• mantik ve matematik alanindaki calismalariyla taninan unlu alman mantikcisi ve mantik felsefecisi..
  • geçen sene dil felsefesiyle ilgili ödev yaparken sülalesine saydırdığım ama aslında başarılı çalışmalarıyla felsefe tarihinin saygın yüzlerinden olan mantıkçı
  • "deja vu matrixte bir kaymadır" dediğimizde karşımızdaki "totoloji yapıyosun" derse kafasına bu filozofun kitabını atabiliriz. çünkü deja vu'nün ve matrix'te kaymanın göndergeleri (referent, bedeutung) aynı olmakla beraber anlamları (sense, sinn) farklıdır.
    (bkz: dejavu değil o matrixde kayma)
  • "matematikle ilgilenmeyen bir filozof yarım kalmış bir filozoftur. felsefeyle ilgilenmeyen bir matematikçi yarım kalmış bir matematikçidir. tarihte bu iki disiplinin birbirinden uzaklaşması her zaman ikisinin de zararına olmuştur" kabilinden bir kelamı vardır kendisinin. matematik felsefesi denince sıkça anılan isimlerden biridir.
    (bkz: mantık)
    (bkz: mantıkçı)
    (bkz: mantık felsefesi)
    (bkz: matematik felsefesi)
  • matematik ile felsefe arasında, platon'dan beri belki de ilk kez ciddi bir bağlama girişi yaparken,,, kant'ın çıkarımının geometri özündeki düşüncesini paylaşırken (mekansal bir sezgi ile doğarız, bu bize verilidir, geometri bu evrensel kendiliğindenlik ile kurulur) ama öte yandan aritmetik konusunda onun sezgisel yeti kuramına karşı çıkarken ve arı mantıksal olarak aritmetiğin kurulabileceği savı ile hareket ederken,,, ardından eğer duyu algılamasıyla ya da sezgiyle sayılar bize verilmiyorsa, o halde sayılar bizde nasıl bulunurlar, onların nasıl farkında oluruz, ve onların sayılar olan nesneler olarak, bilgiye konu olanlar olarak bulunmasının olanağını sağlayan nedir? sorularıyla yüzleşirken ve bu onto-epistemo-lojik soruları anlam bağlamı içerisinde dönüştürerek, sayılara nasıl anlam atfedilire çevirirken,,, böylelikle büyük üstadı tüm bu durumlar içerisinde, felsefe ile matematiğin görkemli köprüsünün üstünde, hangi nesnelerin varolduğu ve nasıl varolduğu sorusundan cümlelerin anlamlarına doğru bir soruşturma, bir dönüşüm içerisinde,,, buluruz.

    üstadın en dikkat çeken eserleri: über sinn und bedeutung, 1892 (on sense and reference-anlam ve gönderge üzerine) ve gedanken, 1918 (thoughts- düşünceler) adlı eserleridir.
  • die grundlagen die arithmetik kitabıyla beni benden almış babayiğittir. 1897'de yazmış olduğu ancak ölümünden sonra yayınlanan mantık adlı eserinde mantığı şöyle tanımlar kendileri : " mantığa atfettiğimiz görev, konusu ne olursa olsun tüm düşünme faaliyetlerinde en yüksek genellikte neyin sağlandığını söyleyebilmesidir."
  • modern matematiksel mantık'ın ve analitik felsefe'nin kurucusu sayılan alman matematikçi, mantıkçı ve filozoftur.

    hakkında yapılan çok geniş bir derleme tam da şuradadır: (bkz: frege kimdir?)
  • alman filozof. frege'nin sense ve reference ayrımı 20. yüzyıl filozoflarını en çok etkileyen ayrımlardan biridir. frege über sinn und bedeutung adlı makalesinde bu ayrımı eşitlik sorununu(identity problem) çözmek için kullanmaya çalışmıştır. temel olarak problem a ile b'nin eşitliği ifadesinin a'nın a ile eşitliği ile arasındaki farkı konu alır. a=b dediğimizde a=a dediğimizden farklı olarak ne diyoruz sorusunu sorar frege. bunu da sabah yıldızı ve akşam yıldızı üzerinden anlatır. astronominin gelişimiyle sabah yıldızı ve akşam yıldızı olarak anılan farklı yıldızların aslından venüsten başka bir şey olmadığını bilmekteyiz. ikisi de aynı nesneyi ifade eder. sonuç olarak akşam yıldızı sabah yıldızıdır (a=b) peki bu cümle venüs venüstürden veya sabah yıldızı venüstürden neden farklıdır, sonuçta aynı nesneye gönderim yapan(reference) kelimeleri birbirleriyle değiştirdiğimizde cümlenin doğruluk değeri değişmemektedir(principle of substitution). yani venüs venüstür(a=a) aynı nesne hakkında doğru bir önermedir. peki bu iki önerme neden iki farklı şeyi anlatır. bunun cevabı da anlam(sense) ve gönderim(reference) ayrımında yatar. bir nesnenin birçok anlamı olabilir ve insanlar birbirleriyle konuştuklarında bu anlamlarla konuşurlar ancak bu anlamlar öznel değildir. anlam nesnel bir nevi platonik objelerdir, nesnel değil de öznel olsalardı iki kişinin anlaşması mümkün olamazdı. anlam aynı zamanda kelimenin gönderim yaptığı nesneyi belirler. yani bir kelimenin veya söz öbeğinin nesnesiyle direk olarak bir bağlantısı yoktur, her zaman anlam üzerinden nesne kurulur. zaten nesnesi olmayan ama anlamı olan bir sürü örnek bulabiliriz: en büyük asal sayı.

    bu ayrım çok büyük tartışmalara yol açmıştır. karşı çıkanı da tutanı da çoktur.

    karşı çıkanlar için(bkz: bertrand russell)
  • bertrand russell, senelerinizi ugruna verdiginiz sisteminizde soyle soyle (bkz: #54048292) bir sikinti var, haydi allah kolaylik versin konulu mektubunun fregeye ulasmasindan yillar sonra, frege ile ilgili sunlari soyluyor;

    dogruluk ve zarafet iceren eylemleri dusundugumde, frege'nin kendini hakikate adayisi ile karsilastirilabilecek bir eylemin dagarcigimda olmadigini farkediyorum. butun yasaminin calismasi tamamlanmanin sinirindayken, kendinden sonsuz kere daha az yetkin insanlarin cikarina kendi calismalarinin cogu gormezden gelinmisken, kitabinin 2. cildi yayinlanmak uzereyken, ve temel varsayiminin hatali oldugunu ogrenmesinin uzerine, kisisel hayalkirikligindan daha ustun oldugu acikca belli olan bir entelektuel haz ile cevap verdi. neredeyse insanustuydu ve insanlarin kendilerini hukmetmek ve taninmak gibi daha yavan cabalar yerine yaratici calisma ve bilgiye adadiklarinda nelere yetkin olduklarina dair bir gostergeydi.
hesabın var mı? giriş yap