*

  • 1468-1534 yılları arasında yaşamıştır. 16.yüzyılın büyük şeyhülislamlarından ve alimlerinden birisidir...
  • tokatlıdır. bayezid devrinde asker olmaya niyetlenmiş ama askerliği sevemediği ve biraz da kıvıramadığı için müderris olmuştur. sultan selim'in en çok değer verdiği alimlerden birisiydi. hatta mısır seferinde sultan ile birlikte at sürerken atı ürkerek şahlanmış, kontrol etmeye çalışırken atının sıçrattığı çamur sultanın kaftanını kirletmişti. etraf buz kesmişken yavuz ona “alimlerin atının ayağından sıçrayan çamur kaftanımın süsü olur"”demiş ve iltifat olsun diye bu kaftanın kendi ölümünden sonra sandukasına örtülmesini vasiyet etmişti. sultan öldükten sonra oğlu kanuni devrinde şeyhülislamlığa getirilmiştir. osmanlı imparatorluğunun aşıkpaşazade ile ilk tarihçilerinden sayılır
  • ne kadar şeyhülislam ve ''ibni'' olduğunu bilemem ve fakat; kendisinin gayet enteresan cinsel kuvvet reçeteleri var imiş.**

    şöyle ki;
    ''bakla veya su teresi suyuna nohut konulur, yumuşayıp kuruması beklenir. inek yağı ile hafif ateşte kaynatılır. bundan beş miskal yenmelidir. ek olarak bakla tohumu ve çam kozası tohumundan üçer miskal alınıp humusla karıştırılır. köpüksüz bal ile yoğrulur. üstüne çin tarçını, pira otu, karanfil, mekke tarçınından birer miskal ilave edilir. macundan bir miskal sıcak su ile birlikte içilir.''

    o zamanın erkeklerinin işi de zormuş yahu.
  • şiirlerinde mahlas kullanmayan şairidr.
  • halil inalcık bu zat için "the rise of ottoman historiography" başlıklı makalesinde şu sözleri sarf eder:

    "o, münferit hadiseler ve bunların kullanımı konusunda kaynaklarını seçmede büyük bir ustalık gösterir. ibn kemâl, hoca sadeddin, âlî, na'imâ ve cevdet paşa dahil, bütün osmanlı tarihçilerinin en büyüğü olarak kabul edilebilir".
  • şimdiye kadar yazılmamış olmasına şaşırdım, kimse yazmamış ben yazayım, belki "kaftana sıçrayan çamur"dan ya da yazdığı "cinsel reçeteler"den daha önemli bulunur.

    ibni kemal'in yavuz'un alevi kirimini kolaylastirmak için kaleme aldigi ''fitekfirir-revafiz'' adli risalesi su cümlelerle biter: ''kizilbas toplulugunun seri yasalar geregi öldürülmesi helaldir.islam askerlerinden onlari öldürenler gazi, ellerinde ölenlerse sehittirler.''
    detay isteyenler şuna bakabilir.
    kaynak:mecmü'a-i resal , süleymaniye ktp, pertev pasa kismi no:621, yk.31-31 b.

    metinden özet geçelim:
    "erkeklerin ve kadinlarin nikahi geçersizdir.onlarin çocuklarinin her biri zina çocugudur.onlardan birinin kestigi hayvan ölü-mundar olur.her kim bir zorunluluk olmadan onlara özgü kirmizi sapkayi giyerse, küfürün korkusu ona hakim olur.bu da açikça küfür ve inkar belirtilerindendir.
    bunlarin hükümlerine gelince, bunlar dinden dönmüslerin muamelelerini görürler.öyle yenilseler bile, oralar dar(savas kapsamina alinmis)sehirlerinde ol harb olmaya devam eder.
    müslümanlara mallari, kadinlari ve çocuklari helal olur.adamlarina gelince, onlar müslüman olmadikça öldürülmeleri zorunludur.müslüman olduklarinda zindiklarin tersine , diger müslümanlar gibi hür olurlar.insanlardan birisi seriatin hükmünü terk etse bile, onlarin dinini seçse onun da kesinlikle katli vaciptir. "

    kızılbaşlar için böyle fetva buyurmuştur.

    en önemli ögrencisi alevi kirimlarinda verdigi fetvalarla yükselen ebu suud efendidir.
    atlas tarih dergisinin ilk sayısında, "vefatının 477.yılı"nda anılması haberleştirilmiştir.
    tabii ki bu fetvalar yok haberde, "çamur sıçrayan kaftan" gibi bir olay dururken 40bin kişinin ölümünün fetvasının ne gibi bir önemi olabilir!
    büyük alimdir büyük... adına tokat'ta okul bile açmışlardır, o derece yani...(neden tokat'ta diye sormayayım artık, ne kadar da fesatım!, orada doğduğu içindir ya da büyüklerimiz öyle uygun görmüşlerdir.)

    mezarı edirnekapı necatibey kabristanındadır.
  • http://www.habervaktim.com/…ektorlere_seslendi.html
    başbakan erdoğan'ın bu konuşmasında hayırla andığı kişidir. yaşadığı dönemde ne kadar hayır işlediği, ne hayırlı fetvalar verdiği önceki entrylerde ele alınmıştır.
    eee, burada "kişi sevdiğiyle beraberdir" hadisi şerifini anmak gerekir.
  • kısmetindir gezdiren yer yer seni,
    arşa çıksan âkıbet: yer, yer seni.
    ânın içün, ânın adı yer oldu,
    önce besler, sonra kendi yer seni
hesabın var mı? giriş yap