• 1978 yılında guyana'da jim jones'un müridlerine has kasabası jonestown'da 911 müridi ile beraber aynı anda intihar etmesi olayı.
  • korkunç bir katliam,ayrıntıları için :

    http://www.tarihiolaylar.com/…jonestown-katliami-90 ]
  • (bkz: john snow)katiamı (bkz: yaran yanlış okumalar)
  • bu katliamı, yaşayanların gözünden anlatan 2013 yapımlı the sacrementisimli belgesel film mevcut.

    öte yandan, wikipedia sayfasında jim jones'in katliam öncesinde alınan ses kayıdını dinleyebilirsiniz.

    tanım : tüm kötülüğün anasınıdr insan.

    edit : imla.
  • türler ürperten bir olay olmasının yanında komplo teorilerinin olmasının sebebi de, insanların böyle bir olayı mantık çerçevesine oturtamaması. ki gerçekten akıl alır gibi değil.

    bu olay dünya ile olan bağlarımı koparmama sebep oldu desem yeridir. 2 gündür gördüğüm şeyler yüzünden kendimi iyi hissetmiyorum.

    -------- kabaca bir giriş yapalım --------------

    jim jones çocukluk arkadaşları tarafından tuhaf bulunurmuş. kedileri öldürüp cenaze düzenlermiş. ölüm ve din takıntısı varmış. lider konumundaki kişilerin hayatlarını incelemiş, hitler de dahil. babası ku klux klan üyesi bir alkolik. e great depression olayı da var. bir psikopat yaratmak için tüm koşullar mevcut.

    yıllar içinde bir şekilde kilisede kendisine yer bulup oradan yürüyor. people's temple denen oluşumu kuruyor. nerede hayattan ümidini kesmiş, arayış içinde insan varsa tarikata çekiyor(60'lı yılların amerika'sını düşünün). sahte mucizelerle, sosyalizm güzellemeleriyle göz boyuyor. hitabet yeteneği de olunca insanlar bunun için çıldırıyor. belgeselde katliamdan kurtulan adam şunu diyor: " o ortama girdiğim ilk anda kendimi evimdeymiş gibi hissettim. " hepsinin hikayesi aynı şekilde başlıyor. anlatırken sanki o anları tekrar yaşıyorlar, gözleri parlıyor.

    vaat edilenler sınırsız sevgi, hoşgörü. jim diyor ki " eğer arkadaşınız olmamı isterseniz, arkadaşınız olurum. babanız olmamı isterseniz, babanız olurum. tanrınız olmamı isterseniz, tanrınız olurum. " seyirciler bu noktadan sonra kendilerini kaybediyorlar. people's temple onlara sağlık hizmeti, kalacak yer ve yaşayabilecekleri bir dream land sunuyor. tabi bedavaya değil, jimmy ceplerini ve boğazını doldururken bunlar gerekirse it gibi çalışıyorlar. az çalışmayı jim'e ihanet olarak görüyorlar.

    --------------- kurbanlardan birisi bir gün normal normal çalışırken bu herif tenhada gelip " can ı fuck you in the ass " minvalinde bir soru soruyor. adam da o zamanlar pek genç, dumur oluyor karşısında. ama bir şey demiyor, ya da hayır diyor o kısmı hatırlamıyorum. bu herif de " müsait olduğunda haber et " deyip uzaklaşıyor. bahsettiğim kişi katliamda karısını ve küçük yaştaki oğlunu kaybetmiş, hatta ölümlerine bizzat şahit olmuş... -----------------

    görüldüğü gibi, bu noktada artık adamın arıza kişiliği açık vermeye başlıyor. üyeler bir şeylerin ters gittiğinin farkında, ama birbirleri ile tarikat hakkında konuşmaları yasak olduğu için düşündükleri şeyler içlerinde kalıyor.

    para akmaya devam ettikçe ün artıyor, ün arttıkça medyanın ilgisi artıyor, medyanın ilgisi arttıkça paranoya da artıyor. halihazırda çeşitli uyuşturucuların etkisi altında olan jim, bir gün konferans salonu tıka basa dolu iken intihar provası düzenleme gibi bir manyaklığa kalkışıyor. salondakilere, içtikleri içeceğin içinde zehir olduğunu söylüyor. haliyle ortalık karışıyor, bu sefer de diyor ki, " hayır içtiklerinizde zehir yoktu, sadakatinizi ölçmek için bir test yaptım ".

    ----------------- abusive relationship -----------------------

    paranoyanın zirvesine ulaşan jim, guyana isimli tropik bir bölgede kasabamsı bir şey kurmaya karar veriyor. takipçileri de " höreeeeeeeey kendimize ait bir yer olacak " diye hoplaya zıplaya gidiyorlar. ilk başta gerçekten de güzel gidiyor. hep beraber çalışıp bir sistem oluşturuyorlar. tarlaları ekip biçiyorlar, sağlık kliğini bile kuruyorlar. tam bir dreamland. ama bir şeyler eksik, hatta baya eksik. temiz su yok, dış dünyadan haber alabilecekleri kaynakları yok, yok oğlu yok. ormanın ortasında, askerimsi silahlı birliklerle donatılmış bir alanda kısılıp kalıyorlar. banyo ve içme suyunu yağan yağmurdan sağlıyorlar.

    bu noktada artık sesler yükselmeye başlıyor ama ivedilikle kesiliyor. elektrikle işkence bile yapılıyor. işkence çekenlerin çığlıklarını duyanlar da siniyor.

    24 saat çalışan hoparlörlerden sürekli vaaz dinlemeye maruz bırakılıyorlar. kabus başlıyor. gerçeği anlıyorlar ama çok geç kalıyorlar...

    jim yokken gülüp eğleniyorlar, jim gelince kasabaya adeta kara bulut çöküyor.

    ------ 17 kasım 1978 --------

    bu izole bölge halkın tepkisini çekmeye başlıyor. aile üyeleri orada bulunan insanlar protestolar düzenliyor. en sonunda leo ryan ekibini toplayıp mekanı ziyaret etmeye karar veriyor. tırsa tırsa gidiyorlar ama o da ne? herkes mutlu, şarkılar söylüyorlar, dans ediyorlar. alkış üstüne alkış.

    tabi herkes koyun gibi sevgi gösterileri yapmıyor, birisi gazetecilerden birinin kolunun altına not sıkıştırıyor " biz buradan gitmek istiyoruz " diye.

    ---------- 18 kasım -------------

    gitme isteklerini açık açık belirtenler oluyor. bu ekip de gidip jim'le yüzleşiyor; " dün herkes mutluydu ama gitmek isteyenler var, ne iş? " gibisinden. jim iyice panik yapmaya başlıyor.

    ayrılmak isteyen insanlar eşyalarını, çocuklarını alıp bir kamyonun arkasına doluşuyorlar. amaç uçağa binip orayı terk etmek. tam uçağa yanaştıkları anda silahlı saldırı gerçekleşiyor. leo da dahil olmak üzere beş kişi bu saldırıda ölüyor. belgeselde bizzat saldırı anından kayıt mevcut...

    jim geri dönüp " congressman öldü, biz şimdi hayatta kalırsak ağzımıza sıçarlar hadi hep beraber intihar edelim " diyor. kimisi alkışlarla kabul ediyor, kimi korkudan ses çıkaramıyor. meşhur ses kaydında açıkça itiraz eden tek kadın christine miller, o da kalabalık tarafından bastırılıyor.

    --- " mothers poisoned 246 children before taking their own lives " ---

    silahlı adamlarla çevrilmiş alanda, siyanür karıştırılmış kool aid önce çocuklara içiriliyor. hepsi annelerinin kucaklarında ölüyor. sonra da kendileri içiyorlar. itiraz edene zehir şırıngayla enjekte ediliyor.

    80 civarı insan kaçmayı başarıyor, aralarında jim'in 3 evlatlık çocuğu da var. bu noktada benim aklıma şu geldi: şimdi bu adam silahla vurulmuş ya, çocukları ya da başka birisi öldürmüş olabilir. zehri de içmemiş. kaçış planı yapıyordu belki de, fırsat vermediler.

    --------- son ------------

    olay yerine gelenler şok geçiriyor. yerde, sağda solda yatan yüzlerce kadın, erkek, çocuk. köpekler bile zehirlenerek öldürülmüş. kimisi ölülerin arasına yatarak saklanmış, bu şekilde kurtulmuş. çekilen fotoğraflar rahatsızlık verici. kimi bedenler tropik iklimin etkisiyle hızla bozulmaya başlamış.

    ek:

    - belgeselde katliamdan kurtulan tüm people's temple üyeleri yakınlarını kaybetmiş. yakınları orada ölen ama örgütle alakası olmayan insanlar da var.
    - jim jones'un tuhaf bir seks anlayışı varmış. tarikat üyelerinin evlenmesi yasakmış ama gözüne kestirdiğiyle seks yapmayı da ihmal etmemiş. homoseksüelliğin tek yönelim olduğunu iddia ediyormuş verdiği vaazlarda, ama her gördüğüne musallat olmayı da ihmal etmiyormuş.

    konuyu merak edenler için linkleri bırakıyorum, buralardan toparlamaya çalıştım. benim kaçırdığım yerler mutlaka vardır, tamamlarsınız...

    http://www.imdb.com/title/tt0762111/

    https://en.wikipedia.org/wiki/jim_jones

    https://www.findagrave.com/…135833/christine-miller

    http://abcnews.go.com/…stle-guilt/story?id=17741732

    https://www.washingtonpost.com/…_term=.dd3215cf1c5b
  • modern tarihin en ilginç “inanç” vakalarından biri. 1978 yılında “yarım hristiyanlık” inancına dayanıyor olması incelenme değerini azaltıyorsa da öyle değil.

    kapı kapı dolaşıp evcil maymun satmakla hayatını kazanmaya çalışan bir orta zekalı herif nasıl oluyor da 1000 kişinin yaşadığı bir komün kurabiliyor ve 1000 batılı, çoğu amerikan hristiyan kişi bu herifin emriyle önce bebeklerini ve çocuklarını zehirleyerek intihar ediyor.

    konuyu sadece özetledim. asıl konu “inanç” meselesidir.

    “inançlara saygı duyulmalı”

    hadi lan ordan...
  • jonestown katliamı, (18 kasım 1978), kaliforniya merkezli halklar tapınağı mensuplarının karizmatik ama paranoyak liderleri olan jones jones ‘un emri ile toplu olarak intihar etmesi olayıdır. ölenlerin sayısı 900’den fazladır ve bunların 300’ü 17 yaşın altındadır.
  • manowar'un guyana (cult of the damned) sarkisi da bu hadise uzerinedir...
  • (bkz: koolaid)
    (bkz: accept)
hesabın var mı? giriş yap