• erkan ogurun yazi tura icin yaptigi sarkilardan biri.. boyle bir muzik, boyle bir kalbe derine dokunus yok.. sanirim son nokta bu oluyor.. bir sarkiya bir kalp, bir hayat bu kadar acilabiliyor.. ne kadar kendini kapamis, acilardan bikmis olsa da insan bir sey yapamiyor, aciliyor yine agliyor.. ciddi anlamda cok zararli ve aliskanlik yapan cinsten bir sey bu.. butun yaralari desen, sevgiliden kesin olarak "bitti"nin duyuldugu gune onceki aylarda vurulan damgalarin ustune bir de muhur basan, kalpte acilmis kapanmaz ibareli yaralarin hepsinin uzerine de ibareleri kaldirip gerekli damgalari yerlestiren bir sarki, his, yogunluk.. hayir his yogunlugu degil bu.. hem hissin kendisi hem de bir yogunluk her seyden olusmus; hayattan, umutlarin tukenisinden, sevginin buyuklugunden, insanlara karsi nefretten, bosluktan ve onem verilmeyisten..

    sanirim bu sarki ile insan bu yogunlugun son noktasina geliyor.. sonrasinda geriye donup bakiyor.. gercekten ben ne kadar sanssizmisim, ben ne kadar onemsizmisim, ben ne kadar degersizmisim ve ben ne kadar "garip"misim diyor..
  • erkan ogur bu eserine "hayatin her zaman ortasindayiz" diye not düsmüstür...
  • aynı zamanda bir neşet ertaş türküsüdür

    "yine boranlı dağlar
    bozulmuş viran bağlar
    orda bir garip ölse
    yine garipler ağlar

    kalmış gurbet elinde
    acı türkü dilinde
    garip olmayan bilmez
    gariplerin halinden

    garibin yüzü gülmez
    derdini kimse bilmez
    bir kenarda kalsa da
    halini soran olmaz
    bir ıssızda ölse de
    bu kimdir diyen olmaz

    geldik dünyaya geldik
    ne ağladık ne güldük
    insan doğduk dünyada
    biz niye garip olduk
    insan geldik dünyaya
    sonunda garip olduk"
  • 1999'da elenor plak etiketiyle çıkan müslüm gürses albümü.

    a yüzü
    1- garipler
    2- düşmanlara ne gerek var
    3- sensiz olmuyor işte
    4- karşılıksız aşk
    5- bir dediğini iki etmedim

    b yüzü
    1- gitme diyemem
    2- yürek dayanmaz
    3- gülom
    4- hancı
    5- mavi yelek
  • (bkz: guraba)
  • (bkz: 27 ekim 2005 fransa göçmen ayaklanması) hep bu tarihi getirir aklıma bu şarkı.

    müslüm gürses’in yıllar öncesinden bugüne seslenen bir şarkısıdır ve fransa’da yaşanan isyanları açıklamada kullanılabileceğini düşünüyorum. “yakarsa dünyayı garipler yakar” sonucuna vardığı şarkısında gürses, akıp giden düzeni yıkma işinin neden bu kitleye de kaldığını açıklıyor. “dertleri içine sığmayan” bu kitle isyan etme enerjisini başka hiç kimsede olmayan tam da bu fazlalılığından alır ve bir gün dünyayı ateşe verir. şarkı fena halde marx’ın “zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yok” sözünü hatırlatsa da, gürses’in farkı ekonomik indirgemecilikten kurtulmuş olmasıdır.

    gürses isyan fikrinin “sürüne sürüne yaşayan” kişilerde olduğunu söylerken olayın ekonomik boyutundan bahsetse de, şarkının bütününe bakıldığında ekonominin temel belirleyici olmadığı anlaşılır. isyan, “hor görülenlerin”, “sevip sevilemeyenlerin”, mutluluğa “uzaktan bakanların”, “hayatta umudu kalmayanların” isyanıdır. dolayısıyla, isyan ekonominin dışında birçoğu sosyolojik kategoriye dahil olan nedenlerin bir sonucudur. dolayısıyla isyan, bütün bu faktörlerin ürünü olan “düzensiz dünyanın günahına” verilmiş bir cevaptır.

    isyan noktasında mutluluğun kendilerine “uzaktan baktığı” kitlelere yaptığı vurgu sanırsam müslüm’ün en ayrıcalıklı tespiti olmayı hak ediyor. eşitsizliğin böylesine görünür hale geldiği, mutluluğun hemen yanı başınızda olmasına rağmen size bir o kadar da uzak olduğu bir dünyada gariplerin isyan etmesinden daha normal başka ne olabilir. garipler şarkısının değeri bu noktada ortaya çıkıyor ve gariplerin isyanının neden diğer isyanlardan farklı olarak bu kadar yakıcı olduğunu da açıklıyor. “itirazım var bu sonsuz kedere” diyen bir kitlenin karşısında durmak kolay değil.

    müslüm’ün isyanları analiz noktasında bize sunduğu bir başka ilginç şey de “bütün duyguları, hayalleri, yarınları ağır yaralı” olan bir kitlenin varlığından bizi haberdar etmesi oldu. işte isyan, bu kitlenin “itirazım var bu sonsuz kedere” düsturuyla ortaya çıkmasıydı ve sanırım ateşe verdiği dünyayı izlemek de bize düştü.
  • az önce klibine rastladığım müslüm baba şarkısı. takım elbisesiyle, kravatıyla isyan ede ede oldum günahkar diyen baba, at hırsızı gibi giyinmeyi marifet belleyip sikimsonik kelimelerle "isyan" eden rockerlara ders veriyor adeta.

    bu şarkıyı dinleyip ibret alması gereken diğer bir şahıs da ferhat göçerdir kesinlikle. tiz ses, pes ses nasıl kullanılır, nerde damardan girilir gibi sorulara apaçık bir cevap adeta.

    son olarak. baba büyüksün.
  • aynı zamanda yozgat'ın sorgun ilçesine bağlı bir köy.
  • garip olmayanlarin bilmedigi sarki.
    onlar gitsin muslum gurses basligina vefat ettigi icin ne kadar uzulduklerini anlatsinlar.

    hor görülenlerin tanrım isyanıdır bu
    sevip sevilmeyenlerin isyanıdır bu
    düzensiz dünyanın gunahıdır bu
    yakarsa dünyayı garipler yakar
    yakarsa dünyayı garipler yakar

    isyan ede ede olduk günahkar
    mutluluk bizlere uzaktan bakar
    tanrım bu dunyayı başka kim yakar
    yakarsa dünyayı garipler yakar

    dertleri içine içine sığmayan onlar
    hayatta umudu kalmayan onlar
    sürüne sürüne yaşayan onlar
    yakarsa dünyayı garipler yakar
  • keman partisyonu ağlatır.
hesabın var mı? giriş yap