• (bkz: havana) .
  • 1998 yılında roy hargrove'a grammy kazandıran efsane albüm.verve firmasıyla yaptığı anlaşmanın ardından küba'ya giderek yerel müzisyenlerle jam sessionlara katılan ve bu seanslarda ortaya konan performanstan inanılmaz etkilenen hargrove , amerikaya döndükten sonra kafasında oluşan projeyi hayata geçirmiş ve yüce piyanist chuco valdes'ın liderliğinde oluşturduğu roy hargrove's crisol ile en iyi albüm dalında grammy kazanmıştı.
  • havana'nin ispanyolcasi
  • (bkz: habana blues)
  • "oh my seh yeh" ile bir parcayla acilir ki album, akillara zarardir... yaz mevsimi geceleyin, sarkiyi dinlerken ickinizi yudumlayip, uzaklara dalmayip da; yahu boyle bir sarki nasil yazilir, nasil calinir diye dusuncelere girerseniz, aklinizi kaybetmeniz isten bile degildir.
  • bir püro türü.
  • latin cazı severim, hatta free jazz, post bop ve hard bop'tan sonra en sevdiğim alt-türdür diyebilirim. habana ise, hayatımda dinlediğim en iyi latin caz albümü olarak sizlere sunmaktan inanılmaz keyif aldığım bir albüm. 1998'de en iyi latin-caz albümü dalında grammy kazanan habana; hargrove'un (bkz: roy hargrove) trompette piştiğini ve virtüözlük mertebesine eriştiğini kanıtlayan, (dream traveler'ı dinlerken bana hak vereceksiniz.) bununla birlikte piyanoda ünlü efsane caz piyanisti bebo valdés'in yine caz piyanisti oğlu -yetmişlerin sonunda adeta yeniden doğan latin caz akımının küba/brezilya ayağını oluşturan irakere'den de hatırlayacaksınız- chucho valdés, saxlarda david sanchez, bateride ise yine küba'dan çıkan sağlam müzisyenlerden horacio hernandez* yer alıyor.

    una mas ve afrodisia gibi iki enfes kenny dorham parçasını barındırıyor bu bambaşka albüm. ve unutmadan: nusia's poem gibi mükemmel ötesi bir parça da, yine bu harika albümde.*

    birbirinden başarılı şarkıların bulunduğu listeye gelirsek:

    1. o my seh yeh
    2. una mas
    3. dream traveler
    4. nusia's poem
    5. mr. bruce
    6. ballad for the children
    7. mountaings
    8. afrodisia
    9. mambo for roy
    10. o my seh yeh (alternate take)
  • suite habana filmi üzerine.
    belgesel küba halkını diyalogsuz, yalın, abartısız, doğal, gerçekçi görüntülerle anlatır. perez’in bu ‘’sessiz’’ belgeseli 1927’de walter rutmann’ın berlin’i anlatan sessiz filmi berlin: büyük bir şehrin senfonisi filmini andırıyor. suite habana filmi şafaktan gün batımına kadar küba’nın sıradan 12 vatandaşının sıradan gündelik yaşamını belgeler. film bize 12 farklı karakterin gündelik hayatlarında neler yaptıklarını ve nasıl davrandıklarını paralel kurgu ile anlatır. çok yaşlı 97, orta yaşlı 79, yaşlı 67, olgun 43 orta yaş 35 genç 20 çocuk 10 hayatın farklı döneminde olan ve farklı işlerde çalışan birbirinden habersiz insanların hayatına şahit oluruz. yönetmen bu eklektik insanları nesnel bir kamera ile anlatır. kameranın mesafeli davranışıyla uzaktan izleriz. biz de kamera gibi izlediğimiz insanların hayatlarına müdahil olmayız çünkü onlar hakkında sadece izlediklerimiz dışında bir kaynağımız yok. yönetmen bazen açık imge oluşturacak abartılı yakın çekimlerle karakterlerin yüzlerini kaydeder. filmde birkaç şarkı sözleri dışında belgeselde işlevi olan diyalog yoktur. yönetmen belgesel akarken bize göstermediği karakterlerin hayallerini film kapandıktan sonra açıklar. yönetmen böyle bir kapanış montajıyla gördüğümüz herhangi bir kişinin sadece gördüklerimizle sınırlı olmadığını, gördüklerimizden daha olduğunun noktasının altını çizer. son olarak bence belgeselin başkahramanı şeker suratıyla en çok izlediğimiz down sendromlu karakter franciqueite’tir. hayali: yüksek tırmanış.
hesabın var mı? giriş yap