• her türk'ün (eğer beyaz türk değilse tabi) daimi sorunudur. sebebi de yurtdışına gittiğinde bile en az iki arkadaşını alıp giden garip türk doğru dürüst pratik yapamaz, yapsa bile bu 100 kelimeyle sınırlı kalır en fazla ve haliyle 'fluently' bir şekilde ingilizce konuşamaz.
  • ingilizce bilmiyorumun kibarca soylenisidir.

    edit: burda verdigim ornek yuzunden o kadar cok mesaj geldi ki, sistim resmen, yoruldum insanlara laf anlatmaktan. siz cok iyi ingilizce biliyorsunuz arkadaslar. o kadar super biliyorsunuz ki kelimeler anlatmaya yetmez. sadece konusamiyorsunuz. bir konussaniz ingiltreye gelip sir unvani alacaksiniz.

    sizi o kadar iyi anliyorum ki, buradaki girinin yarisini sildim...
  • her türk vatandaşının ingilizce ile ilgili olan sorunudur. sanki herkes mükemmel bir grammerle konuşuyormuş gibi. sonra konuşanlara bakıp bende böyle konuşurum niye kasıyorum diye üzülüyoruz. biraz cesaret lazım arkadaşlar..
  • "yarım yamalak bişeyler anlıyorum işte" demenin türkçesi.
  • genelde tam tersi olan durum. basit bir şekilde olsa da konuşulabilir bu size bağlı birşey. ama konuşulanı anlamak biraz sizden de bağımsızdır. karşıdakinin konuşma hızına ve kullandığı kelimelere göre değişir. diğer türlüsü bence yalandır.
  • bir dil yalnızca gramer kitabından çalışarak öğrenilmez. arkadaşın kelime dağarcığı yüksektir. çok okumuştur, çok yazmıştır yalnız konuşma pratiği yapmamıştır. ortamını bulamamış olabilir, kulağı aşina değildir falan. bu sebepten dolayı anlayamaz. kısacası pratik, dil öğrenmede çok önemli bir unsur.
  • büyük sıkıntıdır,yurtdışına gidildiğinde bu sıkıntının boyutu tarif edilemez.
  • bir dili ya biliyorsunuzdur ya da bilmiyorsunuzdur..

    yok anlıyormuş ama konuşamıyormuş..yok konuşuyormuş ama yazamıyormuş..yok okuduğunu anlıyormuş ama dinlediğinde anlayamıyormuş..

    yok öyle bir dünya.. konuşamadığın bir dili anlama gibi bir olasılığın yok..

    bir boku da "ben bilmiyorum" deyin, kabullenin yaw..herkes herşeyi biliyor amk..
hesabın var mı? giriş yap