• iyi film.
    şimdi eve geldim, sanırım mads mikkelsen en iyi erkek oyuncu ödülünü almış galiba. tüm filmleri izlemedim ama, izlediklerimin arasında, hakettiğini söylemek güç değil...
  • (bkz: the hunt)(bkz: onur savaşı)
  • ortalamanın faşizmi denilen şey bu filmden daha iyi bi şekilde anlatılamazdı.
  • kendi adima 2012 yilinda izledigim en iyi 5 filmden birisiydi. filmekimi haricinde sinemalarimiza ugramadigindan ve dvd'si cikmadigindan henuz bilinmiyor. ileride degerinin anlasilacagini umuyorum.
    bazi sahnelerde arkamdan, onumden ictenlikle gelen kufurler bile bunun olacaginin en guzel kanitiydi aslinda. zira film seyirciyi once avucuna aliyor. sonra koltuga gomdukce gomuyor. kistiriyor tenhaya, yanagindan makas aliyor, taciz ediyor; en sonunda tecavuz ediyor. nefes alamayacak bir hale gelip cikmak istedim bazi yerlerinde filmin. yanlis anlasilmasin igrenc sahneler veya kan govdeyi goturme gibi seyler yok. konusu da cok orijinal degil. sadece ele alis bicimi muhtesem. yarattigi ambians on numara. sirf bunlardan oturu bile cok degerli bir is jagten.

    soyle soyleyeyim; filmden ciktigimda yuruyemiyordum. en son ne zaman boyle hissettigimi hatirlamiyorum bile. tekrar izler miyim? zannetmiyorum.
  • danimarka imalatı bir film seyredip de günün güzel geçeceğini ummak zaten hayal ama güzel film.
  • ufak bir olayın, insan hayatını nasıl mahvettiğini anlatan, insanı kötü hissettiren film. yönetmen amacına ulaşmış, oyuncular iyi oynamış, kurgu zaten buhranlı. ciddi bir şekilde izleyen herkesi etkisi altına alabilecek güçte.

    --- spoiler ---

    sinirliyim resmen. küçük kıza; yalanına, hayal dünyasına, ona inanan herkese. en başta babasına.
    olay ciddi fakat çocukların hayal dünyasını baz almak gerekir. yazık neticede adama. bir deli kuyuya taş atıyor, bütün kasaba inanıyor buna. ve her şey, küçük kız adama aşık diye gerçekleşiyor...

    ''onu dışarıda bırakma, üşür.''
    --- spoiler ---
  • bu kadar ucuz bütçeye ve hollywood menşeili olmamasına rağmen, baş yapıttır.

    izlerken; gerildim, konusu bambaşka, oyunculuk mükemmel dediğimdendir reklamını yapma isteğim...
    zayıf yön olarak kopuk ilerlediğini düşündürebilir ki hayır! zaten yönetmen izleyiciyi eline geçirmiş, vereceğini vermiş...
  • saglam bir senaryo ve muhtesem mads mikkelsen oyunculugu ile son yilin en iyi filmleri arasinda.

    islenilen konu o kadar gercek ki, dünyada hemen hemen her yerde buna benzer olaylar yasaniyor. mahalle baskisi ve o vazgecilmez linc kültürü. insanlarin cogunda var olan ve bir insanin bazen bir hayvan olsam da o kokusmuslardan olmasam dedidigi bir konuya parmak basiyor bu film.
  • çevirisini yaptığım muhteşem thomas vinterberg filmi. film gerçekten, değil bu senenin, son zamanların en iyi filmlerinden biri. yönetmen her iki tarafa da empati yapmamızı sağlıyor. kasaba halkını düşünürsen onlar haklı, bizim elemanı düşünürsen o haklı. iki ucu boklu değnek. sanırım bu film oskara yetişememiş. bence amour'dan çok daha iyi bir filmdi. mads adamım, zaten süper bir oyuncu ama bu filmde resmen şov yapmış. ne zaman böyle avrupa'dan süper oyuncular çıksa, neden bizden de uluslararası bir oyuncu çıkmaz diye üzülürüm. helalinden bir 10 puan veriyorum.
  • kitle psikolojisi üzerine bir film.

    gustave le bon'un yerinde saptamasına göre, sosyal bir kitlede kişi sayısı arttıkça düşünsellik azalır, duygusallık artar.

    --- spoiler ---

    bu filmde de bir fikrin sosyal ortamda yayıldıkça nasıl kendiliğinden doğru olduğuna inanıldığı, bunun sorgulanmadığı üzerinde durulmuş. şüphe ve sorgulama yeteneği gibi düşünsel yetiler fikir genele yayıldıkça azalıyor, nefret ve ötekileştirme gibi duygusal eğilimler depreşiyor.

    kahramanımız lucas'ın da dahil olduğu bu sosyallik-duygusallık-sorgulamama girdabı filmin başında yer alıyor; lucas gelenekleri öyle diye geyik avlıyor. ancak bir süre sonra aynı girdaba kendisi düşüyor, bir av oluyor. filmin sonunda tekrar sosyal ortama kabul edilip avcı olduğunu düşünürken, hala girdaptan tam olarak kurtulamadığını görüyor.

    film boyunca erkek dostluğu teması çok iyi işlenmiş. açılış sahnesi de, arada bir sürü sahne de, kapanış sahnesi de bu temadan besleniyor.

    izlemeye kesinlikle değer, yer yer sizi boğacak, bunaltacak, gerecek bir film jagten. özellikle kilise ve market sahnelerinde sosyal gerilim ön plana çıkıyor.

    --- spoiler ---

    senaryoda kimi hafif boşluklar olsa da, hakkını vermek lazım, yönetmen thomas vinterberg; lars von trier'in danimarka sinemasının tek ustası olmadığını ispatlıyor.
hesabın var mı? giriş yap