• küçük adımlarla ağır ağır koşmak
    (bkz: fitness)
  • kalbin en iyi dostu olduğu kabul edilen jogging'i ortaya çıkaran ve hakkında kitap yazmış olan adamın, jogging yaptığı bir sırada kalp krizinden ölmesi dünyanın en ironik olaylarından biridir.
  • kişisel performansın yaklaşık %20 lik kısmı kullanılarak gerçekleşleştirilen egzersiz metodudur; atletizm başta olmak üzere diğer performans sporlarında organizmayı ısındırma we antrenman sonrasında panzehir olarak dinlendirici amaçla kullanılabilir...kısaca jok da denir...

    aynı zamanda uyku'nun yakın bir zamanda çokça haşır we de neşir olacağı hadisenin adıdır :
    - olmuyor tarq olmuyooorr, benden sonra bi 10 dakika daha jok atmanı istiyorum, yarın sabah da 06:15 de burdayız ok ?
  • dizlerinizi ve sırtınızı korumayı bildiginiz sürece egzersiz yapmanın en efektif ve en zaman-verimli yolu. (bkz: koşmak)

    jogging yapmak için
    1) bir çift iyi ayakkabı alın. herhangi büyük bir markanın koşu ayakkabılarına güvenebilirsiniz.
    2)şık jogging kıyafetlerine para harcamayın. bir t-şört ve şort (ya da kışın koşarken kalın bir eşorfman) yeterli olmalı.
    3)iyi bir koşma programı bulun ve onu uygulayın. kendinizi zamanından önce zorlamayın. eğer kendinizi koşarken sakatlarsanız, bir daha hayatınızın sonuna kadar koşamayabilirsiniz. (bkz: hayatın sonu) aman dikkat.
    4)haftada en az 3-4 gün koşun. devamlı koşmayacaksanız, devamlı yapacagınız bir spor bulmanız daha uygun olabilir.
    5)sokakta koşuyorsanız, ufak bir mp3 player ve iyi konsantrasyon sizi genç erkek topluluklarının laf atmalarından koruyacaktır.
  • yurumek ile kosmak arasi bisey .
  • bedeni ısıtmak için ağır adımlarla yapılan koşu.
  • kopek hayvaninin en sevdigi spor. hele sahipli, tasmali olanlari yanlarindan kosup giderken oyle bir bakiyor ki gel len kerata hadi sen de kos zipla diye davet bekliyor sanki. oysa ben bilmiyor muyum sahipsiz olunca birtakim kendini kaybetmeler simarmalar isirmalar olacak? biliyorum ama.. kolay degil sevgili sozluk atletik vucitli ve merhametli olmak.
  • istiklal caddesi'ne jogging amaçlı çıkan turistler görmüşümdür. tramvayın, birbirine yapışmış kalabalığın, yağmur gölcüklerinin, çöplerin ve dilencilerin arasından adidas koşu takımları ve ipod'larıyla ustaca sıyrılırlarken yurdum insanı "noluyo lo" edasıyla bakar bir süre arkalarından. sevgili jogger ise dışında gelişen bu sessiz yaşamın gerçekliğinden kuşkulu, kendisi için hazırlandığına inandığı dekorlara bakarak koşturmaktadır.baudrillard jogging hakkında şöyle buyurmaktadır:

    "jogging yapmak koşmak değil, kendi bedenini koşturmaktır.[...] buradaki zevk ya da acı ne sportif ne de tenseldir. katıksız bir bedensel harcamanın zevki ya da acısı değildir, sonsuz işleyişin ve maddesizleştirmenin zevki ya da acısıdır, edimselliğin çilesi ve esrikliğidir bu. [...] hiçbir şeyin, koşma yetisini durmadan uygulamak için koşmaktan daha boş olmadığı söylenebilir. ama yine de herkes koşuyor..."*
  • türk insanı bu koşma-yürüme şeklini ilk olarak postacı adlı filmde kemal sunal'ın postacı adem'iyle görmüştür. filmin finaline doğru postacılar arasında bir koşu yarışı düzenleniyor ya, ellerinde mektuplar filan, klasik postacı kıyafetleri var üzerlerinde. böyle bi şey...
  • "jogging jogging dediler, herhal iyi bisey sandim, goş allah goş" - orcun kunek
hesabın var mı? giriş yap