• bugün bir arkadaşımın başına gelmiş; virgülüne dokunmadan yazdıklarını yolluyorum.

    "şirketin adını deşifre etmek istemiyorum ama olayı yazabilirim;
    iş görüşmesine gittim bugün ve geldiğimiz diyalog:
    -gezi parkında oluşan olaylara katıldınız mı?
    -ne sebeple böyle bir soru soruyorsunuz?
    -biz bu olaylar sebebiyle bir kaç personelimiz ile yollarımızı ayırdık. şirketimizde böyle provoke teşhir edecek kişiler ile çalışmak istemiyoruz. takdir edersiniz ki iş başka sokakta oluşturduğumuz hayatlar başka '' ve aptal bir sırıtış''
    -öncelikle keşke telefonda belirtmiş olsaydınız da, sizin gibi beyinsel gelişimini tamamlayamamış bir varlık ile tanışmak zorunda kalmasaydım. ayrıca belirtiğiniz gibi iş dışında ki görüşlerimiz, duruşumuz, hayatımız, sizi, çalışmış olduğumuz şirketi asla ilgilendirmez evet, şirket içindeki çalışma, diyalog, performanstan sadece mesul olmanız gerekirdi. satın almaya çalıştığınız köle pazarı mı var ? kendi zihniyetiniz de ki hayvani dürtülerle, insanın ilkelliğinde bile var olmayan ego ile ne cüret ki, bu sebeple insanları işten çıkartıp, bir de benim karşıma geçip bunu konuşma cesaretini buluyorsun? okumak sadece bilgiyi artırırmış, ama eşşeklik maalesef ki baki kalıyormuş.
    -sonrası biraz kargaşa, o prezentabl görünümlü eşşek yüksek ses ile derhal odadan çıkın diye bağırdı...

    bizzat ben yaşadım arkadaşlar şaka değil, zaytung haber hiç değil..."

    edit: olay benim başıma gelmedi, söylediklerine çok güvendiğim gerçekten iyi niyetli bir arkadaşımın başına gelmiş, kendisinden izin almadan şirket ismini telaffuz etmem çok yanlış olur.
  • şirketim olsa yapacağım şeydir.

    nedeni ise işe alacağım kişinin ülke gündemini takip etmediğini, ülkesindeki sorunlara duyarsız olup olmadığını öğrenmek. şahsen katılması benim adıma olumlu olurdu. kafa olarak anlaşabildiğimizi görmek ziyadesiyle beni memnun ederdi.
  • isverenin dunya gorusunu ortaya koymustur.
    hem is hayatiyla is sonrasi hayati birbirinden ayirdiklarini soyluyorlar, hem de disardaki hayatin provokatif olabilecegini. ne celiskidir. zaten boyle bir sirkette calisilsa da mutlu olunamaz kanimca. calisan degil de kole arar bir halleri var sanki.
  • şirketten şirkete değil de, karakterden karaktere değişen durum.

    balayı dolayısıyla ülke dışında olan ve bağlı olduğum cfo'm ( finans ve operasyon direktörü) ile yaptığım whatsapp görüşmesi :

    +yyy bey, xxx ile birlikte biber gazından zehirlendik.
    +1 hafta rapor aldık. (zehirlenme yok rapor falan yok, sadece konuşma, olaylardan haber vermek için, geyik yani)
    -ne işiniz vardı yavrum
    -evde.tencere tava calip isik kapasanıza
    -nasıl yapacağız butceyi, acacağız magazaları
    -ulen tayyip...
  • şirketim olsaydı aynı soruyu bende sorardım ve düşüncelerini dinlerdim. bakalım dünyaya nasıl bakıyor, olayları nasıl değerlendiriyor diye. baktım adayımız, eylemcileri ve yaptıklarını küçümseyici beyanlarda bulunuyor, polisimize kasideler düzüyor hemen işe alırdım. üstüne üstlük 5000 tl maaş verirdim ki hemen kabul etsin. ama ondan sonra nerde angarya iş var kendisine yaptırırdım. her gün fazla mesaiye bırakırdım ama mesai parasını çatır çatır öderdim. hatta kendisinden, gezi parkı olaylarını özetleyen 1000 kelimelik urduca bir makale isterdim. bilmiyorsa sponsorluğunu üstlenip mesai sonrası kursa bile gönderirdim. işte böyle adaletli ve şakirtleri seven(!) bir iş veren olurdum.
  • tek olmayan şirket... bazı şirketler de destek veren çalışanlarını, sosyal medya ve internet ortamındaki paylaşımları konusunda uyarmaktan geri kalmamış. hep mangır meselesi işte!??
  • duruşmada "avukat hanımı televizyonda gördüm taksim'de taş atıyordu." diyen hakim ile aynı zihniyete sahip işverenler tarafından sorulmuş olması muhtemeldir.

    ancak metni önceden hazırlanmış gibi işverene hakaretler yağdıran bir paragraf cümle kurulması ve bu paragrafın okunması sırasında işverenin de büyük bir sabırla sonuna kadar dinlemesi pek muhtemel değildir.
  • çalışanının liberal bir sivil toplum örgütüyle bağı olduğunu öğrenen şirketin o kişiyi işten çıkarması ile benzer durum. en azından baştan sormuşlar yine...
    yani ayrımcılık yapmak isteyen her kafa bunu yapıyor. mutlaka cemaatçi olması gerekmiyor. he bana sorarsan bence de özel hayatı kimseyi ilgilendirmemeli çalışanın. ama ben buradaki işten çıkarılan liberal kişi olarak saygı da duymak zorundayım adamın davranışına. mecbur değil neticede, şirket onun para onun... içimizden puşt der bir dahaki sefere renk vermemeye daha çok dikkat ederiz.
  • sozu gecen sirketin adinin derhal ortaya cikarilmasi gerekmektedir. birakalim halk karar versin. korkacak gercekten hicbirsey yok.

    (bkz: name and shame)
hesabın var mı? giriş yap