• sesi insanın kulağını okşayan bayan. send in the clowns yorumu ile adamı başka alemlere götürür.
  • hicbir zaman donemdasi ve en iyi arkadasi joan baez kadar taninmadi, dunyayi gezip verdigi konserler sinirli kaldi ama baez’in sesinden cok daha ulvi, melek gibi bir sese sahip oldu bu okyanus gozlu hanimefendi, nam-i diger “the angelic voice”. sesi o derece buyuleyici idi ki “ametistler dile gelecek olsa collins gibi sarki soylerlerdi” yorumu az kullanilmamistir donemdaslari tarafindan…

    gozlerinin mavisi o kadar nev-i sahsina munhasirdir ki gazeteciler tanimlamak icin sozcuk bulamamis, “judy blue eyes” olarak yazilarinda ele almislardir. merak edenler 1975 yilinda arif mardin produktorlugunde yapilmis judith albumunun o unutulmaz kapak resmine bakarlarsa anlarlar. (“send in the clowns” yorumunu da bu albumdedir ve collins’e yilin en iyi sarkisi olarak grammy kazandirmistir.)

    kariyerinin ilk doneminde pete seeger, john lennon, jacques brel ve kurt weill gibi muzisyenlerin sarkilarini coverlasa da 1967’de cikardigi wildflowers albumu ile beraber – ki bu albumu ile de grammy aldi – kendi bestelerine ve agirlikli olarak kelt sarkilarina yer vermeye basladigini goruyoruz.

    joan baez nasil bob dylan’in taninmasinda etkin olduysa collins de leonard cohen siirlerini besteleyerek soylemis ve cohen’in taninmasini saglamistir. famous blue raincoat, bir de bu melek sesli’den dinlenmelidir mesela…

    politik aktivist olsa da basini hicbir zaman baez’in soktugu kadar belaya sokmadi. tabi ki protest bir tavir olarak ozellikle vietnam savasi’ni, iscilerin yasamini, grev hakkini ve sivil itaatsizligi ozellikle sarkilarina konu etti, karsit gosterilerde yer aldi; hatta iki kere de tutuklandi. ama baez gibi latin amerika’yi ve afrika’yi turlayarak kitleleri meydanlara toplayan konserler vermedi, veremedi; cunku cok firtinali bir genclik donemi gecirdi collins:

    19 yasinda anne oldu, 3 evlilik yapti, alkol ve uyusturucu problemleri yasadi, rehabilitasyon gordu, cocugundan ayri gecirdigi donemleri oldu, kendi yetmiyormus gibi onun da alkol problemleri ile ugrasti. oglu intihar etti. kisisel anlamda beaz’den cok daha sikintili donemler gecirdi, belki de bu yuzden amerika disina fazla cikmak istemedi, turnelerden kacindi. yine de o uretmeyi hicbir zaman kesmedi, album cikarmaya her zaman devam etti, bugune kadar 32 album cikardi.

    baez, david harris ile evlenirken klisede sahnede yine o vardi. yoldasina, meslektasina soyledi bu sefer sarkilarini collins. sarki sozleri de baez kadar sert olmadi hicbir zaman. buyuleyici sesine uygun yumusak ifadeleri tercih etti, protestodan ziyade humanizmi one koyan sarkilar yapti(bkz: both sides now). belki de bu yuzden baez kadar kitleleri surukleyebilen bir folk sarkicisi olamadi ve dunyaya olan borcunu ancak kendini topladiktan sonra, 1980 ve 90’larda yaptigi vietnam ve latin amerika gezileri ile odemeye calisti.

    judy collins bugune kadar dunya uzerine gelmis en tilsimli sopranolardan biri…sade kompozisyonlari ile, kendi sozleri ve kelt ezgileri ile, humanizmi one cikaran durusu ile 68 kusaginin en onemli temsilcilerinden… my life, wildflowers ve judith albumleri ozellikle edinilesi olup bunlarin yanina bir de daha az bilinen “whales & nightingales” albumu mutlaka ilave edilmelidir…collins, amazing grace’i a capella olarak bir sapelde soylemis ve aynen muhafaza ederek almistir bu albume. hele bir de “farewell tae tarwathie” adli 19. yuzyila ait bir kelt sarkisi vardir ki tarwathie’deki ciftliginden balina avlamak umutlari ile ayrilan bir koylunun hikayesini konu eden bir aberdeenshire ezgisidir. collins’in kuzey denizi'nin sisli ufuklarindan gelen melekleri kiskandiracak guzellikteki yorumuna fondaki dalga ve balina sesleri eslik eder; okyanuslari anlatan/yasatan en iyi vokal kayittir dersem kesinlikle abartmis olmam…

    albumleri:

    maid of constant sorrow (1961)
    the golden apples of the sun (1962)
    judy collins #3 (1964)
    the judy collins concert (1964)
    judy collins' fifth album (1965)
    in my life (1966)
    wildflowers (1967)
    who knows where the time goes (1968)
    whales and nightingales (1970)
    living (1971) (live)
    true stories and other dreams (1973)
    judith (1975)
    bread and roses (1976)
    hard times for lovers (1979)
    running for my life (1980)
    times of our lives (1982)
    home again (1984)
    trust your heart (1987)
    the stars of christmas (selected especially for avon) (1988)
    sanity and grace (1989)
    fires of eden (1990)
    baby's bedtime (1990)
    baby's morningtime (1990)
    judy sings dylan... just like a woman (1993)
    come rejoice! a judy collins christmas (1994)
    shameless (1994)
    voices (1995)
    live at newport (1959-1966) (1996)
    christmas at the biltmore estate (1997)
    all on a wintry night (2000)
    judy collins live at wolf trap (2000)
    portrait of an american girl (2006)

    not: albumlerini hicbir magaza getirmiyor. ancak lale plak ve zihni muzik siparis kabul ediyorlar.
  • bir insanın sesi 76 senelik bir ses nasıl değişmez dedirten melek sesli kadın. yeni bir albüm çıkarmış düet şarkılardan oluşan, dinleyin.
    (bkz: strangers again)

    gelecekten bir edit: artık 78 ve hâlâ hiç hata yapmadan mükemmel şekilde piyano çalıp hiç yaşlanmayan sesiyle şarkı söyleyip bizi ağlatabiliyor.
  • şu an 80 yaşında..
    ve hala kadife sesi ile adeta ilahi söyler gibi insanın içine işliyor ağzından çıkan her kelimesi, cümlesi..

    "bu kadın niye bu kadar underrated" diye ara ara üzülsem de kimsenin bilmediği bir hazinenin yerini bilen bir korsan gibi, arada da mutlu olma sebebim kendisi.

    gençliğinde bu kadar afet-i devran olup da, yaşlılığında bu güzelliği koruyabilmek! ne iş ama!

    bir priests yorumu vardır, yer yarılsın ben içine gireyim.
    kızgın taşlarda tek ayak üstünde durayım..
    öyle bir acı, öyle bir keder..

    sen çok yaşa kadın!
hesabın var mı? giriş yap