen at o şeyden korkar bir daha onun üzerinde hızlı koşamaz.

    taylar doğmuştur fakat üçü de birbirinden cılızdır. tayların bu halini gören bolu beyi koca yusuf'un gözlerine mil çektirir ve sarayından kovar. taylarda haranın bir köşesine atılırlar. bu sırda koca yusuf'un oğlu ruşen ali'de tıpkı taylar gibi korkak bir çocuktur. zamanla ruşen ali büyür mertliğini kazanmaya başlar. babası ona haradaki tayları almasını söyler. ruşen ali ancak bir tayı o da korkusuz tayı alabilir. babası koca yusuf tayı güneş görmeyen bir yerde uzun zaman yetiştirir. sonra oğlu ruşen ali ile bolu beyi'nden intikam almak için yollara düşer. yolda bolu beyi'nin baş fedaisi arap'la yaptıkları kavgada ölür ve ölmeden önce oğluna nasihat eder.

    akar abı hayat biter yemişler
    aslan gibi dağlarda kalmalı
    yürü oğlum burda aslanlar yatar
    aslan yatağında aslan olmalı

    buralardan kalkıp gitmeli düze
    allah yardım eder burda bize
    almalı kervanı çıkmalı düze
    bu dağlarda mesken tutup kalmalı

    topuzu çekmeli yola durmalı
    bezirgan bozmalı çerçi vurmalı
    fakirler donatıp, aç doyurmalı
    koğan aslan gibi alıp gelmeli

    seyis yusuf derler benim adıma
    rahmetme bir kulun asla dadına
    işte nasihatim budur zatına
    kesmeli kervanı alıp gelmeli

    bundan sonra köroğlu bolu beyinden intikamını alır ve kardeşi ile evlenir.
  • köroğlu destanını pek çok kaynak islamiyetten sonraki türk destanları arasında saymasına rağmen pertev naili boratav, islamiyetten önceki türk destanlarının göktürk koluna dahil eder. (bozkurt destanının varyasyonu) bozkurt ve onun yeni şekli olarak köroğlu, bozulmuş düzeni onarmak için gelir. her ikisinin de kurtarıcılığı mitolojik cet olmalarından kaynaklanır. bu motiflerin ikisi de birbiriyle bağlantılıdır.

    bunun en basit açıklaması destanın çok eski zamanlarda oluştuğu ve islamiyetten sonra da (islami varyasyonuyla) ününü sürdürdüğü yönündedir.

    mesela türkmen varyasyonunda goroğlu/köroğlu’nun atası dağ ruhudur (alı/alığ han). kırat’ı köroğlu’na hediye eden de aslında odur. (dağ ruhu'nun, kahramana şarkı söyleme ve aşıklık yeteneği verdiğine ve kör olduğuna inanılırdı ki türkmen köroğlu’sunda bu motif hz. ali’ye dönüşür)

    “dağ ruhu'nun kör olduğuna dair görüşler özellikle sibirya türk halkları arasında geniş bir şekilde yayılmıştır.
    alı/alığ han, kör bir ihtiyar kılığındaki dağ ruhudur. dağlardaki at sürülerini korur ve bir rivayette kanatlı atlar yüzünden kör olmuştur. köroğlu destanı'ndaki kör ata motifinin arkaik varyasyonudur.”*

    islamiyetten sonraki anlatılarda ise köroğlu’nun babası yine atlar yüzünden bolu beyi tarafından kör bırakılır.

    kırat ve dorat, deniz aygırı ile normal atın çiftleşmesinden dünyaya gelmişlerdir. bu atlar doğuştan beri çelimsizdirler ve bu, onların kökenleriyle ilgili bir konudur. onların güzel atlara evrilmeleri ise belli bir sınavdan geçtikten sonra mümkün olacaktır. at bu sınavda, kırk gün karanlık bir ahırda beslenecek ve gün ışığı görmeyecektir. insan gözü de onu görmeyecektir. (çünkü kanatlarının çıkması için böyle bir sınavdan geçmesi gerekiyor) at, sınavdan geçtikten sonra ise bulunduğu kötü görüntüden kurtulup kırat ve benzeri isimler alacaktır.

    köroğlu'nun kırat'ı da yine akboz at motifinin bir türevidir. (hani şu demir kazık’ın etrafında dönen ve dört tekerlikli arabayı çeken iki attan biri.*

    “cembil, dağları koruyan bir tanrıçadır. köroğlu destanı'ndaki çenlibel/canlıbel/çamlıbel yer adıyla yakından ilgilidir. köroğlu'nu koruyan bu dağ tanrıçası zaman içerisinde bir yer adına dönüşerek daha gerçekçi bir motife bürünmüştür.”*

    cembil/çamlıbel adına, köroğlu destanı'nın bir varyasyonunda yer adı olarak, bir başka varyasyonunda da köroğlu'nu dünyaya getiren kadının adı olarak rastlamak mümkündür ve türk mitolojisindeki karşılığı ulu ana'dır.

    sonraki dönem anlatılarında köroğlu’nun çamlıbel’e sığınması da koruyucu ana toprağının sembolüdür ki mirali seyidov'a göre köroğlu hikayesinin türkmenistan varyasyonunun ilk şeklinde köroğlu mezarda, yani toprağın içinde doğar yani onu yer doğurmuştur.

    türkmen varyasyonunun yanı sıra kazak, uygur ve özbek eşmetinlerinde kadın hamile iken vefat eder ve karnındaki çocukla birlikte defnedilir. bir süre sonra mezardan çocuk sesi gelir. çocuğa mezarda doğduğu için goroğlu denilir. gor farsça mezar demektir.

    bu topraktan doğup gün ışığına çıkma olayı da şamanların koruyucu ruh eşliğinde geçirdiği erginlenme sürecinin sembolizmasıdır. (şamanlarda da sembolik ölüp dirilme var)

    ayrıca bengisuda bu dağdadır ve hem köroğlu hem de atı bu sudan içerek ölümsüzlük kazanır. (ozanların buta alarak yetenek kazanmasıyla bengisu arasındaki bağlantıyı da es geçmeyelim. *

    bengisu, köroğlu destanı'nda bir ırmaktan üç köpük şeklinde gelir ve kahraman bu suyu içerek yenilmezlik ve ozanlık özellikleri kazanır.” *

    köroğlu destanının özbek versiyonunda köroğlu kendini göğün elçisi olarak adlandırır. annesinin rahmine gün ışığında düşmesi de onun aslının göklerden olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanır.

    gök oğlu'nun başka bir özelliği de onun fiziksel güçle, büyü bilgisini kendinde birleştirmesidir. o, düzenli dünyayı ancak fiziksel gücü ve büyü bilgisi sayesinde şeytanî güçlere karşı koruyabilir.

    kaşgar türklerinin "köroğlu aramızda yaşıyor, bizleri yaşatıyor ve koruyor" şeklindeki söylemleri, onun kültürel kahraman ve ilk cet motifinden gelen kurtarıcılık göreviyle ilgilidir. köroğıu’nun ilk cet olması, bazı türk soylarının, kendi köklerini ona bağlamaları şeklinde de görmek mümkündür.

    bazı varyasyonlarda peri sevgilisi olması ya da kıllı betimlenmesi gibi daha yığınla örnek vermek mümkün zira bozkurt, şaman, kültürel kahraman, değişken tabiatlılık gibi başka başka motifleri birleştiren anlamsal potansiyeli geniş bir karakter köroğlu ve sadece anadolu’da değil, azerbaycan, özbekistan, kazakistan, türkmenistan, altaylar gibi pek çok yerde yaşatılan mitolojik bir kahraman hatta kurt gibi ilk cet olarak anılan kahramanlardan.

    nerede doğduğu konusunda da farklı görüşler var. horasan, azebaycan diyenler yanında astrabatlı olduğunu söyleyenler de var hatta bir dönem her şeyi kafkasya’ya bağlama takıntısına kapılan georges dumezil de kafkas olduğunu söylemiş ama en yaygın görüş anadolulu olduğu yönünde.

    ve bu kadar büyük bir coğrafyada, bu kadar uzun süre unutulmadan yaşatılmasının en büyük nedeni de köroğlu’nun, ingilizlerin robin hood’u gibi zenginlere ve zalimlere karşı acımasız olması, fakire ve garibana daima koruyuculuk yapması.

    ozan ve eşkıya olan köroğlu’na gelince,
    epik şiirleriyle bilinir çünkü özgürlüğün, adaletin, kavganın şairidir ve belki de karakterini kendisiyle özdeşleştirdiği bir destan kahramanının adını kendisine mahlas olarak seçmiştir.

    önceleri ordu ozanı olduğu tahmin edilen ve anadolu'da ilk kez celali ayaklanmacısı olarak ortaya çıkan aşık köroğlu, evliya çelebi’ye göre, yeniçeri ocağında saz çalıp söyleyen bir ozandır.

    bu bölgedeki bir dağ silsilesi de köroğlu dağları adını almıştır. (burada kahramana ait bir ikametgâhın kalıntıları olduğu söylenir.)

    işte yukarıda anlattığım mitolojik figür ile 16. yüzyılda yaşamış, ozan köroğlu halkın tarihsel zihninde zaman içinde özdeşleşmiş. aslında birbiriyle bağlantısı olmamasına rağmen hem yakaladığı benzer motiflerden (ozanlık, savaşçılık) yola çıkarak hem de halkın sevdiği kahramanları yüceltme geleneğinin bir sonucu olarak bu iki köroğlu zaman içinde birbiriyle bütünleşmiş.

    (bu arada bazı araştırmacılar ozan köroğlu ile celali eşkiyası köroğlu’nun da farklı kişiler olduğunu söyler.)

    netice olarak “benden selam olsun bolu beyine ” dizeleri ozan köroğlu’nun değil köroğlu destanının günümüze ulaşan parçaları olabilir ya da ozan köroğlu, destandan etkilenerek bunları yazmış olabilir. belki…

    (mehmet kaplan hocanın erzurumlu behçet mahir’e anlattırıp derlediği köroğlu destanı benim okuduklarım içinde en halk dilinde ve samimi olanıydı. eğer okumadıysanız köroğlu’nu behçet mahir’den dinleyin derim…)

    okuma yapılan ve yararlanılan kaynaklar:
    celal beydili - türk-mitolojisi-ansiklopedik sözlük
    bahattin uslu - türk mitolojisi
    pertev naili boratav - türk mitolojisi
    pertev naili boratav - köroğlu destanı
    doğan kaya - türk kültürü dairesinde köroğlu
  • köroğlu namaz kıldı mı ya da propagandanın incelikleri

    coğrafya

    aşağı yukarı hemen her türk dilinde köroğluvari bir hikayeye rastlanır. bu kadar geniş bir coğrafyaya hikayenin anlatılarak yayılmış olması pek muhtemel değildir ve bunun sonucu olarak anlatının bu diller henüz aynı dilken ortaya çıkmış olduğu kabul edilmelidir, ki hikayenin unsurları da bu zaman dilimine gayet iyi intibak etmektedir.

    hikâyenin tacik kültüründeki varyantı ise özbek kültüründen alıntı kabul edilmelidir.

    bu halde farsça bir kelime olan bir kör'ün burada ne aradığı sorusu sorulabilir. aynı kelime farsçanın akrabası soğdca'da kor şeklindedir ve türkçenin çok eski zamanlarında soğdcadan kayda değer bir kelime ithalatı yaptığı bilinir. örn, hatun, uçmağ, tigin ve çok muhtemelen han ve varyantları...

    bazı varyantlardaki anne karnında gömülme ve bundan mülhem gor-oğlu değişikliğinin, bir takım kopuklukların sonucu veya bir re-anlamlandırma çabası olması düşünülebilir. farsça kelime ile kökdaş bir soğdca alıntı kelime yine düşünmeye değerdir.

    siyaset

    17. yüzyılda yaşamış ermeni tarihçi tebrizli arekan köroğlu'nun hem bir şair hem de bir isyancı olduğunu yazar. bu bize epey açık bir resim çizmektedir.

    çok muhtemelen, büyük oranda coğrafi keşiflerin yarattığı enflasyonist dalga ve ticari hayat değişikliklerinin bir sonucu olan celali isyanlarında isyanın liderleri veya etrafındakilerden biri olan bir şair halkı isyana teşvik etmek için bu pek eski anlatıyı günün koşullarına uyarlamıştır. isyanci kitle ile beraber bu anlatının popülerliği de artmıştır ve çok muhtemlen bu kişi köroğlu mahlasını da kullanmıştır. herhangi bir siyasi mesaj verirken atalara referansta bulunmak hemen her zaman işe yarayan bir taktiktir.

    bozkurt destanı ile alakasına dair iddialar tatminkarlıktan uzaktır.
hesabın var mı? giriş yap