• (bkz: haydut)
  • (bkz: hayduklar)
  • balkan çetecilerine ve eşkiyalarına verilen ad.

    esin kaynağı haydut kelimesi olup hajduk, ajduk, haiduk, haiduc, hayduck, haidut şekillerinde yazılabilmekte ki sadece ingilizcedeki bandit'in ya da sırpçadaki çetnik'in değil, türkçedeki hayta ve haydamak gibi kelimelerin de nereden çıktığı böylece belli oluyor zaten.

    bulgaristan'dan arnavutluk'a, macaristan'dan sırbistan'a, neredeyse balkanlardaki bütün osmanlı coğrafyasında bu kelimenin çağrışımları, türkçedekinin tersine son derece olumludur. çünkü balkan hayduklarının temel motivasyonu, osmanlıya karşı vergisel, dinsel ya da güvenlik endişeleri nedeniyle başkaldırmak olduğundan hayduklar bir nevi balkan robin hood'u muamelesi görmüşler. nitekim bugün balkanlarda futbol takımlarının (hajduk split, hajduk kula), müzik gruplarının (taraf de haidouks, haiducii) ya da ünlülerin isimlerinde (stacy haiduk, john hejduk) bolca kullanılmakta.

    not: meğerse murphy yasalari, kısa bir süre önce ilginç etimolojik bağlantılar başlığına bu haydut meselesini yazmış ve çok da güzel yazmış. (bkz: #119805044)
  • ulan ne haydukmuş arkadaş. bir ilginç etimolojik bağlantılar başlığından debeye girer bir burdan. yarın da haydut başlığına yazın aynı entry’i de oradan girsin.
  • hayduk, (hajduk, haydut, haidut şeklinde versiyonları mevcuttur balkan dillerinde) olarak anılan hayli meşhur ve balkanlara özgü bir eşkıya motifidir. osmanlı kaynaklarında kendilerinden "haydut eşkıyası" şeklinde bahsedilir. balkan dillerine macarca'dan geçtiği düşünülmektedir. buna göre türkler, macar paralı askerlere, macarca “hajdo”dan hareketle “haydut”-“hayduk” demişlerdir ancak kesin değildir, doğrudan türkçeye dayandıran da vardır. bu eşkıyalar farklı telaffuzlarla polonya’dan macaristan’a, hırvatisan’dan ukrayna’ya kadar hem türkülerde, halk hikayelerinde geçerler, hem de balkanlardaki milliyetçilik akımları döneminde komitacılar, çeteciler öncesindeki dönemde ayaklanma hareketlerinin de başını çekerler. “haydamak” tabiri vardır hatta aydamak diye bugün hala trakya ağzından aşinası olduğumuz, halletmek, becermek anlamında kullandığımız kelime ile bağlantılıdır. ukrayna tarafında da kırım’da alim aydamak vardır azamatoğlu alim yani halim. 1850’lerde 60’larda yaşamış, türkülere geçmiş kırım’ın köroğlu’su diyebileceğimi alim'in soyadı "aydamak" da bu kelime alakalıdır.

    balkanlarda bu kadar önemli bir yere sahip olmalarının nedeni osmanlı'nın rumeli topraklarında 1700'lerde ve 1800'lerin başında yaşadığı siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantılarda aranmalıdır. bu dönem balkanlarda üç önemli mefhum, toplumsal realite söz konusudur: “hayduk”, “dağlı” veya “kırcalı”, “ayan”. (bkz: ayan/@songulyabani) (bkz: kırcalılar/@songulyabani)

    ilk göründükleri zamanlarda yani 1500'lerde ve 1600'lerde sınırlarda, serhat boylarında yaşayan, vergiden yahut kanundan kaçan, çobanlık yapmakla birlikte sürü kaçırma, esir ticareti, her türlü al vur işi yapan, silah taşıyan sert kimselerdir. ukrayna’daki zaporijya kozaklar misali her türlü otoriteden kaçan insanların al vura dayanan yaşantısı söz konusudur. yerine göre tıpkı lehistan gibi osmanlı ordusunda da paralı asker yahut milis gücü mahiyetinde istihdam edilmişlerdir. mehmet karagöz, “17. asrın sonlarında filibe ve çevresinde eşkıyalık hareketleri (1680-1700)” adlı makalesinde, hayduklarla ilgili olarak suraiya faroqhi'nin “osmanlı kültürü ve gündelik yaşam” adlı kitabından şu alıntıyı paylaşmıştır: “17. ve 18. yüzyıllarda balkanlarda sayısız eşkıya çetesi vardı, ama ortaya çıkış nedenleri biraz daha değişikti. muhtemelen balkanlardaki sorun, kırsal nüfusun ve buna bağlı olarak paralı asker çetelerinin de büyük bölümünün müslüman olmaması nedeniyle, düzensiz askerlerin sürekli istihdamı değildi. zaten olamazdı böyle bir görev için müslüman olmak koşulu aranırdı. bu yüzden sınır bölgelerinde iş bulamayan askerlerin bazıları geçimlerini soygun ve yağma ile sağlamaya yöneliyordu. 'hayduk' adı verilen bu kişileri, daha eski kaynaklarda sık sık karşılaşıldığı gibi, yerel bağımsızlık davası uğruna savaşan ilk milliyetçiler olarak kabul etmek gerçekçi değildir."

    eşkıya vasfını sonradan kazanan haydukların bu meyanda zuhur etmesi, balkanlarda bir anda çetelerin, ayanların yani derebeylerinin sivrilmesi, insanların silahlı grupları beslemeye başlamaları, celali isyanları bağlamında sıklıkla değinilen "küçük buzul çağı"nda akdeniz havzasında eşkıyalığın artışıyla bağlantılıdır. (bkz: celali isyanları/@songulyabani) (bkz: ayan/@songulyabani)

    17. yüzyıl sonları 18. yüzyıl başlarıda balkanlarda osmanlı idaresiyle alakalı bir çatışma durumu söz konusudur. çatışmanın çıkışı, osmanlı’nın balkanlardaki üstünlüğü sarsılınca özellikle 1683 viyana bozgunu sonrası, balkanlarda fransız ihtilali öncesinde de bir takım kıpırtıların oluşmasına yol açmıştır. merkezi otoritenin karşısındaki örfi-yerel otoritelerin oluşumu, halkın bunların çatışması arasında kalması kopuş sürecini hızlandırmış ve “hayduk”tan “komitacı”ya geçiş sürecine zemin hazırlamıştır. bu dönemde yeniçeri zorbalarının taşrada da istanbul'da yaptıkları vurgunları, mafialaşmayı sürdürdükleri görülmüştür. mesela rumeli’de hezargrad(razgrad) kasabasında 1800'lerin başında iki yeniçeri ortasının arasına hasımlık girdiğinden dolayı kasabanın da iki fırkaya ayrılıp birbirleriyle mücadeleye tutuştuklarını görüyoruz. semendire sancağı’nda (belgrad tarafı, bugünkü sırbistan) yeniçeri zorbaları ta köylere varıncaya kadar kondukları yerlerde hanlar yaptırmış, buralara postu serip ahaliyi haraca bağlamışlardır. sırp ahalide öyle ağır bir tesiri olmuştur ki, takip eden dönemde sırp ayaklanması çıktığı zaman (prvi srpski ustanak) bir yeri isyancılar, hayduklar ele geçirdiğinde tepki olarak ilk başta yeniçerilerle özdeşleştirdikleri bu hanları yıkmışlardır. zaten bu isyanda başı çeken sırp hayduklar bu şekilde bağımsızlık sürecinin fitilini ateşlemişlerdir.

    bu süreçte ayanların da rolü vardır. robert zens "pazvantoğlu osman paşa ve belgrad paşalığı 1791-1807" (pasvantoğlu osman paşa and the paşalık of belgrade 1791- 1807) başlıklı makalesinde; rumeli ayanlarından vidin hakimi pazvandoğlu’nun osmanlı’ya karşı başına buyruk hareketlerinin sırp isyanı’na zemin hazırladığını, tepedelenli ali paşa’nın hareketlerinin de 1821 yunan isyanı’na meydan verdiğini ifade eder bir anlamda. çünkü bu paşaların yanındaki kırcalı yahut dağlı denilen unsurlar, veya kendi askerleri, tıpkı celaliler zamanının sekbanları, sarıcaları gibi geçtikleri yeri tarumar etmişlerdir. bu da bölgedeki müslüman, gayri müslim herkesi ya bir odağın altına sığınmaya yahut kendilerinin de çeteye dönüşmesine yol açmışlardır. osmanlı ricalinin klasik “birbirine kırdırma” taktiği malum, doğu roma’nın “barbar politikası”na da benzer, bir yerde silahlı bir unsur türemişse, muadiline göz yumuyor veya önünü açıyor gücünü kırmak için. dolayısıyla osmanlı döneminde tıpkı “martoloslar”, “deliler”, “akıncılar”, “voynuklar” gibi, milis gücü mahiyetindeki “hayduklar” zamanla kanun kaçağına, osmanlı’yla ve paşalarıyla mücadele eden destansı figürlere dönüşüyorlar. böyle kaynayan bir bölgede, bu kültürel arka planda nitekim sırp ve yunan ahalinin akabinde 1841’de niş olayı, 1849-1850’de vidin ayaklanması, yine 1856 ve 1859-1860 isyanları patlak vermiştir bulgar ahalinin bulunduğu topraklarda. 1861'de hersek'te çıkan isyan hareketi ve karadağlıların destek vermesi, arnavutluk'ta 1843-44'te çıkan kara derviş isyanı bu çerçevede değerlendirmelidir. kara derviş isyanını anlatan arnavut halk şarkısı için: (bkz: kenge a hajredin pashes/@songulyabani)

    eric hobsbawn, eşkıyalar kitabında haydukları sosyal eşkıya ile öç alıcı arasına konumlandırmıştır. ancak –belki günümüze kadar- balkan ülkelerinin kabul edegeldiği tarih görüşlerinde, “hayduklara” komitacıların öncülü olmaları hasebiyle ve ilk ayaklanmaları yaptıklarından, devrimci bir rol çizmişlerdir. bunda 20. yüzyılda bölgedeki sosyalist idarelerin bakış açısının da etkisi vardır. kronolojik açıdan bakıldığında komitacılardan önce boy gösterdikleri için haklı yönü vardır. nitekim komitacıları osmanlıeşkıya diye anmaya devam etse de bayağı bayağı tedhişçi, ideolojik örgütlenmeler bünyesinde hareket eden kimselerdir. hayduklar ise saf bir tepki taşımakla birlikte daha çok ekonomik saiklere dayanmaktadır. haydukların şarkılarında ve hikayelerinde çoğu maffios oluşum misali şeref ve nam vurgusu yapılmaktadur. filan türk ağayı vurdu dağa çıktı, falan köyde yeniçerilere kafa tuttu dağa çıktı motifleri sıkça geçer. balkanlarda çiftçi olarak geçinemeyen, sermayesi olmayan, kırk kere soyulan herhangi bir kimsenin "kırk birinci de benim olsun!" diyerek yol kesmeye başlaması şeklinde özetlenebilir haydukların mevcudiyeti. mesela sırp isyanı’nı çıkaran kara yorgi, aslında domuz tüccarıdır. vergi yüzünden, devletin görevlendirdiği bir türk ağayı alaşağı ettikten sonra dağa çıkmış, hayduklar etrafına toplanmış, sonrasında sırp prensliği’nin kurulmasını sağlamıştır. karayorgiyeviç hanedanı'nın kurucusudur.

    balkanlarda eşkıyalık bir dönemden sonra sosyal açıdan yaşam biçimine dönüşmüştür. folklora mal olup kahramanlaşmışlardır. sonradan sonraya idealize edilmeleri de halk hikayelerinde ve türkülerde romantize edilmekten kaynaklanmaktadır. halk belleğinde kahraman olarak görünüyorlar, ilk isyancılar olarak kabul ediliyorlar. 1800'lerin ikinci yarısına doğru milliyetçilik akımları balkanlarda iyiden iyie şiddetlenip komitacılar dağlarda göründüğünde haydukların yerini alıyorlar kolayca çünkü folklor ve kültür silahlı, halka, köylüye tebelleş olan yeniçeriye kafa tutan kimselere arka çıkmaya yatkındır. akdeniz coğrafyasında, daha doğru bir tanımla ekonominin sınırlı iklimin kırılgan dedikleri bu ortamda, bazı yerlerde kapalı toplumlarda, dağlık mıntıkalarda, örneğin arnavutluk dağları, sicilya, karadeniz dağları, toros dağları, hatta necit çölleri, tuna bataklıkları vb. mıntıkalarda, eşkıyalık bir geçim kaynağı haline dönüşmüşse aynı zamanda bir yaşam biçimine de dönüşüyor ve folklor, kültür haline geliyor. geçim kaynakları dağlık mıntıkalardaki topluluklarda genelde al vur şeklinde oluyor, haramilik de kaçıştan çok meslek haline geliyor hatta ötesinde folklorik bir mahiyet de kazanıyor bu tür bölgelerde. sonrasında mevzu milliyetçilik döneminde tarih anlatılarına gelince, komitacıların öncülü olarak kabul ediliyorlar.

    1800'lerin ikinci yarısına geldiğimizde daha komitacılar zamanı yeni başlarken bir dönüşüm söz konusudur. mesela ilyo malişevski vardır (bulgarlar dedo ilyo der) bulgar komitacıları için çarpışır. adamın lakabı “son hayduk”tur. giysisi de klasik hayduk kılığıdır. görsel 1899’da yaşı bayağı geçkinken ölmüştür. dağa çıkma motivasyonu, köyüne gelen okumuş yazmış öğretmenden, daskallardan ders alıp ideolojik ve milli aydınlanma yaşamaktan kaynaklanmamıştır, fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak hayduk olup çıkmıştır. fakat bu dönemde kısa süre içerisinde artık hayduklar sadece hikayelerde türkülerde görülür olmuş, dağlar komitacılara kalmıştır.

    konuyla alakalı mini kaynakça:
    -aleksandar zlatanov'un "forest and outlaws in the bulgarian lands during the xvııı century" (xvııı.yüzyılda bulgar topraklarında orman ve haydutlar) adlı makalesi, (ingilizce): https://www.researchgate.net/…essac_2018_pp_105-115
    -eric j. hobsbawn, eşkıyalar, çev. osman akınhay, agora kitaplığı, ankara 2011.
    -erol ozan yılmaz'ın "militarization of ottoman rumelia: the mountain bandits (1785-1808)" (osmanlı rumelisi'nin militarizasyonu: dağ haydutları [dağlılar-kırcalılar] 1785-1808) adlı basılmamış yüksek lisans tezi, (ingilizce): https://open.metu.edu.tr/handle/11511/26055
    -gergana georgieva'nın "the kircali time as metonymy: history as emotion" (metonimi olarak kırcalı devri: duygu olarak tarih) adlı makalesi: https://ef.huji.ac.il/…kircali_time_as_metonymy.pdf
    -mehmet karagöz'ün "17. asrın sonlarında filibe ve çevresinde eşkıyalık hareketleri (1680-1700)" adlı makalesi: http://web.firat.edu.tr/…v/cilt16/sayi2/373-402.pdf
    -zeynep zafer'in "rumeli'de kırcalı faaliyeti ve puşkin'in kırcalı öyküsü" adlı makalesi: https://dergipark.org.tr/…/tdded/issue/12709/154679
    -xenia celnarova-ali haydar avcı, avrupa ve önasya'da eşkıyalık, barış kitap, ankara 2012.

    (bkz: eşkıya/@songulyabani)
    (bkz: haydut/@songulyabani)
    (bkz: haydut eşkıyası/@songulyabani)
    (bkz: kabadayı/@songulyabani)
    (bkz: delyo/@songulyabani)
    (bkz: ince voyvoda/@songulyabani)
    (bkz: starina novak/@songulyabani)
    (bkz: sava temişvarac/@songulyabani)
    (bkz: deli marko/@songulyabani)
    (bkz: trze radic jatagan/@songulyabani)
hesabın var mı? giriş yap