*

  • manhattan'in bati tarafinda 34uncu sokaktan baslayip west village'e kadar giden, yaklasik 1.5 mil uzunlugunda olup 22 blok kateden, bazi noktalarda binalarin icinden gecen, yukseltilmis tren yoludur. 1930larin basinda sehir trafigini rahatlatmak ve yuk trenlerinin neden oldugu kazalari engellemek amacli insa edilen yapi, 1950lere gelinip yuk tasimaciligininda tren yerine kamyon kullaniminin artmasiyla yavas yavas islerligini yitirmis, bir bolumu yikilmis (guney ucundan 5 blokluk kismi kesilmis), 1980'de de tamamen kullanilmaz hale gelmistir. uzunca bir sure bir yanda cesitli otoriteler yikalim-yikmayalim tartismasi yapmislar, diger bir yandan da raylari otlar cicekler burumustur. 2003 yilinda high line'i koruma amacli calismalar veren friends of the high line adli dernegin cabalariyla yikimdan vazgecilmis ve yapinin yalniz yayalara hizmet veren yerden yukseltilmis bir acik mekan olarak donusturulmesine iliskin bir fikir yarismasi acilmistir. 700 kusur katilimin oldugu yarismada 150 civari projeye cesitli oduller verilmis, bu olaydan bir sene sonra da bir master plan hazirlanmasi amacli ikinci bir basvuru istenmistir. ilk yarismaya katilmaya tenezzul etmemis bir takim buyuk isimler ikinci etapta ortaligi silip supurmusler ve an itibariyle 4 dizayn takimi finalist olmustur: zaha hadid architects, steven holl architects, field operations and diller scofidio + renfro, terragram: michael van valkenburgh associates. bundan sonraki sure icinde bu ekiplerin tasarimlari halka acik oturumlarda tek tek tartisilacak, ve umarim bir konsensusa varilacaktir. bu arada friends of the high line haril haril calismakta, temizlik gunleri duzenlemekte, yapiya giris yasak oldugundan gizlice cikan ziyaretcileri 'sonra biz yiyoruz zilgiti' diyerek uyarmakta, ve basin aciklamalarinin bircogunda dernek uyesi celebrity'lerden edward norton'u kursuye cikarmaktadir.

    high line'in eski/yeni bazi fotograflari dernegin sitesinde yer alir, http://www.thehighline.org/images/photos.html adresinden gorulebilir.
  • iki ay once biten kisminin toplum kullanimina acilan eski tren yolu yeni park.

    sehirin ortasinda yaratilan askidaki bahce. sehir bahcelerinin en ilginci bence.
    cok sevdim.

    insanlarin parklara agaclara olan ihtiyacini yuksek binalar arasinda yaratilarak hatirlatan bahce. butun sehirlere ornek olmasi dilegi ile.

    dizayn eden sirket james corner field operations mimar sirket ise diller scofidio + renfro.

    resimlerin bazilari burada:
    http://www.thehighline.org/…ign/designslideshow.htm
  • havalar sogumadan once inanilmaz piyasa olan mekan. oyle boyle degildi.
  • (bkz: the curious garden) :peter brown
    ayrıca
    (bkz: kiska)
  • ortalarina dogru yandaki binalarin birinin icindeki muzayedelerin izlenebilecegi yer. ilk baktigimda kagit poset (evet bildigin) 2000$'dan alici buluyordu.
  • national geographic'in nisan sayısı sayesinde haberdar olduğum, okudukça ve internetten fotoğraflarına baktıkça hem imrendiğim hem de sinirlendiğim muhteşem proje.

    nelere mi imrendim? adamların taa yüzyılın başında yoğun trafik ve artan kaza sorunlarına çözüm bulmak için böyle bir tren yolu inşa etmelerine; sonradan işlevini yitirmiş olsa bile şehrin simgelerinden biri haline gelmiş bu yapıyı korumaya çalışan insanlara; sadece birkaç kişinin önderliğinde başlayan bu hareketin bir sivil toplum kuruluşu -friends of high line- haline gelmesine; belediyenin -nedeni ne olursa olsun- bu projeye destek vermesine; proje için açılan yarışmaya, harcanan paraya; friends of high line'nın sadece bağışlarla parkın şu anki yıllık giderlerinin %70'ini karşılayabilmesine... kısacası sosyal belediyeciliğin ne olduğunu anlamış belediyeye ve yaşadığı şehirle ilgili projelere -tam da çılgın projeleri tartıştığımız şu günlerde- henüz karar aşamasından itibaren bilfiil müdahil olabilen insanlara imrendim.

    nelere mi sinirlendim? bu satırları yazarken penceremden gördüğüm manzaraya:iki yıl önce belediyeye bağlı bir kurum tarafından delik deşik edilen sokağımın yama yama asfaltına ve hala eski haline getirilmemiş kaldırımına; bu konunda ne yapılabilir diye kapısını çaldığımz, işinin sadece ikametgah ilmuhaberi(!!) vermekten ibaret olduğunu zanneden muhtarımızın pişkin pişkin "konuştum belediyeyle yakında yapacaklarmış. rahat olun." deme rahatlığına; imza mı toplasak ne yapsak diyerek hareketlendirmeye çalıştığımız komşuların kiminin - ki ilkokul çağındaki kızı her gün bu sokağı kullanıyor- "zaten çok araba geçmiyor bizim sokaktan, boşver." demesine , kiminin "iki yandaki apartman kendi yaptırmış önündeki kaldırımı, çok da güzel olmuş. biz de öyle mi yapsak ?" demesine... kısacası belediyeciliği, daha on bilemedin onbeş yıl öncesine kadar çam ağaçlarıyla kaplı tepelerde şu an kat zangini olmakla meşgul ahalinin yaşadığı ve her haneden en az yedi sekiz oy çıkan bölgelerin her yıl kaldırımını yenilemek, çevre düzenlemesini değiştirmek, daracık sokaklarını bile bir bulvar gibi ışıklandırmak zanneden belediyeme; çöp vergisini, atık su bedelini, bina vergisini ve bunlar gibi envai vergiyi düzenli ödeyip ödediği verginin karşılığını hizmet olarak istemekten aciz; ama oturduğu yerden söylenmeye bayılan mahallelime sinirlendim.

    sonuç olarak söylenecek tek şey var: "adamlar yapmış!". biz toplumca böyle güzel şeylere bakıp adamlar yapmış demenin ötesine geçemedikçe daha çok pencereden yamalı asfalta bakıp hava almak için bir koşu gidemeğimiz çünkü var olmayan yeşil alanların özlemini çeker; olmayan sosyal tesisler, bahçesiz, spor salonsuz okullar nedeniyle apartmanın önünde, sokakta top oynamaya mahkum çocukların gürültüsüne sinirlenir; tamir edilmesi için haftalar geçmesi , belediyeye defalarca telefon edilmesi gereken lambanın aydınlatmadığı sokakta gece geç saatte yürürken adımlarımızı hızlandırırız. sonra da seçim zamanı sadece amblemine bakarak oy vermeye devam ederiz.
  • içinden geçtiği devasa açıklıklı the standard hotel'in bir odasından yanlış değilsem aşağı batı yakası, hudson river ve parkın güneyde başlayan ucu: http://ngm.nationalgeographic.com/…anhattan-714.jpg

    bu da foto galeri: http://ngm.nationalgeographic.com/…ail-line-714.jpg
  • bulunduğunuz şehirde yüz yıl önce alınan önlemler ölümlü kazalara engel olmadı diye yerden 10 metre kadar yukarıda bir tren hattı yapılacak(daha buradan patladık), sonra kullanılmayan bu tren hattının yıkılmasına karar verilecek, siz gidip vali ve belediyeyle konuşacaksınız, yıkmak yerine değerlendirirsek biz mutlu oluruz, siz de kazanırsınız(nasıl gelir getireceği de düşünülmüş), aklımızda şöyle bir plan var diyeceksiniz, onlar da düşünecekler ve dediklerinizi mantıklı bulup, hattın istediğiniz şekilde değerlendirilmesine karar verecekler ve bütün bu olanlar kapitalizmin ana vatanı dediğimiz yerde oluyor olacak. bunun onda birini demokratik sosyal bir hukuk devletinde talep ettiğinizde ise başınıza gelmedik kalmayacak.

    robert hammond'un bir tedx konuşmasına konu olmuş, kısa ve öz anlatıyor tüm süreci.

    http://www.thehighline.org/
  • hem tarihi korumaya yönelik hem de çevreci olabilmek adına new york city gibi bir metropolün göbeğinde gerçekleştirilmiş, modernite ve yeşilin iç içe geçtiği bir hat. her metropol için de örnek teşkil edebilecek bir proje. chelsea market ve meatpacking district'i de içine alacak şekilde 34. caddeye kadar empire state manzarası da sunarak sakin ve huzulu bir yürüyüş ve koşu yolu yaratılmış.
  • tek kelime ile medeniyet nedir sorusunun cavabı. acaip güzel bir park.
hesabın var mı? giriş yap