just like a woman
-
bob dylan'ın joan baez için mi yazdınız sorusuna hayır demediği, 1966 tarihli, dylan'ın en iyi albümlerinden biri olan blonde on blonde'dan güzide bir dylan klasiği.
nobody feels any pain
tonight as i stand inside the rain
ev'rybody knows
that baby's got new clothes
but lately i see her ribbons and her bows
have fallen from her curls.
she takes just like a woman, yes, she does
she makes love just like a woman, yes, she does
and she aches just like a woman
but she breaks just like a little girl.
queen mary, she's my friend
yes, i believe i'll go see her again
nobody has to guess
that baby can't be blessed
till she sees finally that she's like all the rest
with her fog, her amphetamine and her pearls.
she takes just like a woman, yes, she does
she makes love just like a woman, yes, she does
and she aches just like a woman
but she breaks just like a little girl.
it was raining from the first
and i was dying there of thirst
so i came in here
and your long-time curse hurts
but what's worse
is this pain in here
i can't stay in here
ain't it clear that
i just can't fit
yes, i believe it's time for us to quit
when we meet again
introduced as friends
please don't let on that you knew me when
i was hungry and it was your world.
ah, you fake just like a woman, yes, you do
you make love just like a woman, yes, you do
then you ache just like a woman
but you break just like a little girl. -
gulmeyen bi kadina yazdiginizda mutlaka gulumsetmeyi basaracaginiz sozlere sahip sarki. amerikan filmleri tadini arayip gitarla calarsaniz sonuc daha da basarili olabilir. karsinizdakinin bir odun degil de kadin olmasi gerekiyor yalniz.
-
93 teki the 30th anniversary concert celebration toplamasinda ritchie havens tarafindan pek eglenceli bicimde yorumlanan $arki. ayrica dylan bu $arkiyi hemen hemen butun greatest albumlerinde kullandigi gibi, 74 tarihli before the floodda da sunmu$tur ilgimizi bilgimize ..
-
jeff buckley 'live at sin-e''de coverlamıştır bunu..
-
(bkz: edie sedgwick)
-
charlotte gainsbourg yorumu da nefistir.
-
leziz bir bob dylan şarkısı. ardarda defalarca dinlenebilir.
-
bazı kadın cephelerinin pek sevmediği bob dylan şarkısı.
bob abi yarattıktan takriben 5 yıl sonra, 1971 yılında söyler nina simone.
girişinde piyano tuşlarında; parmaklarını öyle bir dans ettirir ki, sizin dinlemekten başka yapacak bir eyleminiz kalmaz...
şunun gibi bir şey der şarkı:
ben bu akşam yağmurun altında
ayakta dururken hiçkimse acı hissetmiyor
herkes biliyor ki "bebeğin" yeni giysileri var
ama son zamanda görüyorum ki, kurdelaları ve kuşakları
elbisesinden aşağı kaymış
bir kadın gibi alıyor, evet alıyor
bir kadın gibi sevişiyor, evet sevişiyor
ve bir kadın gibi ağrı çekiyor
ama küçük bir kız gibi dağılıyor
kraliçe mary, o benim arkadaşım
evet, inanıyorum ki gidip onu tekrar göreceğim
"bebeğin" mutlu olamayacağını; kimse tahmin edemiyor
tıpkı diğerleri gibi olduğunu, sonunda o görene kadar
buğusuyla, amfetaminiyle ve incileriyle
bir kadın gibi alıyor, evet alıyor
bir kadın gibi sevişiyor, evet sevişiyor
ve bir kadın gibi ağrı çekiyor
ama küçük bir kız gibi dağılıyor
en başından beri yağmur yağıyordu
ve ben susuzluktan ölüyordum
dolayısıyla buraya geldim
ve senin uzun süreli lanetin acıtıyor
ama bundan daha kötü olanı
buradaki bu acı
burada kalamam
bu yeterince açık değil mi
buraya uygun değilim
evet inanıyorum ki
ikimiz içinde artık bırakma zamanı
tekrar karşılaştığımız zaman
arkadaşlar olarak tanıtıldığımız zaman
lütfen beni ben açken,
ve burası senin dünyanken
tanımış olduğunu belli etme.
ah, bir kadın gibi feyk atıyorsun, evet atıyorsun
bir kadın gibi sevişiyorsun, evet sevişiyorsun
sonra bir kadın gibi ağrı çekiyorsun
ama küçük bir kız gibi dağılıyorsun! -
just like a woman derken bir kadini tanimlar gorunen ozan aslinda bir erkegi tanimlar bu sarkida bana kalirsa. evet cocuk bir kadini anlatisini da seviyorum dylan'in siirinin ama en cok bir erkek olarak kendi sinirlarinin disina cikamayisini dillendirmesini seviyorum. ozanin bu kurgunun icine hapsolusunu iclenerek anlatisini seviyorum. marianne faithfull'du sanirim dylan'in sarkilarinda belirgin sozcukleri vurgulamasinin ozel sebepleri oldugunu soylemisti. ben de ozellikle yazmaliyim ki olur da ciddiye alirsaniz bir sonraki dinleyisinizde dikkat edin vurgularina diye. dikkat edin ki dylan gibi hislenebilin diye:
it was raining from the first
and i was dying there of thirst
so i came in here
and your long time curse hurts
but what's worse
is this pain in here
i can't stay in here
ain't it clear that i just can't fit
yes i believe it's time for us to quit..
egosu en az kendi kadar ya da idealleri kadar ya da yasi kadar ya da sohreti kadar ya da kariyeri kadar ya da kurguladigi erkekligi kadar buyuk adamlar (mesela gece yarisi sokaga attiklari, mesela alakasiz gorunen hinclarini cikardiklari, mesela 'benden bir sey bekleme' dedikleri ya da mesela 'sana bekle beni diyemem' dedikleri, sonra mesela beklettikleri, mesela aldattiklari, mesela kiskandiklari, mesela 'zaman lazim' dedikleri, mesela hicbirsey diyemedikleri, mesela bu hayattan kurtardiklarini sandiklari, mesela ogrettiklerini/gelistirdiklerini sandiklari, mesela yaninda olup dokunamadiklari, mesela dokunup yaninda olamadiklari, mesela herkesten gizledikleri, mesela cevrelerine gururla gosterdikleri, mesela birlikte zamani durdurduklari) cocuk kadinlarindan aradan yillar da gecse ve hala asik da olsa ozur falan dile(ye)mez. ideal egolari, kurguladiklari erkeklikleri izin vermez. i was hungry and it was your world bu kadar aciktir, kadin dedikleri ozellikle cocuk-kadin dedikleri onlarin bu seffaf duvarlarla ortulu ve sinirli dunyalarinda var olmak zorundadir, yoksa yoktur o kadin; yoklugu acilidir ama yoktur. dylan bu yuzden de cok net, cok icten bana kalirsa kendi farkinda midir bilmem.
son bir not: nazim da benzer bir temayi baska bir hikayede mavi gozlu dev, minnacik kadin ve hanimelleri'nde anlatmistir bence bu arada. -
orijinalinden iyi olan cover'lar kapsamında değerlendirilmese de jeff buckley yorumu da güzeldir. denk gelirseniz keyif verebilir. biraz daha pencere başı şarkısı gibi olmuş, yağmurlu bir gün... jeff, dylan'ın çektiği fotoğrafı siyah beyaz, biraz daha buğulu yapmış.
edit : bunu yazdıktan sonra charlotte gainsbourg versiyonunu da dinledim, o da sürreal çalışmış adeta. üçü de ayrı tat veriyor.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap