• türkiye cumhuriyeti'nin 1938 yılında maarif bakanı olan; köy enstitülerinin kurulması, tercüme bürosu'nun kurulması gibi ülkenin aydınlanması yönünde büyük hizmetlere imza atmış olan güzel insan hasan âli yücel tarafından yazılmış bir roman.

    tanım ve isim gereği roman demek mecburiyetinde kaldım fakat bu eser ne tam bir roman havası ne de tam bir biyografi havası taşıyor. esasında ikisi harmanlanmış diyebilirim. zaman zaman olay örgüsü tarzında anlatılan vakalar ile karşılaşırken bazen de direkt bilgi verilen bölümlerle karşılaşıyorsunuz. olay örgüsünün de çok sağlam kurulduğunu söyleyemeyeceğim.

    eser ilk bölümünde goethe'nin aşklarına, romantik tavırlarına yoğunlaşmış. goethe'yi bazen nişanlı bir hanıma duyduğu aşkın ızdırabıyla inlerken, kendisi seçilmediği için kıskançlık krizlerine girerken bazen de hiç sebepsiz yere aşık olduğu bir kızı terk ederken görüyorsunuz. tam, ''tamam artık herhalde düşünsel dünyasına dönecektir.'' dediğinizde kendisini bir düzine çocuğu olan, kendisinden yedi yaş büyük ve evli bir kadına tutulmuş, şiirler döktürürken görüyorsunuz. temel ahlâkî normlardan ötürü birinci bölümü okurken goethe'ye karşı kızgın ve olumsuz bir tavır takınmamanız pek mümkün değil. romanın yarısına geldiğinizde en sarih haliyle söylemek gerekirse ''bir kadın ayartma dehası''ndan başka bir deha ile karşılaşmıyorsunuz. zirâ goethe bir kadına aşıkken diğer bir kadından gözü olan, bu kadınları birbiriyle tanıştıran hatta onları dost kılabilen muhteşem bir dehaya sahip olarak karşınıza çıkıyor.

    eserin bir bölümünde goethe'nin schiller ile olan edebî mücadelesini ve dostluğunu okuduğunuzda büyük bir haz alıyorsunuz fakat bu da pek uzun sürmüyor. ardından goethe yeniden aşık oluyor; yeniden, yeniden ve yeniden...

    eserin sonuna yaklaştığınızda eşini kaybeden goethe'nin on yedi yaşında bir kıza aşık olduğunu ve kız tarafından reddedilince son derece üzgün bir şekilde weimar'a döndüğüne şahit oluyorsunuz.

    velhasıl, bu eser edebî açıdan pek başarılı sayılamaz. zirâ hasan ali yücel, eseri ne tam bir roman olarak yazabilmiş ne de tam bir biyografik eser olarak. kurgu ve kişilerin tanıtımı da maalesef başarısız olmuş. aşk, sevgi, ilişkiler vesaire gibi konulardan haz alıyor ve edebî muhtevanızı derinleştirmek istiyorsanız okuyabileceğiniz güzel sayılabilecek bir eser. lâkin, alman edebiyatı'nın büyük isimlerinden birinin dehasına şahit olmak, düşüncelerini öğrenmek, fikir hayatına hakim olmak istiyorsanız maalesef hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap