• belçikali tarihçi.roma imparatorlugunun barbarlar tarafindan degil de musluman saldirilari sonucu yikildigini savunmaktadir.bu teorisini de charlmagne against mohammad isimli kitabinda aciklamistir fakat bu kitabin ne yazikki turkcesi yoktur.ayrica iletisim yayinlarindan cikmis olan ortacag kentleri isimli bir de kitabi bulunmaktadir.
  • ortaçağ kentleri adli kitabinda orta çağ kentlerinin esasında tüccarlar sayesinde kurulduğunu, ve şehirde yapılan her şeyin tüccarların karları doğrultusunda oluşturulduğunu anlatır.lordların egemenliğinde yaşayan köleler de bir yandan bu tüccarların kurdukları şehirciklerde bir sene bir gün yaşayarak özgürlüklerine kavuşurlar.
  • bahsi geçen kitabı mehmet ali kılıçbay tarafından hz muhammed ve şarlman adıyla türkçe'ye fi senesinde çevrilmiş belçikalı tarihçi. annales okul'a adını vermiş derginin editörlüğünü üstlenmesi, kendisinden, beher kurucu tarafından mektup yazılarak talep edilmiş fakat, bu talep pirenne tarafından reddedilmiştir. sonradan üzülmüş müdür bu amca, bilemiyorum. ayrıca sekiz on ciltlik falan muazzam bir belçika tarihi de yazmıştır.
  • "ortaçağ avrupası'nda" kentlerin doğuşuna ilişkin yazdıkları epeyce genel kabul görmüştür. önce şunu söyleyeyim: neden ilk iki sözcüğü tırnak içine aldım? çünkü pirenne amca "kentlerin doğuşu"nu anlatmaz. ortaçağ avrupası'nda kentlerin doğuşunu anlatır. şimdi gelelim ikinci meseleye. acaba ortaçağ avrupası'nda kentler pirenne'nin dediği gibi mi doğmuştur? olabilir. ama bir farkla. pirenne'e göre "faubourg"lara ilişenler ya serfler, ya yersiz yurtsuz serserilerdir. geleceğin tüccar sınıfını da bunlar oluşturmuştur zaten nitekim. fakat anlaşılan pirenne amca burada yanılıyor. aristokrasi ile burjuvazi arasında onanmaz gerilimi varsayıyor olsa gerek ki faubourg'lara ilk yerleşenlerin, aslında, soyluların küçük oğulları olduğunu görmüyor. braudel de şimdi bu söylediğimize benzer bir şeyden bahseder aslında. uzun mesafeli ticaretin çok riskli olduğu dönemlerde ticaret ortakları esasen eştir dosttur akrabadır en küçük oğuldur. bahsi geçen aristokrasi çağın gereklerine uyum sağlayarak kılık değiştirecek, daha sonra borsada misal, manipülasyonun süpekülasyonun türlüsünde hüner gösterecek, güney amerika'da şeker plantasyonları kuracak, uzak doğu asya'nın hammaddesini tekeline alacak, modern devletin en üst düzeyinde temsil edilecektir. falan filan..
  • weber'in "şehir" isimli kitabını kendisine referans alarak "ortaçağ kentleri" kitabını yazmış meşhur tarihçi.
    ilber ortaylı'nın en çok atıf yaptığı tarihçilerden birisidir. ilber hoca bir çok çalışmasında pirenne'nin "ortaçağ kentleri" kitabını temel referans kabul eder. zaten kitabın türkiye basımının önsözünü ilber hoca yazmıştır.
    mumford ise kendi kent tarihi kitabında (tarih boyunca kent ismiyle ayrıntı yayınlarından çıkmıştır) pirenne'nin çalışmasını büyük bir emeğin sonucu ortaya çıkmış, ama yanlış bir temel felsefe üzerine kurulduğundan kötü bir eser olarak tanıtmıştır.
  • düşüncesine göre batı antik çağı 8.yy'da son bulmuştur. roma imparatorluğu'nun barbarlar tarafından esaslı bir kırıma uğratılmadığını söyler. barbarların tek amacı, zenginliğin göstergesi olan akdeniz ticaretine ulaşmaktı. bu amaçla ele geçirdikleri yerlerdeki düzeni(parasal-ticari-yönetsel) pek değiştirmemişlerdir. asıl büyük değişim, islam'ın doğu ve güney akdeniz'i ele geçirmesiyle başlar demekte. bu tarihten itibaren, batı'nın kültürel noktası kuzey'e doğru kaymış ve karolenj hanedanı sistemi tamamen değiştirmiştir. ticaret durmuş ve imparator* ile kopukluk yaşanmıştır.

    yani roma düzenini* asıl yıkan barbar akımları değil, islam'ın yükselişidir der.
  • "son büyük tarihçilerden" denen, belçikalı, milliyetçi bir tarihçi. tam bir arşiv tarihçisi, ki bu hem iltifat hem yergidir yerine göre... iltifat kısmına bakalım, onun kadar belge tarayarak yazmış, samanlıkta iğneyle kuyu kazmış tarihçi azdır. "büyüklüğü" de oradan gelir. yergi kısmına bakalım, çok arşiv taramak her zaman doğru bir teori kurulacağı anlamına gelmez. nitekim orta çağ şehirleri, ticaretin yeniden canlanması ve bunların sonucunda rönesans ve kapitalizme çıkan yok hakkında kurduğu teorisi zaman içerisinde bulunan yeni bilgiler, yeni çalışmalarla getirilen yorumlarla yanlışlanmıştır. ancak bu yanlışlanma, elbette tarihçinin değerini azaltmaz. kendisini yanlışlayan çalışmaların yapılabilmesi yine bir yerde onun gibi çalışma yapanlara borçlanılmıştır. teorisini yanlış da kurmuş olsa, pirenne geride çok kıymetli arşiv taramaları, tarihî bulgular, bilgiler bırakmıştır. ne var ki, o da (tarihçilerin maalesef büyyyüüüük kısmı gibi) milliyetçilikle malûldür. yorumlarının çoğu, şahsi ideolojisinin getirdiği "görüş bozukluğu"nun yarattığı deviasyonları taşır. bunu baştan bilerek kendisinin eserlerini okumak, maksimum faydayı almanızı sağlayacağı gibi, beynin gerisinde hep açık olması gereken filtreleme sisteminiz için iyi bir egzersiz olur.
  • 1862 ve 1935 yılları arasında yaşamış belçikalı tarihçidir ve aynı zamanda belge uzmanıdır. kendisi olay tarihçiliğinden sosyoekonomik tarihe geçişin öncülerinden kabul edilir. ünlü eseri ortaçağ kentleri 1922 yılında basılmıştır, bu kitap tarihçinin amerika’da davetli profesör iken verdiği dersleri kapsar. türkiye’de ise 1920 – 1940 yılları arasında köprülü okulu tarihçileri, fuat köprülü’nün de teşvikiyle pirenne’i okuyabilmek için ikinci yıl sonunda fransızca sınavlarına girerlermiş.
hesabın var mı? giriş yap