• kanuni söz: süphe varsa davalinin yararina karar verilir.
  • şüpheden sanık yararlanır diye öğretilen hukuk ilkesi.
  • butun ceza hukuku kitaplari ceza yargilamasinin amacinda muttefiktir. "bu yargilamanin amaci 'gercegi' ortaya cikarmaktir."
    gercegin ortaya cikarilmasina calisilirken "insan haklarinin ihlal edilmemesi"nin ceza muhakemesinin sinirini olusturdugu hususunda butun "insanlar" muttefik. bu sinir yuzlerce binlerce yilin haksizliklarindan, acilarindan, adaletsizliklerinden sonra insan soyunun geldigi noktadir. bedeli buyuk olmustur. ortacag mahkemelerinde sanigin suclu oldugu pesinen kabul edilir, daha mahkemenin basinda "vehmedilmis" bu gercege "itirafla" ulasilirdi. itiraf ise sanigin icinden sezeryanla cikarilirdi. bazi kendini bilmezlerin "iskence, engizisyon yontemeleri vs" diyerek asagilamaya calistiklari bu islemler yargilamanin dogal asamalarindan biriydi oysa ki... sonucta sanik sucunu "itiraf" ederdi de mahkeme vicdani rahat bir sekilde kararini verirdi. evet haklisiniz komik degil ama gercekti bu. neyse ki gunumuzde bu cagdisi insanlik ayibi yontemler terkedildi. haklisiniz bu da hic komik degil...
    keske "bunlar artik ortacagda kaldi, bugunku dunyada modern ceza yargilamasi suc suphesiyle davayi ele alir, ancak gercegin farkli olabilecegini, hatta cok bariz bi sekilde gorunuyorsa bile farkli olma olasiligini gozardi etmeksizin gercege ulasmaya calisir." cumlesini de ic huzuruyla kurabilsem...( sanikla mahkum arasindaki farki anlatmayi da gereksiz bir istigal goruyorum bu arada.)

    turk ceza hukuku basliktaki ilkeyi "supheden sanik yararlanir" ya da "suphe sanik lehinedir" seklinde kabul edip formule etmistir. yine bunu desteklemek uzere "delil olusturma"nin cocuk oyuncagi oldugu bir cagda hukuka aykiri elde edilmis delilleri yargilamada delil olarak kabul etmemektedir. yine saniklarin sorgudaki ifadeleri de mahkemede sanik kabul etmiyorsa delil olarak kabul edilmemektedir.
    cocuklugumuz boyunca "kacak" dizisinde richard kimble'in acisini paylastik aylar boyunca. islemedigi bir suc ama "deliller" onu gosteriyordu. yine shawshank redemptiondaki dufreyn tiplemesi islemedigi bir suc yuzunden yillarini icerde geciriyordu. gercek hayatta olmuyor mu bunlar, elbetteki oluyor. birazcik empati yetenegi yeter aslinda. yanlis zamanda yanlis bir yerdesiniz ve hic ilginizin olmadigi bir suc uzerinize kaliyor. hepimizin basina gelebilir. iste bu nedenle mahkeme supheyi sanik lehine yorumlar ve kesinlik olmadikca da sanigi mahkum etmez. kaldi ki hukuk mahkum ettikten sonra bile mahkuma bi takim hukuk yollari birakir. zira gercek sonradan da anlasilabilir. idam cezasinin bugun insan haklarina aykiri gorulmesinin en onemli nedenlerinden biri de bu telafiye imkan vermeyen geri donulmezligidir. suphesiz ki bu yaklasimi istismar eden, bundan yararlanan suclular da olacaktir.

    ama bir nokta cok onemli. ceza hukuku, yuzlerce binlerce kez cereyan etmis bi takim hukuk facialarindan sonra artik, masum birini cezalandirmamayi, suclu birini cezalandirmaya tercih etmektedir. etmelidir de...

    duzeltme: 4 yil onceye ait bu entry'nin son cumlesindeki ifade hatami 4 yil sonra duzeltiyorum. pek degerli endoplazmikretikulum'un ifade hatasina dikkat cekisi o kadar aciklayici ki kendi hatami aynen birakip, onun uyari cumlesini duzeltme notu olarak alta koymayi tercih ettim. kendisine cok tesekkur ederim.
    "masum birini cezalandirmamayi, suclu birini cezalandirmaya tercih etmektedir. etmelidir de..." yazmışsınız ama "suçlu birini cezalandırmamayı [yani bu hatayı yapmayı] , masum birini cezalandırmaya [yani bu hatayı yapmaya] tercih etmektedir, etmelidir de" olmalıydı entrinin sonu.
  • "şüpheden sanık yararlanır!

    yorumcu gerektirmeyecek kadar açık bir cümle. evrensel olarak da kabul görmüş ilke. ancak silivri’de, son davalarda görüyoruz ki şüpheden artık sanık yararlanmıyor, hâkim ve savcılar yararlanıyor.

    elbette hukuksal anlatım olarak “şüpheden sanık yararlanır” ile “kuvvetli şüphe durumunda kişi tutuklanır” arasında farklılıklar var. ancak şüphe sözcüğünün sanıktan çok yargılama makamlarından yana anlam kazandığı da bir gerçek."
    ___
    #18506829
  • bu hukuk ilkesinden 4 kez yararlanmış ve 6 kez daha yararlanmayı bekleyen biri olarak diyebilirim ki ;yargılamada sanığın üzerine atılı bahse konu suçu işlediğine dair mahkumiyete yeter her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği zaman şüpheden sanık yararlandırılır, ben yararlandım, allah razı olsun bu ilkeden ve ilkeyi tam anlamı ile uygulayanlardan
  • televizyon dizilerini baz alırsak, a.b.d.'de ceza hukuku avukatlarının bildikleri tek savunma taktiğini (reasonable doubt) dayandırdıkları ilkedir.
  • prof. dr. bahri öztürk nazari ve uygulamalı ceza muhakemesi hukuku isimli kitabında '' böyle bir ilkenin kabul edilmesinin sebebi, bin suçlunun cezasız kalmasının bir masumun mahkum olmasına tercih edilmesidir; başka bir ifade ile masumluk karinesidir*.'' diyerek açıklamıştır bu ilkeyi.

    ülkemizde 15-20 sene hapiste yattıktan sonra, devlet tarafından ' pardon sen masummuşsun ' denip salıverilen insanların mevcut olduğunu düşündükçe bu ilkenin önemi daha fazla anlaşılabilir.
hesabın var mı? giriş yap