*

  • (bkz: evham)
  • potansiyel bir yunan ismi.
  • hipokondriyazis (hastalık hastalığı)

    hipokondriyazis ilk kez tıp bilgini hipokrat tarafından bulunan bir psikyatrik hastalıktır. türkçeleşmiş ismiyle hastalık hastalığı olarak açıklanabilen bu psikyatrik bozukluk bir diğer anlamıyla saplantı durumu olarak da açıklanabilir. hipokondriyazis ismini, kaburgaların altındaki bölge yani latince olarak hypochondrium dan almıştır.

    hipokondriyazis hastaları, ismi gibi genellikle karın bölgelerinden şikayetleri ile dikkat çekerler. karın ağrısı, batma hissi, gerilme ve bulantı gibi belirtiler hipokondriyazis hastalarının en çok telafuz ettikleri şikayetlerdir. hastalığın teşhisinin oldukça zor olması nedeniyle kişi şikayetlerine göre yönlendirilerek gerekli tıbbi test ve muayenelerden geçirilir. ancak yapılan tüm bu testler hipokondriyazis hastalarında genellikle metabolik yada fiziksel hiçbir olumsuzluk olmadığını gösterir. tüm bu gerçek sonuçlara rağmen hipokondriyazis hastaları halen hasta olduklarına inanarak hekimin yanından mutsuz ayrılırlar. çoğu zaman muayene olduğu hekimi yetersiz buldukları gerekçesiyle başka hekimlere de başvurarak sorunlarına çözüm ararlar. ancak çıkan sonuç yine aynıdır ve hipokondriyazis hastasını memnun etmez.

    hasta test sonuçlarına rağmen hala hastalık kaygısı yaşar ve varolan ağrıları artış gösterebilir. bu şikayetler etrafındaki insanların dikkatlerini çekebilecek kadar yoğundur.

    hipokondriyazis hastaları genellikle tedavisi mümkün olmayan bir hastalığın pençesine düştüklerine yada sadece kendilerinde görülen özel bir hastalığının varlığına inanırlar. hipokondriyazis hastaları ya sadece bir hastalığın kendilerinde görüldüğüne yada birçok hastalığın birleşerek vücutlarını harap ettiğine inanırlar. kişinin sosyal ve iş hayatı hastalık nedeniyle bozulmalara uğrar. sürekli yakınan hasta iş ve özel yaşamında mutsuz olmaya başlar. artık etrafındaki insanlar kişinin ağrılarını, rahatsızlıklarını dinlemekten sıkılmışlardır. hipokondriyazis'lı bir hastayla konuşulabilecek en önemli konu hastalıklardır ve kendisiyle ilgili şikayetlerinin dinlenilip ilgilenilmesi oldukça hoşuna gider. kişi hastalıklarına karşı zayıf, ancak araştırmacı ve ilgi bekler tarzda sıklıkla kendini anlatma ihtiyacı duyar. bilgili hipokondriyazis hastaları öğrediklerini hekimi ile yarıştırmayı sever. sağlıklı bireyler için oldukça basit bir karın gerginliği hipokondriyazis hastaları için ihmal edilmemesi gereken önemli bir bulgudur.

    hipokondriyazis hastaları vücudunda meydana gelen değişimleri sürekli incelerler. hastalık bedensel duyumları güçlü olan kişilerde daha sık görülür. bazen kişi yaşadığı olumsuz durumlardan kaçışı hipokondriyazisde bulur. ilgiye ve sevgiye aç olan kişiler, var olmayan hastalıkların arkasına saklanarak bir şekilde başkalarının ilgi odağı olmayı, yaşadığı sevgi açlıklarını doyurabileceklerini düşünürler. hastalıkları ile mücadele eden, zorluklarla yaşayan bir bireye diğer insanların daha az yükleneceklerine inanırlar.

    hastalığın sıklıkla görüldüğü bir diğer grup ise depresif yada anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerdir. hipokondriyazis bu hastalıklara ek olarak kişide aynı anda görülebilir. hipokondriyazis hastalığı ile ilgili olarak uzmanlar, bilinçdışı suçluluk duygusu ile hipokondriyazis'in bağdaştırılabileneceğine dikkat çekiyorlar. uzmanlara göre hipokondriyazis'in psikodinamik olarak farklı açıklamaları bulunuyor. açıklamalara göre hipokondriyazis hastaları; başkalarına karşı hissettikleri öfkelerini, düşmanca düşüncelerini içlerine atarak, bunları fiziksel yakınmalara dönüştürebilme ve etrafındaki insanların gösterdikleri yardım ve ilginin yetersiz olduğu gerekçesiyle geri çevirme biçimindedir.

    hipokondriyazis ciddi bir sağlık sorunudur. bu hastalığa sahip bireyler kendilerinde varolduğunu sandıkları hastalıklarına bir isim bulabilmek için neredeyse hastanenin bütün servislerini ziyaret ederek yardım isterler. küçük bir rahatsızlık için hiç gereği olmayan birçok test yaptırıp, gereksiz yere ilaç kullanmaları hastalığın diğer kötü yanıdır. kişi bu testlere tabi tutuldukça hastalığını kendi gözünde daha da büyütebileceği gibi gereksiz yere milli servete de zarar verir. hastalığın teşhisi kolay değildir. hipokondriyazis hastası kendinde varolduğuna inandığı hastalığına o kadar inanmıştır ki etrafındaki insanları da kolaylıkla inandırabilir.

    hastalığın tedavisi, hastanın genel durumunun en iyi şekilde değerlendirilmesinden sonra düzenlenir. genellikle hipokondriyazis hastalığına sahip kişilerin detaylı inceleme sonucunda başka psikyatrik sorunlarının da olduğu görülür. depresyon, panik atak ve anksiyete bozukluğu gibi psikyatrik hastalıklar, hipokondriyazis ile birlikte sık görülen hastalıklardır. hipokondriyazis hastalarına hekim önerisine göre psikoterapi ve ilaç tedavisi uygulanabilir. psikoterapilerde hasta içine dönük yaşadığı için tek kişilik seanslar yerine genellikle toplu seanslar tercih edilir. bu terapiler hastanın sosyal ilişkilerini düzenlerken, içinde sakladığı dünyasını başkalarıyla paylaşmasına yardımcı olur.
  • bazı önemsiz fiziksel belirti ya da beden duyumlarını ciddi bir hastalığın belirtileri kabul etme yönünde gerçek dışı yorumlarla karakterize bir nevroz türüdür.hastalar yapılan tüm incelemelere rağmen var olduklarını kabul ettikleri hayali hastalıklarına aile yakınlarının ve doktorların bir türlü inanmadıklarından yakınırlar.doktoralara öfkelenirler.yapılan tetkiklerle yetinmezler,ileri tetkik ve tedaviler ister,doktor doktor dolaşırlar.hastalığın psikojenik kaynağı olabileceğini kabul etmedikleri için psikolog ve psikiyatriste de kolay kolay gitmezler.bu tutum da hastanın giderek kronikleşmesine yol açar.

    hastalık,kişinin sosyal ve mesleki işlevlerini,uyumunu ileri derecede bozar.tedavisinde değişik psikoterapi tekniklerinden ve depresyona yönelik ilaçlardan yararlanmak mümkündür.ancak tedavi başarısı yüksek değildir.
  • herhangi bir hastalık belirtisi okunduğunda, duyulduğunda ertesi gün bu belirtilerin ortaya çıkması gibi bi versiyonu vardır bunun..bunalıma sokar hastanelik eder adamı..
  • ölseniz "psikolojiktir o" denilecek rahatsızlıklar bütünü ile karakterize bir nevroz çeşidi. en ufak bir ağrıda, sızıda moraliniz bozulur, aklınıza hemen 'hastalıklar listesi' gelir, belirtileri tarar ve hemen bir hastalıktan şüphelenirsiniz. bir süre "nasılsa psikolojiktir" demeye çalışırsınız, eğer devam ederse doktora gidersiniz, testler yaptırılır röntgenler şunlar bunlar çekilir. fizyolojik hiçbir sorun çıkmaz. bir süre rahatlarsınız. ama sonra tekrar "ya başka bir şey varsa" diye korkarsınız.
    mesela 24 yaşında biri, ciddi bir sorun olmadığı halde gidip beyin mrı, eforlu ekg, ve kalp ekosu çektirmişse ve hâlâ kalbinde/beyninde bir sorun olabileceğini düşünüyorsa bu kişiye kolaylıkla hipokondriyak diyebiliriz.
    günlük hayatı zehir ettiği gibi, bir de şöyle bir kötü yanı vardır ki, cidden fizyolojik bir sorununuz olsa yakınlarınız "psikolojiktir" diyerek önemsemeyeceğinden, bok yoluna gidebilirsiniz yani.
    boş oturmak hastalığı davet eden en büyük faktördür. kendinizi dinleyip yüzbin tane sorun bulmamak için ciddi bir meşgale, düzenli bir hayat gerekir. hayata karışmanız gerekir yani.
  • ilerlemiş vakalarında, "acaba hastalık hastası mıyım?" diyen örneklerine rastlanabilir (bir arkadaşım anlattı).
  • yok olsalar da kurtulsak dedigim, tip biliminin ilgili bilim dallarinin tez zamanda cozum bulmasini istedigim bir durum ve bu duruma dusenler. kanserden veremden vebadan daha tehlikeli bir salgin bence. 7/24 hasta olabilir mi bir insan yahu? bence mumkun degil, gorunurde de iyi gider hersey aslinda ama nasil oluyor da oluyorsa, insan oglu bu duruma dusuyor. zaten internet cikti cikali herkes bir doktor olmus benim basima. kendi kendini teshis ediyor, madem koydun teshisini, tedavini de yap da tam olsun. aglasmak, zirlasmak, hastayim ben hastayim ben demek. yani deli deyip gecmek istiyorum ama derdi beni gerdigi icin onu da yapamiyorum, gelip gelip anlatiyorlar bana, su guzel bahar havasinda beynimi uyusturuyorlar. insanligin gidisi gidis degil ben soyleyeyim. en son biri dedi ki: karin gribi olmus ondan boyleymis. karin gribi ne lan? doktor demis guya. alla allaaa, ilmim yetmedi ama oyle bir hastalik olmadigina yemin bile edebilirim. nereloloyor insanlara anlamak mumkun degil.
  • benim için artık boku çıkmıştır bunun.
    kulağım çınlasa kbb,
    koluma krampt girse nöroloji,
    sivilcem çıksa dermatoloji,
    ve götüme bok dar gelse üroloji.. (yok lan hiç ürolojiye gitmedim)

    hele ki bu domuz gribi çıktı.. resmen boku yedim.. ne biryere dokunabiliyorum ne kalabalık ortamlara girebiliyorum.. girsem de fena gerginim.

    bu durumu anlattığım nörolog arkadaşım (ki orospu çocuğunun önde gidenidir)
    -dirty olm korkularında yüzleşmelisin.. dedi.
    ulan yüzleş de nasıl yüzleş? gidip köpek bokuna burnumumu sokayım? otobüste herkese sarılıp öpeyim mi, arka sokaklarda götümü mü siktireyim amınakoyum lan ben,napayım?
    verdiğin akla bak.aklını sikiyim

    her insanın normal hayatında yaşadığı küçük sorunlar beni bu yılı çıkaramıyacağıma inandırsa da.. bu hastalığa sahip olduğumdan beri ( 2008-2009) içimde başka bir insan yaşıyor. uzaktan kumandayı götüne sokan dedeler yok mu? yani onlara bile hak verir oldum "kim bilir ne geliyor akıllarına hor görme" diyorum.
    bu arada götüme birşey sokmadığımı belirtmek isterim.

    bacak bacak üstüne atıyorum, bacağıma krampt giriyor. ne kadar normal değil mi?
    hayırişte ! bence o kadar normal değil!
    "hay amınıskym nörolojik olmasın lan? lan olm başımda ağrıdı geçen.. " binbir tribe giriyorum.

    resmen içimde başka bir adam var artık..lan yoksa şizoya elementary'den giriş mi yapıyorum.. bak yine oldu, canlı örneğiydi.

    edit: doktora tezi yazarken nasıl kaçsam diye urettiğim bir bahaneymiş. sıkıntı yok, büyünce geçiyor, 4 yıldır hastaneye 1-2 kere ugradım sanırım ;)
hesabın var mı? giriş yap