• hakediş
    hak-ediş

    emek karşılığında ücret almak hakkı
  • gunumuzde kullanimi artik sadece askeriye icin kalmi$tir denebilir. genellikle devletin asker(er) icin ayirdigi gunluk yiyecek ve icecegin parasal kar$iligidir. (bkz: levazim) (bkz: levazim ve maliye okulu)
  • arapca hakk'tan gelir
  • istihkak haddini doldurmak diye de kullanıldığını duyabilirsiniz. bu iş bitmiştir anlamındadır.
    (bkz: kiz arkadasa haddi bildirilmesi gereken durumlar)
  • taahhüt sektörünün en fazla kullandığı sözcüktür...nedense hakediş sözcüğünü çok fazla kullanmazlar...daha bi afili mi duruyor ağızda, nedir...
  • ozel sektorde personelin yillik aldigi giysi, yiyecek vs. hakki
  • askeriyede erlere verilen yiyecek ve giyecekleri tanımlamak için kullanılmakta olup giyecekler tanımlanırken yanına ilmuhaber sözcüğünü de alarak istihkak ilmuhaberi şeklinde bir belgeye isim kaynağı olur. bu istihkak ilmuhaberi de oldukça enteresandır. hangi akla hizmet bilinmez malzeme ismi yazılırken isimler başta, sıfatlar da sonda olacak şekilde yazılır. (sıfatların ek almamasını sağlamak için olması muhtemel)

    örnek:
    don yün uzun er
    fanila haki er
    bot er kışlık
    macun diş
    elbise er eğitim kamuflaj
  • askeriyede en çok duyulan kelimelerdendir. er ve erbaşların haklarından olup sıkça telaffuz edilir. lakin 47 numara giyen bir arkadaşın istihkakı 47 numara bir bot olmayabilir. önemli olan o arkadaşa bir bot verilmesi olduğundan, misal verilen 39 numara botla, bu büyük ayaklı arkadaşın ihtiyacı kâğıt üzerinde karşılanır. bu arkadaşa genellikle birkaç gün gecikmeli de olsa, bir bot verilerek asıl ihtiyaç karşılanacaktır. çok bulunan numaralar bakımından bazen durum böyle olmayabilir, o zaman da devreye yer değiştiren botlarla, kullanılmış botlar devreye girecektir. neyse, bu konuyu burada kapatalım ve asıl istihkaka dönelim. misal poşet kısmının bir bölümü mayısta evlerine döneceklerinden, onların yazlık kamuflaj istihkakı olmadığı kabul edilir haklı olarak. lakin baharın atlanıp direkt yaza geçilen bazı yörelerimizde, kışlık kamuflajlarla otuz küsur derecede nöbet tutulmaktadır ki nöbetçiler "yandım allah" diye çığırmaktan, bastıran şafağı unutmaktadırlar. ezcümle sadece davası olmazmış bunun. sevilmiş şeyin de davası olmaz ya neyse...
  • çanakkalede savaşan orduya verilen yemeğin listesinde de yazar okuyanı gayri ihtiyari bir hüzün kaplar ; ''21 temmuz 1917'den itibaren ordu emriyle ekmek 'istihkakı' 500 grama indirilmiştir,çünkü un ve ekmek kalmamıştır.'' zaten aç , susuz , yorgun atalarımıza bir de böyle bir darbe inmiştir fakat onlar için "söz konusu vatansa gerisi teferruattır."
hesabın var mı? giriş yap