• adrenal cortex'den salgılanan bir kortikosteroid hormon. kandaki glikoz seviyesini ve dolayısıylada vucudun uzun süreli dayanım gücünü arttırır.
  • neurogenesis efektif kullanılabilirse, üstesinden rahatlıkla gelinebilecek illet. aslında olay burada tam bir kısır döngü; stresiniz arttıkça adrenal korteksten salgılanan glukokortikoid artar ve bu da nöronlarınıza zarar verir, hasarlı nöron stres algısını arttırır ve vücudun gördüğü zarar katlanarak artar. halbuki yapılan deneyler göstermiş ki fiziksel ve zihinsel aktivitesini düzenli ve yüksek tutan bireylerde nöron oluşumu (evet, bölünemez diye öğretilen sinir hücreleri bölünebiliyormuş. hem de tam beyinde bölünüyorlarmış) glukokortikoidi baskılar ve stres rahat atlatılır. bu da yeni nöronların oluşmasına elverişli bir ortam yaratır.
  • adrenal cortex den salgılanan corticosteroid hormonların glucocorticoid ve mineralocorticoid olarak iki çeşidi vardır. cortisol azı da çoğu da zarar olan glucocorticoid hormonlarından birisidir.mesela yüksek miktar cortisol cushing's sendromuna sebep olurken az miktar cortisol addison's hastalığına sebep olur.eğer strese bağlı olarak cortisol miktarı artarsa , sinir kök hücrelerindeki çoğalma özelliği azalır. ayrıca glucocorticoidler bağışıklık sistemini baskıladığı için bağışıklık sisteminin aşırı aktif olmasından kaynaklanan hastalıkların (alerji,astım) tedavisinde kullanılır.
  • karaciğerde glikoneogenezi,glikojen deposunu artırır.beyin ve kalp dışı dokularda ise glikoz kullanımını azaltır.diabetojeniktir yani.
    gk yokluğunda aç kalınırsa hipoglisemi ve ani kollaps gelişebilir.

    karaciğer hariç protein sentezini azaltır,kataboliktir.kc de ise protein yapımını artırır.böylece afr,plazma pr yapımı artar.onkotik basınç devamlılığı sağlanır.ama kaslar zayıf ve güçsüz ;immun fonksiyonsa baskılanmıştır.

    yağ dokudan yağ asidini mobilize eder.enerji kaynağı olarak kullanımını artırır.ama yağları yüz,ense ,göğüs gibi yerlere toplar.bunu reaktif olarak insülin salınması ile yapar.bu bölgelerde insulinin sözü geçerken kortizolse kalan bölgelerde lipoliz yapar.

    aslında kortizol plazmada hem glikoz,hem aminoasit,hem de serbest yağ asitleri ve keton cisimlerinin konsantrasyonunu artırır.
    kastan aminoasidi,yağ dokudan yağ asidini mobilize etme işini fazla abartırsa zayıf kas zayıf immunite buffalo hörgücü strialarla ile karakterize (bkz: cushing sendromu) na çevirebilir kişiyi.

    gk almayan yetmezlikli bir hastaya yapılan glikoz infüzyonu yüksek ateşe neden olur.(glikoz ateşi) bunu kollaps ve ölüm takip eder.
  • glukokortikoid antagonistleri:

    aminoglutetimid: 20-22 desmolaz'ı inhibe ederek medikal adrenaloktemi yaparlar. aromataz enzimini de inhibe ederler. cushing sendromu ve meme kanseri tedavisinde kullanılır.

    trilostan: bu ilaç da 3 beta hidroksisteroid dehidrogenaz enzimini inhibe ederek
    pregnenolone--progesteron(ki bu böbrek üstü bezinde ilk sentezlenen hormondur) dönüşümünü bloke eder.

    metirapon: 11 beta hidroksilaz'ı inhibe ederek kortizol ve aldosteron sentezini azaltır.( iv anestezide kullanılan etomidat da aynı enzimi inhibe eder.)

    ketokonazol: gonadal ve adrenal steroid sentezini inhibe eder.

    abiraterone: 17 hidroksilaz ve 17-20 liyaz enzimlerini inhibe ederek adrenal ve gonadal steroid hormon sentezini inhibe eder. ve bu ilaç prostat kanserinde kullanılır.)

    mitotan: adrenal bez'i tahrip ederek adrenal bez tümörlerinde kullanılır.( kimyasal adreneloktemi)

    ayrıca mifepristone'da terapotik dozlarda progesteron reseptörlerini bloke ederek postkoital kontrasepsiyon'da kullanılırken, yüksek dozlarda glukokortikoid reseptörlerini inhibe ederek cushing sendromunda kullanılır.
  • glukoneojenez (proteinlerden glikoz ve glikojen yapımı) sağlayan ve insülin etkisini antagonize eden steroid yapısındaki hormonların ortak adı.
  • glukokortikoidlerin 2 tane mutlak kontendikasyonu vardır.

    1- herpetik keratit

    2- aktif tüberküloz'dur.

    bunlar dışındaki bazı durumlarda dikkatli kullanılabilir. ama bu iki durumda kesinlikle kullanılmaz.

    bunlardan doğal olanı yani insanda da bulunanı hidrokortizon yani kortizol'dürler. ve bu ikisinin de antienflamatuar etkileri en zayıf ve en kısadır. ama ikisininde su ve tuz tutucu etkisi eşittir.

    kortizon ve prednizon her ikisi de ön-ilaç yani prodrug oldukları için sadece oral kullanırlar. yani cilde veya astımda inhalasyonla uygulanmazlar.

    deksametazon ve betametazon'un etkileri en uzundur. ve antienflamatuar etkileri yüksektir. ve bu iki ilacın da su ve tuz tutucu etkileri yoktur.

    deoksikortikosteron'un ise hiç antienflamatuar etkisi yoktur. sadece su ve tuz tutucu etkisi yüzünden kullanılır.

    fludrokortizon'un ise bir miktar antienflamatuar etkisi vardır. ama bu da esas su ve tuz tutucu etkisi yüzünden addison hastalığının tedavisinde oral kullanılır. yalnızca oral kullanılır.
  • glukoneogenez ve lipolizde artış yaparlar. kasta katabolik, karaciğerde iste akut faz reaktan artışı yaparlar. insülin duyarlılığını azaltırlar, glukoz kullanımını azaltırlar. kemik yapımına negatif etki ederler. rem uykusunu azaltırlar. gfr'yi artırırlar. nötrofil, eritrosit miktarında yükselmeye; bazofil, eozinofil, lenfosit miktarında azalma yaparlar.
    anti-enflamatuardırlar.
hesabın var mı? giriş yap